Dış kaynak riske girdi

1dk okuma

ABD`ye düzenlenen saldırının ardından bütün dünyada yaşanan güven bunalımından en fazla gelişmekte olan ülkeler etkilendi. Piyasalardaki belirsizlik, askeri harekat ve tüketici güveni yatırımcıları daha da ihtiyatlı bir hale getirdi. Bu ortamda güvenli sığınaklar arayan yatırımcılar gelişmekte olan piyasalardan çıkmayı tercih ettiler. Bunun sonucunda gelişmekte olan ülkelerin bono ve tahvillerine olan ilgi de azaldı. Bu durum faizlerin önemli oranlarda artmasına neden oldu. Türkiye ise, gelişmelerden en fazla etkilenen ülkelerin başını çekti. Bir roadshow`a çıkan Türkiye, bunun sonucunda yeni bir borçlanma planlıyordu. Gelişmekte olan ülkelerin tahvillerine talep olmadığı daha çok satışların yaşandığı ve sağlam para birimlerine sahip ülkelerin enstrümanlarına kayışın olduğu bu dönemde Hazine, planladığı ve yaklaşık 500 milyon euro düzeyinde beklenen borçlanmasını da erteledi. Programda bu yıl için 1.5 milyar dolarlık tahvil ihracı, tam rakam belli olmamasına rağmen tahmini 1 milyar dolar da yurtdışına satış anlamında özelleştirme hedefi vardı. Yaşanan ABD saldırısının bu planları altüst ettiğini ileri süren uzmanlar, Türkiye`nin yaklaşık 2.5 milyar dolarlık içerden ilave bir kaynak bulmak zorunda kalacağını ifade ettiler.

Eurobond`un ertelenmesi doğru karar
Uzmanlar, bu gelişmelerin Türkiye`nin borçlanma planını olumsuz etkilediğini belirterek, Hazine`nin borçlanma planından vazgeçmesinin doğru bir karar olduğunu ifade ettiler. Uzmanlar, Hazine`nin borçlanmasını ertelemesi doğru bir karardı. Aksi halde borçlanma düzenlerse başarısız olma ihtimali yüksekti.
Başarısız olmasa dahi yüksek faize razı olmak zorunda kalacaktı, bu da kredibilite kaybına neden olacaktır. Çünkü, bir kez bu oranlarda faiz ödendiğinde bu daha sonraki borçlanmaları da etkileyecektir dediler. Hazine`nin kısa vadede bir borçlanmaya ihtiyacının olmadığını belirten uzmanlar, yeni bir borçlanmanın kredibilite açısından çok büyük öneminin bulunduğunu kaydettiler. Uzmanlar, Hazine`nin bu dönemde çıkıpta hedeflediği borçlanmayı yapamamasındansa çıkmamasının daha doğru olacağını ileri sürdüler. Bu sürecin çok fazla devam etmeyeceğini, tüketicilerin bir süre sonra güven aramaya başlayacağını vurgulayan uzmanlar, Türkiye`nin bir güven ortamı sağlandıktan sonra borçlanmaya çıkmasının daha doğru olacağını ifade ettiler. ABD`nin faiz indirmesinin gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetlerini olumlu etkileyeceğine dikkat çeken uzmanlar, ancak faiz indiriminin olumsuzluğun yarattığı negatif etkiyi telafi edecek boyutlarda olmadığını söylediler.

IMF borcu mutlaka ertelenmeli
Yapı ve Kredi Bankası Sermaye Piyasası Yönetmeni Hakan Kalkan, son aylarda Türk eurobondlarında gözle görülür bir likidite artışı olduğunu belirterek, Hazine`nin de bu gelişmelerden dolayı yeni bir ihracı planladığını ancak ABD kriziyle planlarının tutmadığını ifade etti. Kalkan, ABD krizi nedeniyle Türk eourobondların satıldığını vurgulayarak, 30 yıllık kağıdımızın fiyatı 84 - 85`lerdeyken 77`lere kadar düştü. Ancak yeniden toparlanmaya başladı ve 80`lere kadar çıktı dedi. Bu dönemde Hazine`nin eurobond ihracına çıkmasının oldukça zayıf göründüğüne dikkat çeken Kalkan, yaşanan krizin gelişmekte olan piyasalara fon akışını mümkün olduğunca yavaşlatacağını kaydetti. IMF`e ödenmesi gereken 5.5 milyar doların ertelenmemesi durumunda sıkıntıların artacağına dikkat çeken Kalkan, 2002 yılında da Hazine`nin dışardan bu miktarda bir para bulmasının zor olduğunu ifade etti. Kalkan, varolan gelişmeler paralelinde IMF`ye olan borcun 1 - 2 yıl ertelenebileceğini söyledi.
Haberle ilgili daha fazlası: