Sınırlarını tarımla aşan kadınlar

1dk okuma

Lezzetle yediğiniz balık artık kadın balıkçıların ağlarından tezgâhlara geliyor. İşte o kadınlardan biri, Beykoz’da balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat. Poyrazköy’de yaşayan Kalafat, ekmeğini denizden çıkaran bir kadın. Uludağ’ın eteklerinde atıl kalan okulunu tarım kooperatifine dönüştüren Emine Örnek de başka bir kahraman... 5 milyon tarım işçisinin 2 milyonunun kadın olduğu Türkiye’de, kadın çiftçiler, başarı öyküleri yazmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

Hızla artan nüfusa rağmen kaynakları giderek azalan dünyada gıda, insanlık tarihi kadar eski bir sorun. Özellikle fiyatlardaki artış son dönemde gıda üretimini, buna bağlı olarak da tarımı daha çok gündeme getirdi. Toprağın gerçek emekçileri olan kadın çiftçiler ise tarımda umut veren başarı hikâyeleri yazmaya devam ediyor.

Dün, İş Bankası’nın 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlediği ‘Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı’ etkinliği kapsamında bir araya geldiğimiz kadınlar da tarımdaki başarı hikâyelerinin kahramanları arasındaydı. Aralarında üniversite eğitiminden sonra ailesinin memur olmasını istediği, ancak köyüne dönerek aile işi olan hayvancılığı büyüten 24 yaşındaki Hilal Erben de var; Atatürk’ün talimatıyla kurulan ancak daha sonra atıl kalan okul binasını kooperatife dönüştüren Emine Örnek; Poyrazköy’de balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat da...

‘ŞEHRE İNMEZDİM İTALYA’YA GİDİYORUM’

Haberin Devamı

Bursa’da yaşayan Emine Örnek tam anlamıyla hayata kafa tutanlardar. Örnek, sıralarında okumayı öğrendiği, Atatürk’ün talimatıyla kurulan okulunu bir kadın kooperatifine dönüştürdü. Bir süredir atıl olan okulda şimdi köydeki kadınlar reçel, salça, ezme gibi ürünler üretip, yine kooperatifin açtığı restoranda kahvaltı hizmeti sunuyorlar. Uludağ’ın eteklerindeki Yiğitali Mahallesi’nde kurulan kooperatifin başkanı olan Örnek, “Tek başıma şehre inemiyordum, şimdi kooperatif ziyareti için İtalya’ya bile gidiyorum” diyor. Kent merkezine 8 kilometre uzaklıkta olan Yiğitali Mahallesi’nin kadınlarla perçinlenen hikâyesini ise şöyle anlatıyor:

“Eşkıyalara direnen Çongara köyünün çobanı Yiğit Ali’nin kahramanlığı Atatürk’ün kulağına gidiyor. Köyü ziyaret eden Atatürk, şehit Ali’nin karısına ‘Çocuklarınızı bana verin, okutayım’ diyor ama kadın ‘Köyümüze okul yaptır, köyün bütün çocukları okusun’ yanıtını veriyor. Atatürk’ün talimatıyla okul kuruluyor. Bugün kadınlar olarak bu okulu canlandırdığımız için çok gururluyuz.”

Bir başka hikâyenin kahramanı ise Beykoz’da yaşadığı köyde balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat.1972’de Zonguldak’ta doğan ve Beykoz Poyrazköy’de yaşayan Kalafat, ekmeğini denizden çıkaran bir kadın. Kendi deyimiyle ‘hüzünlü bir çocukluk geçiren Kalafat için balıkçılık bir kacış noktası olmuş. Kalafat, hayatındaki kırılma noktasının ise kaptanlık yapan eşinen vefatı olduğunu söylüyor. Bostancı sahilinde kaptanlık yapan eşi ile birlikte zaman zaman dümene geçtiğini, ağlara asıldığını anlatan Kalafat, onun vefatının ardından mesleği devam ettiriyor. Şimdilerde oğullarıyla balıkçılığı sürdüren, “Bir kadın olarak çok eleştiri aldım. ‘Kadın tek başına denize çıkmaz, yakışmaz’ dediler. Gerekli evraklarımı, belgelerimi aldım. İstersek her şeyi yapabiliriz” ifadelerini kullanıyor.

EŞİT FIRSAT 1 TRİLYONLUK KATKI YARATIR

Haberin Devamı

İŞ Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, “Ülkemizde 5 milyon tarım işçisinin 2.5 milyonunu kadınlar oluşturuyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı kadın sayısı ise 300 binin biraz üzerinde. Kadınlar aile işletmelerinde neredeyse her işi yapıyor ama görünür değiller” dedi. Yılmaz, “Eğer tarımda kadınlar aynı fırsatlara sahip olabilselerdi; kredi ve hibeye aynı şekilde erişebilselerdi, kadınların tarıma 1 trilyon dolarlık daha katkısı olabileceği raporlanıyor” diye konuştu.