Ekim sonu itibariyle dış denge

1dk okuma

Dış açıkta Ekim 1998`e kıyasla 13, Ekim 1999`a kıyasla 11 milyar dolar bozulma var. Dış açık, meşum Ekim 1993`ün bile neredeyse iki katına yakın
Merkez Bankası, ekim sonu itibariyle ödemeler bilançosu sayılarını bu hafta yayınladı. Kasım sonunda yaşanan likidite krizinden sonra aslında cari işlemler dengesinde bu yıl gerçekleşen açık önemini kaybetti. Yüksek faizlerin iç talepte büyük bir düşüşe yol açtığı, yani ithalatın azalmasıyla birlikte 2001`in en azından ilk yarısında cari işlemler dengesinde ciddi bir düzelme yaşanacağı biliniyor. Euro`nun toparlanmaya başlaması, petrol fiyatında trendin düşüşe geçmesi de aynı yönde olumlu etki yapıyor. Gene de, piyasaların ve sokaktaki vatandaşın dış açık konusundaki hassasiyetini göz önünde tutarak, son sayıları kısaca gözden geçirmekte yarar gördüm.


Aşağıdaki tabloda cari işlemler dengesinin ana kalemleri Ekim 1995`ten itibaren on iki aylık bazda izleniyor. Bazı ek bilgiler verelim. 1996`da ihracatta görülen artış, o tarihe kadar görünmeyen gelirler ve net hata noksan kaleminde yer alan bavul ticaretinin ihracata dahil edilmesinden kaynaklanıyor. İthalat sayısına ise altın ve transit ithalatı dahil, buna karşılık ithalat için ödenen navlun hariç. Dolayısıyla dış ticaret dengesi mal akımlarının tümünü, görünmeyenler ise, işçi dövizleri hariç (onlar net transferlerde) tüm diğer döviz gelir ve giderlerini veriyor. Cari işlemler dengesi artı net hata noksan kaleminden oluşan son satıra ekonominin dış açığı diyoruz.

Sonuç çok kötü duruyor. Dış açıkta Ekim 1998`e kıyasla 13 milyar dolar, Ekim 1999`a kıyasla 11 milyar dolar bozulma var. Tabloda gözükmüyor ama 13 milyar dolarlık dış açık meşum 1993`ün ekim ayının bile neredeyse iki katına yakın.
Nedenlerine yakından bakalım. İhracatta 1999`a göre 1.6 milyar dolar artış ama 1998`e göre 1.8 milyar dolar düşüş var. Bunun tümü bavul ticaretinden kaynaklanıyor. Rusya krizi öncesinde bavul ticareti gerilemeye başlamıştı; ardından durma noktasına geldi. Son dönemde tekrar küçük bir hareketlenme görülüyor. İthalattaki artış ise çok belirgin: 1999`dan 12.8 milyar dolar daha fazla. Ancak, 1999 resesyonun en derin dönemi idi; 1998 ile mukayese edince, artış daha makul duruyor: sadece 4.5 milyar dolar. Neticede dış ticaret açığı bir önceki yıla kıyasla 11.2 milyar dolar artarak 21.1 milyar dolarla rekor kırıyor.
Bu yıl turizm sezonunun parlak geçmesinin ilk sonuçları görünmeyen gelirlerde ortaya çıkmaya başladı. 1998`de 24.7 milyar dolar iken, geçen yıl 20.5 milyar dolara gerilemişti. Bu yılın da ocak-mayıs döneminde çok düşük seyretti. Hazirandan tekrar yükselme eğilimine girdi. Nitekim, bir tam iyi turizm sezonunu yansıtan 1998`in 3.4 milyar dolar altında kalmakla birlikte, geçen yılın 0.8 milyar dolar üstüne çıktı. Euro`nun değer kaybı sonucu görünmeyen giderler de azalınca, net görünmeyenlerde 1.3 milyar dolarlık bir düzelme oluştu.


İlginç olan net hata noksan kaleminde bu yıl görülen büyük 3.7 milyar dolar eksi sayı. Geçen yılla kıyaslayınca, bozulmanın 4.5 milyar dolara çıktığını görüyoruz. Bir tefsir yapamıyorum. Vatandaşın TL`den dövize (ya da tersine) geçişi de bu kalemin içinde yer aldığından, acaba doların değer kazanması ve TL faizlerinin düşük seyri dövize yönelimi mi arttırdı diye kendime soruyorum. Öyle ise, aralıktan itibaren net hata noksanda büyük artılar görebiliriz. Yıl sonu ne olur? Cari işlemler dengesi açığının 9 milyar dolarda istikrar kazanmasını öngörüyorum. Ocak-mart döneminde ise dış açıkta hızlı bir düşüş yaşanacaktır. Bir: görünmeyenler yüksek çıkacak; iki: euro değer kazanıyor; üç: petrol fiyatı geriliyor; dört: ithalat azalacak.

Çok önemli bir soru var. Bu açığın ne kadarı TL`nin değer kazanmasından, yani enflasyonla mücadele programının ve Türkiye ekonomisinin yapısal özelliklerinden kaynaklanıyor? Ne kadarı ise 1999`un kötü turizm sezonundan ve euro`nun beklenenin çok ötesinde değer kaybetmesinden, yani konjonktürel nedenlerden kaynaklanıyor? Dersimi çalıştım ama yerim kalmadı. Bu çok önemli konuyu ileride ele alacağım.
Haberle ilgili daha fazlası: