Türkiye Suriye, Irak, İran gibi kilit konularda Washington`dan ne bekleyebilir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Perşembe günü ABD Başkanı Barrack Obama ile bir araya gelecek. Türk medyası görüşmeyi kritik, dönüm noktası ve karar anı gibi kelimelerle tanımlıyor.
Buluşma, ABD`nin Müslüman dünyasındaki müttefiki Türkiye`nin yüzbinlerce mültecinin akınına uğramasına neden olan, ekonomisini zorlayan ve Washington ile arasına alışılmadık şekilde kamuoyuna yansıyan bir gerginlik sokan Suriye krizinden giderek daha fazla etkilendiği bir döneme rastlıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama, 2011 yılında Fransa`nın Cannes şehrinde gerçekleştirilen G20 zirvesinde.
DÜNYA BORSALARINDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Bu meselelerin taşıdığı aciliyet geçen Cumartesi Reyhanlı`da bomba yüklü iki aracın patlatılması sonucu 50`den fazla kişinin hayatını kaybetmesiyle daha da ön plana çıktı. Erdoğan patlamaların arkasında Suriye istihbaratına bağlı çalışan güçler olduğunu iddia ederken Suriyeli yetkililer kesin bir dille reddetti.
Müttefiklerin arasını açan yalnızca Suriye değil. ABD, Türkiye`nin Kuzey Irak`ta enerji projeleri gerçekleştirmek üzere Irak`taki Kürt Yönetimi ile anlaşma imzalaması konusunda da kırgın. Bağdat yönetimi anlaşmayı yasa dışı olarak tanımlarken ABD, Irak`ın parçalanmasına katkıda bulunabileceğinden endişeleniyor.
Türkiye için esas önem taşıyan konuları ve Washington`ın Ankara`ya istediği desteği verip vermeyeceği konusunda analistlerin görüşlerini aşağıda bulabilirsiniz.
-Suriye: Bu esas konu. Türkiye ABD yönetiminin Suriye konusunda daha sert bir tutum sergilemesini istiyor. Bu da başkanlığın muhaliflere silah sağlanması konusundaki vetosunu kaldırması ve uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunu ciddi şekilde düşünmeye başlaması anlamına geliyor.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı`ndan eski diplomat Sinan Ülgen: Perşembe günkü tartışmanın ana başlığı bu olacak. Daha önemlisi şu ki Türkiye istediğini alamayacak. Diğer taraftan Erdoğan muhaliflere silah sağlanması konusunda bir miktar ilerleme sağlayabilir. Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığı yönünde ortaya çıkan iddiaların ardından bir dereceye kadar destek geldi ancak esas soru Obama`nın daha fazla müdahale konusundaki şüpheciliğinin değişip değişmediği. Suriye konusunda en fazla elde edebileceği bu. Uçuşa yasak bölge oluşturulması ya da daha cesaret isteyen bir politika belirlenmesi beklenmemeli.
-Irak: Ankara, Başbakan Nuri el-Maliki`nin Tahran`ın piyonu olarak Bağdat`ta bölücü ve Şii odaklı bir gündem takip ettiğini düşünürken Irak müttefiklerin arasındaki anlaşmazlıkların artmasına neden oluyor. Politika farklılıkları, durumda değişiklikler olabilecek olsa da anlaşmaya varma olasılığını azaltıyor.
Washington Enstitüsü`nden Soner Çağatay ve James Jeffrey: Obama, Irak`ta istikrar sağlanması için Erdoğan`ın Bağdat`ı desteklemesi gerektiği konusunda ısrar edecek. Aynı zamanda Türkiye ve ABD`nin mezhep politikaları konusunda Maliki`ye aynı uyarıyı yaparak, ülke demokrasisini yıkma tehdidi oluşturduğunu söylemesini teklif edecek. Washington ve Ankara`nın özellikle Bağdat`ın Iraklı Kürtler ile anlaşmazlığı konusunda bazen güçsüz düşen iş birliğini güçlendirmesi gerekiyor. Hidrokarbon aramaları ve ihracatı konusunda tüm taraflar uzlaşıya varabilirse hem ABD hem de Türkiye`nin çıkarları korunurken Irak`taki istikrar arttırılabilir. Özellikle geçen ay Londra`da yapıldığı bildirilen üst düzey ABD-Irak-Türkiye yetkilileri arasındaki toplantının üzerine eklemeler yapılmalı, daha fazla görüşme planlanmalı ve Irak`ta ortaya çıkan tehlikeli durumun yatıştırılması için çaba harcanmalı.
-İsrail: Obama`nın Mart ayında kişisel bir müdahalede bulunarak Erdoğan ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu`yu telefonda buluşturmasının ardından Türkiye ve İsrail arasındaki buzlar çözülmeye başladı. Washington ikili ilişkilerde hızlı bir düzelme kaydedilmesini istiyor ancak Türkiye`nin Hamas`a verdiği destek engel oluşturuyor.
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Soli Özel: Obama yönetimi bir an önce olmasını istese de Türk hükümetinin öne atılıp İsrail ile diplomatik ilişki başlatacağını düşünmüyorum. Bürokratlar tüm bunları sağlamak isteyecek ancak politik düzeyde ilerleme sağlanıp sağlanamayacağından emin değilim. Diğer bir konu ise Erdoğan`ın Gazze`yi ziyaret edeceğini söylemesi. Amerikalılar buna karşı ve ziyareti gerçekleştirecek olursa Washington, Ramallah`taki Filistin ve Tel Aviv`deki İsrail yetkililerini de ziyaret etmesini isteyecektir. dedi.
Erdoğan`ın Bu bölgede Türkiye ve ABD`nin pozisyonları uyumlu görünüyor. Türkiye, Tahran`ı artan bir şekilde esas rakibi olarak görüyor. Diğer taraftan Arap ayaklanmalarının başlamasından bu yana, en belirginleri Suriye, Irak ve İsrail olmak üzere bir dizi konuda iki ülkenin konumu birbirinden ciddi şekilde uzaklaştı.