Yılmaz:Ulusal Program`ın liderler zirvesinden sıkıntısız geçmesi için titiz bir çalışma yapıldı

1dk okuma

ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Katılım Ortaklığı Belgesi çerçevesinde Ulusal Program`ın Liderler Zirvesi`nden sıkıntısız şekilde geçmesi için titiz bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Program`ın yüzde 95`i üzerinde sadece koalisyonu oluşturan partiler değil, diğer siyasi partiler ve devletin kurumları arasında önemli bir ihtilaf olmadığını belirten Yılmaz, Bazı ihtilaf noktalarının, asıl amaçtan uzaklaşmadan ve uzlaşmayla çözülebileceği inancındayım dedi. Yılmaz, grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye`nin kendisini olayların akışına, kaderini de başkalarının eline bırakamayacağını kaydederek, olayların akışına kapıldığında başkaları tarafından oluşturulacak bir geleceğe doğru sürükleneceğini ifade etti. Yönetilmediği takdirde, geleceğin istenennoktaya değil, olayların yönlendirdiği noktaya doğru gideceğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu: Biz görevimizi yapmaz ve müdahale etmezsek, ülkemize biçilen gelecek başkalarının bizim için biçtiği gelecek olur. Türkiye nehirde yüzen ölü bir kütük gibi zaman ve olayların akışında sürüklenecek bir ülke değil. Türkiye geleceğine kendisi hakim olmak, geleceğini kendisi kumanda etmek zorundadır. Bu ülkenin kaderine kumanda edilmezse tarihin akışı içinde başıboş ve serseri gelişmelere, çevrenin ve dış koşulların etkisine göre hareket etmek zorunda kalırız. Ülkemizin gidişatında rastgeleliğe karşı siyasi irade ortaya koymak ve bunu değiştirmek için çaba göstermek zorundayız. Yılmaz, AB`ye giriş çabaları ile birlikte gelecek yönetimi kavramını da ülkede ve siyasette hakim kılmak zorunda olduklarını belirterek, Türkiye`nin içinde bulunduğu süreçte asıl amacını unutup araç ve metodları benimseyen anlayışları bir tarafa bırakmak zorunda olduğunu söyledi.

-CUMHURİYET`İ KURAN İRADENİN İDEALİ...-

Geleceğe dönük plan yapmak ve hedef belirlemenin başarıya ulaşmanın sadece ön şartı olduğuna işaret eden Yılmaz, Gelecek yönetimi, günbegün geleceği kurmak, yanlışlarımızı düzeltmek, şartları ve araçları kontrol etmek, zayıflayan motivasyonu güçlendirmek, hedefin değişimini ve amaçladığımız şey olup olmadıını kontrol etmektir. Bu anlamda gelecek yönetiminin uygulanacağı ilk alan, AB`a üyelik konusu olmak zorundadır diye konuştu. Türkiye`nin Batılı ülke olma hedefinin statik olmadığına dikkati çeken Yılmaz, genel olarak varılan ile amaçlanan hedefin ortam ve koşullar nedeniyle birbirinden farklı olabildiğini vurguladı. Yılmaz, bugünkü Batı`nın ne Tanzimat ne de Cumhuriyet`in ilk yılarındaki Batı olduğunu belirterek bambaşka bir yapıda olduğunu, planlama dönemindeki bugünkü Batı ile Türkiye`nin ulaşacağı Batı`nın da aynı olmayacağını vurguladı. Bu nedenle AB`ye uyum süresini kısa tutma çabasında olduklarını belirten Yılmaz, AB üyeliği, artık Türkiye`nin vizyonuna girmiştir. Cumhuriyet`i kuran iradenin ideali, artık gözle görülibilecek elle tutulabilecek kadar yakın hale gelmiştir dedi.

-BAAS TİPİ DEMOKRASİYLE YÖNETİLEN--

Yılmaz, Katılım Ortaklığı çerçevesinde oluşturulma aşamasına gelen Ulusal Program`ın hedefe ulaşma için hangi alanlarda ne gibi revizyonlara gidilmesi gereğini eçirdiğini anlattı. AB üyelik sürecinde önemli olan, üyelik sürecinin bizim yönetmemizdir. Bu süreci biz yönetmezsek, bizim için başkaları yönetecektir. Bu durumda sonumuz, AB üyesi güçlü Türkiye yerine, Baas tipi demokrasiyle yönetilen bir Orta Doğu cumhuriyeti olur dedi. Bugün yine sıkıntılı bir dönemeci aşma noktasında olduklarını, Ulusal Program dönemecinin birliğin gereklerine uygun geçilmesini amaçladıklarını kaydeden Yılmaz, bir süreden beri AB ile ilişkiler konusunda konuşmadığını, bugünkü liderler toplantısına kadar konuşmamanın daha doğru olacağı düşüncesinde olduğunu ifade etti. Yılmaz, bugünkü Liderler Zirvesi`nden Ulusal Program`ın sıkıntısız bir şekilde geçebilmesi için titiz bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Program`ın yüzde 95`in üzerinde, sadece hükümet ortakları arasında değil, diğer siyasi partiler ve devlet kurumları arasında herhangi bir önemli ihtilaf yoktur diyen Yılmaz, ihtilafa konu az sayıdaki hususun ise asıl hedeften ayrılmadan ve uzlaşmayla çözülibeleceğine inancını dile getirdi. Yılmaz, 3-5 meseleye takılıp kalmanın ormanın tamamını görmeye engel olacağına işaret ederek, bunun Türkiye`nin lehine olmayacağını söyledi.

-İSTEMİYORLAR DİYE VAZGEÇERSEK...-

Hiçbir toplumun ulaşmak istediği hedefler için hazır bir ortam bulmadığını vurgulayan Yılmaz, Eğer Avrupalıların bir kısmı bizi istemiyor diye biz bu işten vazgeçersek kendimize ve kendi geleceğimize zarar veririz. Bu mantıkla hiçbir yere varamayız. Bundan bin yıl önce Orta Asya`dan Anadolu`ya gelen atalarımız olaya aynı mantıkla bakmış olsalardı, bugün Anadolu`nun mutlak ve ebedi sahibi olmazdık dedi. Herşeyi siyah-beyazya da mutlak doğru-yanlış olarak gören anlayışı terketme zorunluluğunu dile getiren Yılmaz, Türkiye`nin, AB`ye üyelik konusunda somutlaşan geleceğine ilişkin hedeflerine ulaşmak için uzun ve meşakkatli bir yolu katetmesi gerektiğini vurguladı. Bunun, tek başına bir siyasi partinin, herhangi bir kurumun veya toplumun belirli kesimlerinin gayreti ile olamayacağına işaret eden Yılmaz,sözlerini şöyle sürdürdü: İbni Haldun`un dediği gibi, peygamberler bile başkalarını yenmek için kendileri gibi düşünen ülkü arkadaşlarını bulmak zorundadırlar. Buna toplumun ve tüm kesimlerin topyekün destek vermesi gerekir. Biz kendi içimizde mücadele birliğini gerçekleştiremezsek, Avrupa`nın önümüzü açmasını beklemek kendi kendimizi aldatmak olur. Zamanında tarlasını sürüp ekmeyen, bakımını yapmayan çiftçinin hasat zamanında nasıl eli boş kalırsa, AB kriterlerini yerine getirmek için çabalamamayan bir ülkenin 10, 40 yıl sonra bile Birliğe üyeliği mümkün olamaz.
Haberle ilgili daha fazlası: