İlk adım aykırı düşünmek

1dk okuma

Girişimcilik, bireyci kültürün en baskın renklerinden biri. Acaba aykırı düşünce bu kültürün post modern bir uyarlaması olabilir mi?..


Genel yayın yönetmenimiz Aydın Demirer, Para`nın yılbaşı sayısı için özel bir yazı hazırlamamı isteyince, ne zamandan beri sizlerle paylaşmak istediğim bir konuyla ilgili fırsat doğmuş oldu. Her sayıda sürekli proje yayınlayacak değilim ya... Bu kez de fırsat diye bellediğimiz hazır reçeteleri bir yana bırakıp, girişim dünyasının içindeki o ince gerçeği sizinle birlikte yeniden keşfetmeyi düşündüm.
İşte bu gerçek, çoğumuzun marjinallik olarak da tanımladığı aykırılık olgusunun ta kendisi. Aykırılık dediğimiz şey ütopyalardan da beslenerek hayallerimizi ve aklımızı çelip duruyor. Girişimcilikle aykırılık arasında sıkı bir bağ var. Girişimcilik başlı başına bir kültürel boyut olsa bile, aykırılık bu evrenin düzenini hiçbir zaman bozmuyor. Girişimciliğin aslında biraz da nevrotik aura gerektiren tarafı işte bu aykırılıktan beslenip duruyor. Tek başına garip; hatta marazi sayılabilecek fikirler bir dört yol ağzında buluşunca yepyeni bir projeye dönüşüveriyor. Yani aykırı düşünce, girişimciliğe lezzet katan bir maya gibi onu olgunlaştırıp terbiye ediyor.


GİRİŞİMCİLİK SANATI:

Kim ne derse desin, girişimcilik aykırı düşünme sanatıdır zaten. Hem de basbayağı bir sanat. Kurallarıyla, estetik boyutuyla ve etik yapısıyla bir düşünsel kurgulama sanatı...

Girişimciliğin sanat içeriği taşıması, yapılacak işin estetik boyutlarını kapsamakla kalmıyor, ona kişisellik de kazandırıyor. Tabii aklın egemenliği hep ön planda olmak şartıyla.

Size aykırı düşüncelerin şekillendirdiği girişimcilik konusunda birkaç anımı da aktaracağım. Eğer siz çevrenize dikkatle bakacak olursanız bu aykırılıkların fırsatlara dönüşmüş olduğu örnekleri zaten hemen göreceksiniz.


AYKIRI ÖRNEKLER:

Yıllar öncesinin Ankara`sında Kareli isimli bir restoran vardı. Restoranın duvarları kare kare hasırla kaplıydı. Tabaklar çanaklar kare şeklindeydi. Masalar, aplikler, resimler dekor ve daha bir sürü şey hep dört köşeydi. O dönemler seçkin insanlarla dolup boşalan bu restoran, taklitten aykırı düşünceye geçişin belki de ilk örneklerinden biriydi...

Restoran deyince girişimci bir arkadaşımın beni önceleri tebessüm ettiren, ama daha sonra aykırılığın bir örneği olarak belleğimde sakladığım bir projesini hatırladım. Arkadaşımın en büyük hayali bir kuru fasulye fast food zinciri kurmaktı. Hani şunimetten saymadığımız malum etli kuru fasulye...

Bu zincir restoranların müşterilerine halis kemik suyuna pişirilmiş kuru fasulyeyle tereyağlı pilav verilecek, üstüne de mis gibi zerde ikram edilecekti. Restoranın bütün mönüsü bundan ibaretti. Tek ayrıntı kuru fasulyenin isteyene fırınlanmış olarak sunulacak olmasıydı.

Arkadaşım bunun Türkiye`de çok tutacağını, bu lezzete uyan hiçbir şeyin olmadığını iddia edip durduydu. Neyse ki kendisi Yeni Zelanda`dan bir iş teklifi aldı da bu ilginç proje suya düştü. Yoksa malum hamburgercilerin yanı sıra bir de kuru & pilav restoranlar zincirinin gedikli müşterisi olacaktık.

Aklın süzgecinden geçmiş aykırılıklar gerçekten de çok para kazandırmıştır girişimcilerine. Örneğin, Londra`da Charing Cross`da bir kitapçıyla tanışmıştım. Adamın dükkanında sadece Shakespeare`le ilgili kitaplar vardı. Tabii Shakespeare`le ilgili başkalarınca yazılmış kitaplar da... Adam iki yıldır bu sayede çok para kazanmış. Yıllarca Shakespeare de dahil Milton, Smollett, Hume, Byron, Dickens filan satarak kazandığım parayı yalnız Shakespeare satarak bir yılda kazandım demesine çok şaşırmıştım.

Aklın yönlendirisi ince bir sezgiyle birleşince, gerçekten aykırılıklar büyük iş alanlarına dönüşüveriyor. Türkiye`nin en büyük zeytinyağı ihracatçısı olan bir dostumun son aşamasına gelen projelerini görünce aykırı düşüncenin erdemine iyice inanmaya başladım. Lio zeytinyağlarının sahibi olan dostumun halis sızma zeytinyağından ürettiği kozmetiklerin prototiplerini görünce hayret ettim. Adeta Haute Couture Paris kozmetikleri... Zeytinyağıyla doğal güzellik. Ve tabii bunların satılacağı özgün Lio mağazaları... Harika bir fikir değil mi?..

Uzun yıllar kamu sektöründe makine mühendisliği yapmış bir başka tanıdığımın iş fikri ise aykırılıktan çok bir fırsatı içeriyordu. Bir makine restorasyon atölyesi kurarak her tür kullanılmış sanayi makinelerini alıp yenileyip sıfırlamak ve bir ikinci el piyasası yaratmaktı amacı. Fakat Türkiye`deki bürokrasi onu çabucak yıldırdı. Şimdi Almanya`da çok para kazanıyor. Second Hand Machines adı altıda makarna üretim hatları, su dolum üniteleri, plastik makineleri gibi bir sürü şeyi yenileyip ikinci el fiyatına diğer ülkelere satıyor. Şu anda hatırı sayılır bir zenginliğe ulaşmış durumda.


AMERİKA... AMERİKA...

Aykırılığın girişim bilinciyle en uyumlu olduğu ülke bence Amerika. Orta sınıf Amerikan halkının içindeki yaratıcılık arzusu sınır tanımıyor. Belki de fırsatlar ülkesi yakıştırmasında bu gerçek gizli. Son teknolojilerin yarattığı fırsatlar hariç, klasik ticaret alanlarında daaykırı düşünce doğurganlığı pek yüksek bu ülkede. Girişimcilik objektifinden bakarak yapacağınız bir gözlemden sonra hayrete düşmemeniz mümkün değil. Kredi danışmanlığı, kişisel imaj geliştirme servisleri, etkili CV yazma ve mülakat stratejisi ofisleri, tarihi kostüm mağazaları, evlilik danışmanlığı, düğün organizatörlüğü gibi bildiğimiz aykırılıkların yanında her gün yeni bir iş sahası açılıyor.

Ama asıl yoğunluk bilgi çağının gereklerine göre oluşmuş yeni sektörlerde. O kadar çok aykırı iş alanı keşfediliyor ki, şaşmamak elde değil. Bunların birçoğunundan henüz haberimiz bile yok. Bilgisayar üzerinden yapılabilecek işler bazen çok keskin aykırılıklar içeriyor. İşte bizim kültürümüze angaje olmuş aklımız da burada bazı şeyleri inkara bile kalkabiliyor. Örneğin zor bir araştırma yapmak zorundasınız ve arama motorlarının içinde kaybolmak üzeresiniz. Hemen aykırı bir girişimcinin servisi imdadınıza yetişiyor. Anında istediğiniz bilgiler dosyalanıp size gönderiliyor. Diyelim ki yarın önemli bir iş toplantısında bu belgelerle kritik bir konuşma yapacaksınız. Başarmanız gereken konuları özel servis veren bir siteye kısaca yazıyorsunuz. Size öyle bir strateji çiziliyor ki, başarılı olmamanız artık mümkün değil. Hatta el ayanız ya da parmak izinizden yarınki olası rahatsızlıklarınızı size söyleyen ve toplantıda almanız gereken önlemleri size bildiren siteleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz.


...VE TÜRKİYE:

Aykırılıkla girişimcilik arasındaki bağın farkında olan ülkelerin başında çok şükür Türkiye de var. Ben özellikle genç insanlarımızın girişim fikirlerine çok duyarlı olduğunu biliyorum. Yeni yüzyılda Türkiye`de çok şey gibi girişimciliğin de yeni ve aykırı yüzüyle tanışacağız elbette. Girişimcilik bireyci kültürün önemli basamaklarından biri. Bizde bireycilik kültürü ve rekabet hızla gelişiyor. Aykırılık bu yeni kültürün post modern bir rengi olarak bize de eninde sonunda yansıyacak.
En önemli tehlike ise girişimin ufuklarını yerellikle sınırlamak... Girişim ise asla sınır tanımıyor. Batılı girişimcilerin kitsch opportunism dedikleri ucuz içerikli fırsatlardan arındığımız oranda başarılı olacağız. Genç insanlarımız bu ince ayar noktasının da zaten farkında... (PARA)
Haberle ilgili daha fazlası: