bigpara.hurriyet.com.tr
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara göre; Türkiye ekonomisi 2015 yılı dördüncü çeyreğinde yüzde 5,7 büyürken, 2015 yılında yüzde 4 büyüdü. Kişi başına milli gelir 9 bin 261 dolara geriledi.
BÜYÜME KOMPOZİSYONUNA BAKMAK DAHA DOĞRU
Ekinci Ekonomics Consulting kurucusu Şevin Ekinci
Sanayi üretiminde dördüncü çeyrekte artarda görülen yüzde 14,7 yüzde 3,7 ve yüzde 4.5 büyüme rakamlarından sonra, dördüncü çeyrek için büyüme tarafında yüzde 5’in üzerinde bir büyüme gelmesi normaldi. Geçen sene Ekim ayında sanayi üretiminde görülen artış baz etkisi kaynaklıydı. En nihayetinde, dördüncü çeyrekte görülen yüzde 5.7 artış oranı 2015 büyüme artışını yüzde 4 seviyesine taşıdı.
Ancak büyümede rakama değil, sürdürülebilirliği açısından büyüme kompozisyonuna bakmak daha doğru olacaktır. Zira hiç sağlıklı bir görünüm vermiyor. Özellikle devlet harcamalarında son üç çeyrek boyunca yapılan artışlar çok dikkat çekici. Büyümede diğer kalemler çok zayıf bir görünüm sergilerken devlet tüketimi ikinci çeyrekte yüzde 7.3 üçüncü çeyrekte yüzde 8.0 dördüncü çeyrekte yüzde 8.1 arttı. Bunun en büyük sebeplerinden birinin Türkiye’de tekrarlanan seçimler olduğunu düşünüyorum. Hâlbuki sağlıklı bir ekonomi için özellikle dış ticaret tarafında, yatırımlar tarafında büyüme artışları yaşanmalı.
Dış ticarete bakarsanız ihracat yüzde 0.8 düştü yıl boyunca, yatırımlar ise sadece yüzde 3.6 büyüdü. Türkiye’nin takdir gören bir büyüme gösterdiği zamanlarda yatırımlarda yıllık büyüme artışları yüzde 20’lerin üzerindeydi. Büyüme kompozisyonundaki bu sağlıksız görünümün yatırımcının, yabancı yatırımcının gözünden kaçmayacağını düşünüyorum. Eleştirilmesi gereken bir konu.
TÜRKİYE BEKLENTİLERİ YUKARI YÖNLÜ TETİKLENEBİLİR
Gedik Yatırım Portföy Yönetim Müdürü ve bigpara.hurriyet.com.tr yazarı Eral Karayazıcı
2015 son çeyrek büyüme iç talep kaynaklı oldukça güçlü bir gerçekleşmeye işaret ediyor. Türkiye’nin gerek lokal gerek bölgesel sorunlarına karşın bunu başarması önemli ve değerli. Yine bu veri Türkiye’nin yapısal olarak büyüme kabiliyetinin teyit ediyor.
Türkiye’de tüketici davranışlarında ve alınan ekonomik kararlarda döviz kurları hem reel hem psikolojik açıdan çok etkili. Son çeyreğe 3,20 seviyesinden başlayan döviz sepeti yılı 3,04 ile tamamlamıştı.
Açıklanmasını takiben güçlü büyüme verisi piyasada önemli bir etki göstermedi. Her ne kadar veri seti beklentinin üzerinde olsa da güne dalgalı başlayan petrol ve satıcılı seyreden Avrupa marketleri özellikle borsa üzerine daha fazla etkili oluyor.
Ancak neresinden bakarsak bakalım Türkiye’nin büyüme dinamizmini teyit eden bu veri pek çok açıdan Türkiye beklentilerinde yukarı yönlü revizyonları tetikleme potansiyeli taşıyor.
BÜYÜMEYE TÜKETİM VE DEVLET DESTEĞİ
Alan Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Burçak Gezgin
Büyümeye en büyük katkı hane halkı harcamaları ve devletten
Türkiye ekonomisi 2015 yılının dördüncü çeyreğinde %5.7, yılın tamamında ise; %4 büyüdü. Özellikle 2015 yılındaki %4’lük büyüme rakamında en önemli katkıyı hanehalkı harcamaları ve devletin harcamaları sağladı. 2015 yılında büyümenin %3’lük kısmı, hanehalkı harcamalarından kaynaklandı. Yani Türkiye ekonomisi güçlü talebin devam etmesi nedeniyle büyümeye devam ediyor. Diğer taraftan devlet harcamalarının da büyümeye katkısı 2015 yılında %0,76 seviyesinde oldu.
Ekonomimizin 13’te birini devletin inşaat sektörüne yatırımı oluşturdu
Özellikle 2015 yılında iki seçim dönemi geçirmemiz inşaat alt yapı yatırımlarının artmasını sağladı. 2014 yılında devletin inşaat sektörüne aktardığı kaynak %10.7 daralmasına rağmen, 2015 yılında %8,4 arttı. İnşaat sektörüne devletin yaptığı yatırım toplam büyümemizin 13’te birini oluştururken, özel sektör harcamaları gerileme gösterdi.
Sanayi sektörünün ivmesi azaldı, hizmet sektörü büyümeye devam etti
Sanayi sektörü 2015 yılında %3.3 büyümesine rağmen 2014 yılına göre gerileme gösterdi. Özelikle yılı oldukça kötü geçiren madencilik sektörü 4. çeyrekte toparlandı. İnşaat sektörüne ise; son iki çeyrekte devlet desteğinin önemli katkısı oldu. Önümüzdeki dönemde de büyük inşaat yatırımlarıyla birlikte sektörün daha iyi performans sergilemesi beklenebilir. Ancak sanayi sektöründeki büyüme hızının gerilemesi, Türkiye ekonomisi için olumsuz sinyal olabilir. Kalıcı büyümenin sağlanması için özellikle sanayi sektöründe sürdürülebilir bir büyüme yakalanması şart. Özellikle inşaat sektörüyle uzun vadede büyümeyi sürdürmemiz zor ve suni bir büyüme olacaktır. Hizmet sektöründe ise; en yüksek büyümeyi finans ve teknik faaliyetler sektörleri sağladı.
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinin 2015 yılı büyümesi, güçlü kalmaya devam eden iç talep ve devlet harcamalarının etkisiyle olmuş gözüküyor. Her ne kadar küresel ekonomiler için olumlu geçmeyen bir yılda ivmelenerek büyümeyi sağlayıp %4 gibi bir rakam yakalamış olsak da, büyüme rakamlarının kalıcı olması için özellikle sanayi sektöründe ivmelenen bir büyümeye ihtiyacımız var. Aksi halde inşaat yatırımlarının olmadığı ve iç talebin zayıf olduğu yıllarda, sürdürülebilir bir büyüme yakalayamayabiliriz. Bu sonuçlarla ise; gelişmekte olan ülkeler arasında Hindistan ve Çin’in gerisinde kalırken; Güney Afrika, Rusya ve Brezilya’nın üzerinde yer aldık.