Kampanya hangi tarihlerde geçerli olacak?
Yüzde 25 indirim kampanyasından yararlanmak isteyenler, 22 Eylül–17 Ekim tarihleri arasında başvuru yapabilecek. Vatandaşlar başvuru için sözleşme imzaladıkları bankaya gidecek, burada indirim sonrası kalan borç hesaplanarak ödeme yapılacak.
Başvuru şartları neler?
Kampanyadan, TOKİ tarafından satışları 2024 yılı Haziran ayı sonuna kadar gerçekleştirilmiş ve geri ödeme taksitleri en geç 2024 yılı Haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve işyerleri alıcıları yararlanabilecek.
İndirim uygulaması kapsamına alınan projelerdeki konut ve işyeri alıcılarının başvuru tarihi itibarıyla öncelikle borç kapatmanın yapıldığı aya ait taksit ödemelerini yapmış olması zorunluluğu bulunuyor. Ayrıca geriye dönük taksit ve emlak vergisi borcunun bulunmaması da şart.
Taksit sayısı 12 ay ve daha az kalan konut ve işyeri alıcıları ise indirim kampanyasından yararlanamayacak.
Borcunun tamamını ödeyemeyen de faydalanabilir mi?
Kampanyadan daha geniş bir kesimin yararlanması için borcunun tamamının ödenmesi zorunlu tutulmuyor. Borcun tamamını kapatamayacak vatandaşlar, borç bakiyesinin yüzde 25’inden az olmamak şartıyla yapacakları peşin ödemelerde, yüzde 25 indirim kampanyasından kısmi olarak faydalanabilecek.
“Pandemi ile birlikte dünya tarihinin en önemli ve en kapsamlı dönüşüm süreci başladı. Globalleşme dönemi ömrünü tamamlandı ve bölgeselleşme dönemine girildi. 1945’ten bu yana ezberlenen model değişti. Şimdi önümüzde müthiş fırsatlar ve tehditler süreci var. Ancak ülkemizdeki ekonomik türbülanslar sanayiciyi zorladı ve yordu. Sanayici günü düşünmeye başladı. Yılı en az hasarla kapatmaya odaklanan işinsanları fırsatları göremez hale geldi. Ama orta ve uzun vadeli fırsatlara kaynak ayırmayanlar, stratejisini doğru yapmayanlar çok büyük fırsatları kaçıracak. Sonrası da pişmanlık olacak...”
‘YORGUNLUKTAN KURTULMALIYIZ’
Bu sözlerin sahibi Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)Başkanı Tayfun Küçükoğlu. Küçükoğlu, inşaat sektörünün çatı kuruşlarından birinin başkanı olarak iş dünyasındaki ‘ne olacak halimiz’ temalı sohbetlerin kimseye fayda sağlamayacağından yola çıkarak kolları sıvamış. İnşaat malzemesi sanayisi sektörüne ve dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek bir yol haritası hazırlamış. Bu yol haritasını konuşmak için bir araya geldiğimiz Küçükoğlu, “Yorgunluktan kurtulup ülkemizin bize verdiği fırsatlara odaklanmalıyız” dedi ve söze globaldeki fırsatlarından başladı.
GLOBALDE 4 ÖNEMLİ FIRSAT
Yaşanan bölgeselleşme dönüşümünün 4 önemli kapı açabileceğini belirten Küçükoğlu, bunları şöyle anlattı:
“ABD’nin yeni tarifelerinde bize uygulanan düşük oranlı vergilerle inşaat malzemecileri sanayicinin ihracat potansiyeli inanılmaz artıyor. ABD dünyanın en büyük inşaat malzemesi ithalatçısı. Yıllık 152 milyar dolar malzeme ithal ediyor. Bizim aldığımız pay sadece 2 milyar dolar. Bunu 3’e 4’e katlama imkânımız var.
İkinci önemli adres Avrupa Birliği. Yaşlanan ve üretimde zorlanan Avrupa Birliği’nin artan ihtiyaçlarını karşılayacak üretim merkezi olma potansiyelimiz var. AB, 2050 yılında karbon nötr kıta olma hedefini açıkladı. Bölgede 130 milyon konutun yüzde 97’sinin renovasyona girmesi gerek. Hedefini yakalaması için her yıl 56 milyar Euro malzeme ihtiyacı olacak. Bizim ihracatımızda AB’nin payı yüzde 26, 8 milyar dolarlık bir hacim var. Eğer sanayimizi yeşil mutabakat koşullarına hazırlarsak 3 kata varan artış mümkün.
İstanbul Kağıthane’deki ‘sözde pansiyon’ ruhsatsız çıktı. Hürriyet, önceki gün yayınlanan haberinde ucuz barınma seçeneklerinin içler acısı halini kamuoyuna sunmuş, ‘Bu kadarına da pes’ dedirten görüntüler şaşkınlık yaratmıştı. Dış cephesi dökülen, yangın merdiveni kesilmiş bir binada, yan yana dizilen ranzalarla sekiz kişilik odalar öğrencilere ve tek yaşayan işçilere aylık 4 bin lira bedelle kiraya veriliyordu.
‘Metro, metrobüse 5 dk, üniversitelere yakın’ notuyla kiracı arayan mekânı görmek için gittiğimizde şaşkınlığımız arttı. İnsani yaşam şartlarından oldukça uzaktı. Duvarlar, perdeler, yataklar kir pas içindeyken, içerdeki keskin koku hijyen koşullarının ne kadar kötü olduğunun kanıtıydı. Hiç çekinmeden ilana eklenen oda fotoğrafları ‘Burada nasıl yaşanır’ dedirtmişti. Haberi ihbar kabul eden Kağıthane Belediyesi yaptığı incelemede işletmenin ruhsatsız olduğunu tespit etti.
Dün saat 13:30’da belediye ekipleri, kolluk kuvvetlerinin de desteğiyle işlem yapmak üzere olay yerine gitti.
İKİ YIL ÖNCE DE KAPATILMIŞ
Kaçak pansiyon boşaltıldıktan sonra mühürlendi. Ancak bunun yapılan ilk işlem olmadığı ortaya çıktı. İşletmenin 2023 yılında da ruhsatsız çalıştığı için kapatıldığı, buna rağmen çalışmaya devam ettiği belirlendi.
Buna göre, konut fiyatları aylık yüzde 0.9, yıllık nominal olarak yüzde 32.8 oranında arttı, reel olarak ise yüzde 0.5 azaldı. Yıllık artış geçtiğimiz aylara benzer seviyelerde olurken, aylık bazda son bir yılın en düşük artışı gerçekleşti.
FİYAT ARTIŞINDA LİDER İL ANKARA
Hem 3 büyük ilde hem de ülke genelinde en yüksek fiyat artışı yüzde 42.9 ile Ankara’da görüldü. Deprem sonrası yoğun göç alan ilde arzın talebin gerisinde kalması fiyat artışını tetikledi.
Üç büyüklere bakarsak İstanbul’da yıllık fiyat artışı 33.5, İzmir’de yüzde 31 oldu. Aylık bazda ise fiyatlar Ankara’da yüzde 1.2, İstanbul’da yüzde 0.6 arttı, İzmir’de ise yüzde 1 geriledi.
Ülke genelinde Ankara’dan sonra fiyatların en çok arttığı bölge 39.6 ile ‘Afyonkarahisar, Kütahya, Manisa, Uşak’ oldu. Onu yüzde 39.2 ile ‘Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Ardahan, Kars, Iğdır’ bölgesi takip etti.
En düşük fiyat artışı yüzde 19.6 ile ‘Antalya, Burdur, Isparta’ bölgesinde gerçekleşti. Onu da yüzde 24 ile ‘Edirne, Kırklareli, Tekirdağ’ izledi.
ORTALAMA FİYAT 4 MİLYON LİRA
“TÜRKİYE, zeytinyağı üretiminde dünyada çok güçlü bir konumda yer almasına rağmen, maalesef uluslararası pazarlarda ülke imajı hâlâ hak ettiği noktada değil. Bunun en önemli nedenlerinden biri geçmişte yapılan tağşişli ve kusurlu yağ ihracatlarıyla oluşan olumsuz algı. Her ne kadar bugün birçok butik üretici, dünya standartlarında ve hatta bu standartları aşan kalitede yağlar üretse de ülke imajı bireysel çabaların çok ötesinde, bütüncül bir strateji gerektiriyor.”
Bu sözlerin sahibi Novavera markasının kurusu Bahar Alan. Alan, butik üretim markasıyla büyük etki yaratma peşinde ve başarıyor da... Türk zeytinyağının imajını güçlendirmeye odaklanan girişimi gelin birlikte tanıyalım...
ÖNCE EĞİTİM SONRA ÜRETİM
Bahar Alan, ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu. 25 yıl kurumsal hayatta çalıştıktan sonra sağlıkla ilgili yaşadığı bir endişe sonrası yönünü çok sevdiği doğaya dönmüş. Bu dönemde Ayvalık’ta yatırım amaçlı bir yer ararken karşısına çıkan zeytinliği alması ile başlamış yeni kariyer yolculuğu....
“Sağlıklı beslenmeyle ilgili artan farkındalığım nedeniyle yaptığım araştırmalarda her kapı zeytine, zeytinyağına çıkıyordu” diyen Alan, “Zeytinlikteki mahsulü en doğru yöntemle işlemek için çok araştırma yaptım ve birçok tesisi gezdim. Sonunda anladım ki başka bir alanda istediğim koşulları sağlamam mümkün değil. Ben de ‘en iyi zeytinyağı üretimi nasıl olur’ sorusuna yanıt bulmak için Türkiye’de ve Amerika’da eğitim aldım. Sonrasında yurtdışı eğitimlerinde tanıştığım uzmanlardan danışmanlık alarak 2017’de tesisimi kurdum” diye anlattı ilk hamlelerini.
Alan, sohbetimizde üretimdeki hassasiyetlerine dikkat çekti. Türkiye’de 100’ün üzerinde zeytin çeşidi olduğunu, meşakkatli çalışmalarla yerel çeşitler üzerine çalışarak farklı tat profilleri oluşturduklarını dile getirdi. Uçtan uca kontrol sayesinde hedeflenen kalitenin yakalandığını söyleyen Alan, yüksek polifenol değerine sahip ürünlerini ‘süper besin’ olarak tanımladı.
İLK VE TEK TÜRK ÜRETİCİ
DENİZ, kum, güneş, otel hepsi var ama ulaşımda yaşanan sorun uzun yıllardır Kuzey Kıbrıs’ın turizmde hak ettiği payı almasını engelliyor. İşte tam da bu nedenle Kuzey Kıbrıs’ın markalaşması hedefiyle başlatılan ‘Ada Kıbrıs’ projesinde önemli bir adım atıldı. Ajet, projeye destek kapsamında gidiş-dönüş 250 pounda Londra Stansted Havalimanı’ndan Ercan Havalimanı’na seferler başlatıyor. 5 Ağustos’tan itibaren yapılacak seferler İstanbul ve Ankara üzerinden gerçekleşecek.
Projenin Londra’daki tanıtımı De Vere Grand Connaught Rooms Oteli’nde gerçekleşti. Tanıtım toplantısına; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat ile Ajet Genel Müdürü Kerem Sarp ve THY Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur’un da aralarında yer aldığı geniş bir ekip katıldı. Güçlü katılımla Britanya’nın başkentinde KKTC’ye ‘tam destek’ mesajı verildi.
ZAMAN VE MALİYET
Toplantıda konuşan Başbakan Üstel, Kuzey Kıbrıs için lokomotif sektörün turizm olduğunun altını çizdi ve ambargolar nedeniyle Ercan Havalimanı’na havayolu bağlantısı kurulamadığını belirtti. Zaman ve maliyet avantajı nedeniyle turistlerin güneyi tercih ettiğini söyleyen Üstel, “İngiltere’deki vatandaşlarımız ve İngiliz turistler, fiyat uygunluğu ve zamanı dikkate alarak Larnaka’ya (Rum Kesimi) gidip, oradan karayoluyla KKTC’ye geçiyorlar. Ercan Havalimanı’na yurtdışından yapılan seferler İstanbul, Antalya gibi aktarmalarla gerçekleşiyor. Aktarmalı yolculuk 8-9 saati buluyor, maliyet 500-600 pounda ulaşıyor. O nedenle de 300 pounda Güney Kıbrıs’a yolculuk tercih ediliyor” dedi.
RUM TARAFINA UÇMAYIN
Güney kesiminin, Kuzey’de kalınmaması için baskı uyguladığını da belirten Üstel, “Turizmde bıçak kemiğe dayanmıştı” sözleriyle projenin önemine dikkat çekti. Üstel, “Dünyanın uyguladığı ambargolar zorlasa da Türkiye Cumhuriyeti bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı, bırakmıyor” ifadelerini kullandı.
Üstel konuşmasında İngiltere’de 400 bin KKTC’linin yaşadığını, bu nedenle kampanyanın büyük önem taşıdığını vurguladı. Sonrasında da İngiltere’deki KKTC vatandaşlarına seslendi: “Ajet’in kampanyası, Rum tarafı üzerinden yolculuk bağımlılığınızı bitirecek. Artık Rum tarafına uçmayın, Ajet’in Ercan Havalimanı’na kurduğu bağlantılı köprüden yararlanın.”
DESTEKLER SÜRECEK
Markaları kiracı değil iş ortağı olarak gören şirket, patates kızartılan yağın derecesinden mağazaların vitrinine, personel kalitesinden ürün çeşitliliğine kadar her alana dahil oldu ve daha iyisi için kiracılarını yönlendirdi. Kazan-kazan modeli ile hem Rönesans hem de markalar ciro artışı sağladı. Şirket, son iki yılda gelirlerini Euro bazında yüzde 62 artırdığını açıkladı.
7 ilde 12 AVM sahibi Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın yöneticileri, yeni dönem yatırım planlarını ve ticari gayrimenkul sektörüne ilişkin gelişmeleri değerlendirmek için bir grup gazeteciyle İzmir’deki Hilltown Karşıyaka Alışveriş Merkezi’nde bir araya geldi.
‘KİRA TOPLAYAN ŞİRKET OLMADIK’
Rönesans Gayrimenkul Yatırım Genel Müdürü Yağmur Yaşar, AVM yönetimini kapsayıcı ve bütüncül bir stratejiyle ele aldıklarını anlatarak başladı söze. “Kiracı-ev sahibi ilişkisi ile fatura kesen, kira toplayan bir şirket olmadık” diyen Yaşar şunları söyledi: “Biz perakendecileri ciro ortağı olarak görüyoruz. Çünkü sabit kira yanında cirodan bir miktar pay alıyoruz. Bu nedenle markalarımızı iyi inceliyoruz. Kim nasıl başarılı oldu, başarılı olamayan ne hata yaptı bakıyor ve yönlendiriyoruz. Mesela İstanbul’da bir AVM’mizde bir erkek giyim mağazası vardı. Yeri, vitrini, görünürlüğü çok iyi. Ama içerideki ürün gamı iyi değil. Renk, beden eksik, hizmet kalitesinde sorun var. Markayla bunu paylaştık, hemen aksiyon aldılar. Ve cirosu bir ayda 4 katına çıktı. ”
Yağmur Yaşar
150 MİLYON DOLARLIK YENİ JENERASYON AVM
Yaşar, yeni yatırım planları için şunları söyledi: “İstanbul’da Maltepe Park AVM ve Ofis’in bulunduğu parselde, iki bloğu konut, iki bloğu ofis ve 15 adet ticari üniteden oluşan Maltepe Park projemizin inşaatı devam ediyor. Antalya Konyaaltı’nda portföyümüzdeki üçüncü Hilltown olacak bir AVM projesi geliştirmeyi planlıyoruz. Antalya faaliyet gösterdiğimiz sekizinci il olacak. Yaklaşık 150 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyoruz.”
TÜM ELEKTRİK YEŞİL ENERJİDEN KARŞILANACAK
ÜNİVERSİTE sınav sonuçları açıklandı, tercih dönemine girildi. Ama bundan sonrasında da önemli bir sınav var. Başka bir şehirde üniversiteye gidecek öğrenciler şimdiden barınma maliyetlerini düşünmeye başladı. Devlet yurtlarına yerleşemeyenler ya da tercih etmeyenler bu yıl da kiralık ev arayışına girecek. Peki öğrenci evinin kapısı ne kadardan açılacak? TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin Hürriyet’e özel yaptığı araştırmada, öğrencilerin yoğunluklu olduğu şehirlerde ve ilçelerde yer alan yaklaşık 100 metrekare alanlı dairelerin ortalama kiraları ve artışlar incelendi. Sonuçlar şöyle:
İSTANBUL BU YIL DA EN PAHALI İL
Sosyal olanaklar, eğitim sonrası iş bulma sürecindeki fırsat çeşitliliği, uluslararası yeterliliğe sahip pek çok üniversitenin bulunması sebebiyle İstanbul, öğrencilerin üniversite tercihlerinde ilk sırada yer almaya devam ediyor. Megakentte 2025 yılında kısmen kira artış hızı yavaşlasa da bugün gelinen nokta öğrenciler ve aileleri zorluyor. İstanbul’da en çok tercih edilen 9 ilçede en yüksek kira rakamı ulaşım ve sosyal hayat avantajı nedeniyle Beşiktaş ve Kadıköy’de görülüyor, ortalama bedel 45 bin lirayı buluyor. Onu 37 bin 500 lira ile Şişli, 32 bin 500 lira ile de Üsküdar ve Bakırköy izliyor. En uygun seçenekler ise Kartal ve Avcılar’da. Kartal’da 27 bin, Avcılar’da 23 bin TL bütçe ayırmak gerekiyor.
İZMİR’DE 22 BİN 500 LİRADAN BAŞLIYOR
Köklü üniversiteleri, ılıman iklimi, sosyal yaşam olanakları ve denizle iç içe yapısıyla öğrenciler tarafından sıklıkla tercih edilen bir İzmir, ulaşım altyapısının gelişmiş olması, barınma alternatiflerinin çeşitliliği ve İstanbul gibi metropollere kıyasla daha dengeli yaşam koşulları sunmasıyla cazip hale geliyor. Şehirde öğrencilerin en çok tercih ettiği 5 ilçede en yüksek kira bedeli 30 bin TL ile Bornova’da karşımıza çıkıyor. Onu 29 bin lira ile Balçova, 24 bin 500 lira ile Çiğli, 23 bin lira ile Konak ve 22 bin 500 lira ile Buca takip ediyor. İzmir’de 3 yıllık kira artış oranı yüzde 400’ü buluyor, hatta kimi bölgelerde geçiyor.
EN YÜKSEK ARTIŞ ANKARA’DA YAŞANDI
Ankara, köklü ve prestijli üniversitelere ev sahipliği yapması nedeniyle öğrencilerin en çok tercih ettiği şehirler arasında yer alıyor. Başkentte üniversite öğrencilerinin yoğun olarak Bahçelievler, Beşevler, Emek, 100. Yıl, Cebeci, Kolej, Kurtuluş, Gazi, Beştepe, Yapracık, Turkuaz ve Yukarıyurtçu mahallelerine yöneldiği gözlemleniyor. En yüksek ortalama rakam 42 bin lira, en düşük ise 20 bin 500 lira. Ankara‘nın en yüksek kira artışı yaşanan il olması da dikkat çekiyor. Nedeni depremi sonrası yaşanan yoğun göç.