‘Cep’te zarlar yeniden atılıyor

1dk okuma

Piyasaya İş-Tim ve ardından Türk Telekom’un da girmesiyle GSM alanında teknoloji ve fiyat yarışına tanık olunması bekleniyor. Uydu aracılığıyla haberleşmeyi sağlayanGlobalstar’ın katılımıyla alternatifler artıyor.

Şöyle bir düşünün, 1994 yılında Türkiye’de ilk GSM operatörü Turkcell’in ticari faaliyete geçmesinden sonra hayatımızda neler değişti? ‘Neler değişmedi ki’ demek kuşkusuz daha doğru? Bir kere, cep telefonlarına bağımlılık süreci yaşanmaya başladı. Gerçi yaydığı radyasyonla sağlığımızı riske atıyor, yurtdışında cep telefonlarının üzerine sigara paketlerinde olduğu gibi ‘sağlığa zararlıdır’uyarısı yazılıyordu ama önemli değildi. Biz cep telefonumuzdan vazgeçmeyi aklımızın ucundan bile geçiremezdik. Onsuz hayat mümkün müydü? Hatta pek çoğumuz, cep telefonlarından önce iletişim adına katlandığımız sıkıntılara daha şimdiden yabancılaşmamış mıydık? Gerçi henüz çok yeni bir teknolojiydi Türkiye için ama toplum olarak ne kadar hevesli olduğumuzu her fırsatta kanıtlamayı başarıyorduk. Bu denli yoğun ilgiyi, bir otomobil markalarına, bir de cep telefonu modellerine gösteriyorduk zaten. Gerçi zaman zaman baz istasyonları nedeniyle başımız ağrıyordu ama cep telefonu sevdası hiçbir şeyi dinlemiyordu. Öyle ki ABS sistemi olan araçlarda ya da kesinlikle kapalı tutulması gereken uçak gibi mekanlarda, teknik cihazları kilitleyerek hayatımızı riske atma pahasına vazgeçemiyorduk cep’le konuşmaktan. Ama Turkcell demişti: ‘Çünkü iletişim çok şeyi değiştirir’ diye. Doğru söze ne denir?

Gerçekten de değiştirdi. Aslında nasıl değiştirdiği biraz da insanoğlunun kullanımına kalmış. Hayatımızı kolaylaştırdığına, kendimizi güvende hissetmemize yardımcı olduğuna, hatta öyle ki zaman zaman hayatları kurtardığına tanık olmadık da değil hani: Evi yıkılan depremzedenin, enkaz altından telefonla yardım istemesi ya da kaçırılan uçağın yolcularının, korsan hakkında televizyonlara telefonları aracılığıyla bilgi aktarması örneklerinde olduğu gibi. Üstelik kabul etmek gerekir ki toplumun büyük bir çoğunluğu cep telefonunu, sadece telefon görüşmesi yapmak için kullansa da cep’lerin marifetleri sadece bu kadarla sınırlı değil. Hele günümüzde her gün biraz daha gelişen ve hiç vakit kaybedilmeden cep’lere adapte edilen gelişmeleri gözönünde bulundurursak...Telesekreter görevi, yazılı kısa mesaj, elektronik posta, faks hizmetleri, telefon ekranlarından haberleri, hava durumunu, finans dünyasına ilişkin gelişmeleri izleyebilmek ya da internete bağlanmak gibi hayatımızı kolaylaştıran marifetler.

Türk toplumu, tüm dünyada gelişimin ve değişimin en hızlı yaşandığı sektörlerden biri olan iletişim sektörüne, özellikle de mobil iletişime bu kadar meraklı olunca, aynı yoğunluktaki ilgiyi yabancı yatırımcılar da Türkiye pazarına gösterir oldu. Ne de olsa sektörün en hızlı büyümeyi sergileyen cep telefonu pazarının, DPT’nin tahminlerine göre 2005 yılında 30 milyon kişiye ulaşacağı öngörülüyordu. Zaten 1999 yılında 7,5 milyon olan abone sayısının, 2000 yılında 12 milyon olarak tahmin edilen kullanıcı sayısının henüz ekim ayında 15 milyona ulaşmış olması sektörün ne denli dinamik olduğunun da bir göstergesi olarak kabul ediliyordu.

Bu kadar dinamik bir sektörü ‘peki ya 2001 yılı içinde neler bekliyor?’ sorusundan yola çıkarak hazırladığımız bu kapakta göreceğiniz gibi 2001 yılı GSM adına büyük bir rekabet anlamını taşıyor. Zira bir yanda pazarın sakinleri olmasına alışılmış Turkcell ve Telsim, diğer yanda yeni misafirler olarak adlandırılabilecek İş-Tim ve Ay-Cell. Bir başka tarafta ise konuyla direkt ilişkili olmasa bile uydu bağlantılı TESAM T.U.R.K.

Yeni GSM’ler pazara ne getirecek, iletişim sektörünü nasıl bir değişim bekliyor, rekabet artışı nedeniyle fiyatlar düşecek mi, bu fiyat düşüşü aboneye yansıyacakmı ve benzeri binlerce soru sizin de aklınızdan geçiyorsa işte yanıtları...

Konunun tüm taraflarının görüşlerine yer vermek istedik. Ancak yoğunluk (Ay-Cell), zaman yetersizliği (Turkcell) ve piyasaya çıkana kadar basına bilgi aktarmama kararı (İş-Tim) gibi gerekçelerle haberin tamamlanış aşamasına kadar bazı cephelerden bilgi alınması hala mümkün olamamıştı. İlgili kesimlerden direkt bilgi alınamaması nedeniyle, bu konulara ilişkin GSM hakkında geniş bilgi birikimine sahip bazı temsilcilerden genel değerlendirmeler alma yolunu seçtik.

TURKCELL

EGS Yatırım AR-Ge Müdürü Özkan Yavaşal, altyapı yatırımlarını tamamlamış, 10 milyon civarındaki abonesi ile pazarın lideri konumundaki Turkcell’in yeni operatörlere rağmen liderlik koltuğunu bırakmayacağı kanısında. Bu düşüncesinin ardında yatan gerekçeyi “Pazardaki payı yüzde 60-65’lere varıyor” rakamıyla ortaya koyan Yavaşal, yeni GSM’lerin varolan operatörlerden abone almak yerine, pazarı genişletme arayışında olacaklarını iddia ediyor.

TELSİM

İletişim sisteminin önde gelen GSM 900 operatörlerinden biri olan Telsim, Mayıs 1994’ten bu yana hizmet sunmaya başlayan yüzde 99’u yerli sermaye olan bir kuruluş. Kurulduğu günden bu yana yaklaşık 2,5 milyar dolarlık yatırım gerçekleştiren Telsim’in, özellikle 27 Nisan 1998’de imzaladığı lisans sözleşmesinden sonra gerek yatırım, gerekse pazarlama ve satış stratejileri alanında hız kazandığını görmek mümkün.

Abonelerine Türkiye’nin tüm illerinde yaklaşık 4 bin 100 merkezde, yapılan yurtdışı anlaşmalar sayesinde ise dünyada 93 ülkenin 214 şebekesinde görüşme yapma olanağı sağlayan Telsim, Ocak 2001 tarihi itibariyle 6 milyon 250 bin abonesine hizmet vermek için toplam bin 860 kişiyi istihdam ediyor. Fakat yıl sonunda pazardaki toplam abone sayısının 23 milyona ulaşacağı beklentisi içinde olduklarını ifade eden Telsim yetkilileri, yoğun bir rekabete sahne olacak pazardan mümkün olan en büyük payı almak için fark yaratma arayışındalar. Örneğin faturalı aboneliklerinde hat bedeli almamaları bu adımlardan biri. Ön ödemeli ürünleri olan Pratik Kart, FixKart ve OxKart’ın ise başlangıç paket satış fiyatının 24 milyon 500 bin olduğunu belirten yetkililer, altyapı hazırlıkları hakkındaki bilgileri de şöyle aktarıyorlar: Telsim, Motorola ile yaptığı 2 milyar dolarlık anlaşma ile UMTS teknolojisinin hazırlıklarını başlattı. Ayrıcasözkonusu altyapı hazırlıklarını desteklemek adına Nokia ile 900 milyon dolarlık bir başka anlaşmanın daha altına imza attı.

Bu arada,GSM’in dünyadaki gelişim trendini, GSM’in data iletişimi ile birleştirilmesi yönünde olacağını öngören yetkililer, bu kapsamda abonelerin internetten cep telefonuna ve cep telefonundan internete e-mail servisini sağlayan WAP uygulamasını Türkiye’de ilk kez kendilerinin başlattıklarına dikkat çekiyor. Aynı şekilde GPRS teknolojisi ile daha yüksek data erişim hızı sayesinde alternatifli birçok veri servisi sunma yolunun önünü açtıklarını da belirten Telsim yetkilileri, bu çalışmaları ile ‘dünyada GPRS sistemini gerçekleştirebilen 3. operatör olma’ ünvanını kazandıklarının altını çiziyorlar.

Kuşkusuz aktardıklarımız, Telsim’in bugüne dek yaptıkları, peki ya yarınına ilişkin planlarında neler var ve yeni rakiplere karşı nasıl bir strateji geliştirme hazırlığında? Telsim yetkililerinin aktardıklarına göre ufukta herhangi bir yabancı kuruluşla ortaklık sözkonusu değil. Aynı şekilde halka açılma konusunda alınmış bir kararları da olmadığına değinen yetkililer, GSM’in doğal bir uzantısı olan UMTS ihalesiyle ilgili gelişmeleri takip edeceklerini kaydediyorlar. Yeni rakipler konusunda Telsim’in tek yorumu ise “Rekabetin pazara hareket getireceği ve hizmet kalitesini daha da artıracağına inanılmaktadır. Telsim, yeni operatörlerin piyasaya girmesiyle oluşacak pazarın gereklerini yerine getirmeye devam edecektir” şeklinde.

Peki ya konu hakkında bilgili ve tarafsız gözler Telsim’in geleceğine ilişkin ne düşünüyor? EGS Yatırım AR-Ge Müdürü Özkan Yavaşal’a göre son dönemde atağa kalkmaya yönelik yoğun bir tanıtım çalışması yapan Telsim, bu kampanyadan beklediğini bulamamış olsa da pazar payında yine de belli bir oranda artış sağlamayı başardı. Yeni rakipler nedeniyle pazarda radikal bir fiyat düşüşünün gerçekleşmeyeceğine inanan Yavaşal, İş-Tim’in avantajları sayesinde bir iki yıl içinde Telsim’in yerine oynayabileceğine dikkat çekerek ekliyor “Özellikle de Telsim için sürekli gündeme gelen yabancı ortaklığın gerçekleşmemesi halinde”.

İŞ-TİM

GSM 1800 lisansını 2 milyar 525 milyon dolara alan İş Bankası-Telecom İtalia ortaklığıyla kurulan İş-Tim’in şubat ayı içinde artık ‘alo’ demesi bekleniyor. Genel Müdür Giuseppe Farina, 2,5 milyar dolar bedelli ve 5 yıllık dönemi kapsayan GSM lisans sözleşmesi ile teknoloji ve know-how hazinesini Türkiye’ye getirmek için çabaladıklarını belirtirken, Türkiye nüfusunun yarısını 12-19 yaş grubunun oluşturmasının pazar açısından önemli bir avantaj olduğunu söylüyor. Bu arada insan faktörüne de yatırım yaptıklarını ekleyen Farina, 2001 yılı sonuna dek binin üzerindeki kişiye iş vereceklerini kaydediyor. Hizmet anlayışlarını ‘yenilikçi ve şeffaf’ olarak tanımlayan İş-Tim,gerçekleştirmekte oldukları GSM 1800 teknolojisinin dünyada mevcut en modern teknoloji olduğunu vurgulayarak, ileriye dönük gelişmelere açık olduklarına Farina’nın “Önümüzdeki yıllarda en az lisans bedeline eşit miktarda yatırımı hayata geçireceğiz” açıklamasını kanıt olarak gösteriyorlar.

Farina, bir yandan hali hazırda 800 baz istasyonu ve 21 aktarma merkezini İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirleri kapsama alanına alacak şekilde kurduklarını belirterek, en kısa zamanda altyapı organizasyonunu 3’e çıkarıp, şebekeyi genişleteceklerini anlatırken, diğer yandan da yürürlükteki yasaların, operatörlerin gereksinimlerini gözönüne alan eşitlik ilkeleri çerçevesinde bir rekabet ortamının yaratılmasını sağlanmasını ve bürokratik işlemlerin de basite indirgenmesini istiyor. Bu arada “Çok geniş bir hizmet yelpazesini müşterilerimizin beğenisine sunarak, onların tüm gereksinimlerini en uygun biçimde karşılama imkanı sağlayacağız” müjdesini de veren Farina, hizmete girdikleri ilk yıl için öngördükleri abone sayısıyla ilgili soruyu, rekabet ortamında abone sayısını tahmin etmenin çok zor olduğu gerekçesiyle cevaplamaktan kaçınıyor. Abone sayısını, müşterilerin beklentileri ile şirketlerin onlara sunduğu olanakların zenginliğinin tayin edeceğini vurgulayan Farina, “Dolayısıyla şu anda bir rakam telaffuz etmek imkansız gibi görünüyor. Piyasaya çıktığımızda insanlar bizim neler sunacağımızı görecek ve çok büyük sürprizlerle karşılaşacaklar. Bunu başlama işaretiyle birlikte göreceksiniz” diyor.

Hisselerinin halka satılacağı söylenen İş-Tim’in iki ortağından biri olan İş Bankası’nın kimliği, zaten biliniyor. Biz Telecom Italia, tarafını biraz tanıtalım istiyoruz. GSM altyapısı Ericsson tarafından sağlanan Telecom Italia, 1992 yılından beri hizmet veriyor. TIM’in İtalya’da 21 milyon, Avrupa’da ise TIM Grubu’nun oluşturduğu ortaklıklarla 40 milyonun üstünde abonesi bulunuyor. TIM, Türkiye’de de GSM 1800 sayısal hücresel mobil telefon sistemini işletmek ve buna ilişkin lisansı devralmak üzere İş Bankası ile ortak kurulan İş Tim Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş.’nin yüzde 49 hissesine sahip bulunuyor. TIM Genel Müdürü’nün açıklamaları arasında en kısa zamanda abonelerine mobil internet alanında e-ticaret, multimedya ve çeşitli data hizmetlerini sunmayı hedefledikleri ve üçüncü jenerasyon hizmetlerinin Ericsson’un da desteğiyle 2002 yılında hazır olacağı bulunuyor.

Sıra geldi tarafsız gözlerin İş-Tim’i değerlendirmesine; Özkan Yavaşal’a göre büyük bir olasılıkla şubat ayı içinde alo diyecek olan 0 555, büyük illerde kendi servislerini kursa da diğer iller için yapılan anlaşmalarla Turkcell ve Telsim’in baz istasyonlarını kullanmaya hazırlanıyor. İş-Tim’i arkasındaki iki büyük güç nedeniyle şanslı olarak niteleyen Yavaşal, pazarda rekabet yaratıcı bir etki oluşturacağından emin. “Her ne kadar kurumdan yeterince açıklama gelmese de genel stratejilerinde, varolan GSM abonesini almak yerine, yeni GSM abonesine yöneleceği intibasını uyandıran İş-Tim’in bu amaçla yoğun bir promosyon ve tanıtım kampanyası yapmasını bekliyorum” diyen Yavaşal, hatta bu çalışmalar arasında Avrupa ülkelerinde de uygulanan ‘hat alana cep bedava’ türü iddialı kampanyaları beklediğini söylüyor. Örneğin İş Bankası’nın, sırf kendi çalışanları ve banka müşterilerine yönelik bir kampanya yapması halinde bile ciddi rakamlara ulaşacağının altını çizen Yavaşal, İş-Tim’in, bu işe yatırdığı paranın geri dönüşümünü gözönünde bulundurarak, pazardaki fiyatları fazladan kırarak radikal bir düşüşe neden olmayacağını savunuyor.

Dr. Emin Akata’nın İş-Tim’e ilişkin görüşleri ise şöyle: “Bilindiği gibi İş-Tim, piyasa değerinin ve umulanın üzerinde fiyat vererek ihaleden gelmesi beklenen ikinci GSM 1800 operatörünün önünü kesmişti. Şayet bu bir hesaplı bir davranış idiyse, şimdi İş-Tim’in önünü kestiği operatörün pazar payını da alması beklenir. Aksi taktirde ödenen yüksek lisans bedelinin ekonomik rantabilitesinden söz etmek çok güçleşir. Bana ‘bu hesap tutacak mı?’ diye sorarsanız “Çok zor derim” diyen Akata, İş-Tim’inelinde olan ve/veya olmayan nedenlerle pazara girmekte çok geciktiğini vurguluyor. Akata, değerlendirmesine ‘anlaşıldığı kadarıyla’ diyerek başlıyor ve bunun gerekçesini şöyle anlatıyor: Çünkü İş-Tim, kuzey kutbu altında dolaşan denizaltı gibi. Periskobunun ucu bile görünmüyor ve ‘tamamlandı’ denilen hazırlıklarının ne olduğu açıklanmıyor.‘İş-Tim’in başlangıç stratejisi, kapsama alanı zaafiyetini roaming ile aşmaya ve ön ödemeli hazır kart pazarına odaklanmaya dayalı bir strateji’ tahminini yürüten Akata, bu sırada mevcut iki operatörün, pazardaki ön ödemeli kart paylarını bir hayli büyüterek, zaman içinde siperlerini iyice kazıp İş-Tim için mevzilendiklerine dikkat çekiyor. Üstelik Türkiye’nin deprem niteliğinde bir ekonomik kriz yaşadığı hesaba katıldığında, 2001’in büyük ölçüde bu enkazı kaldırma ve onarma çalışmalarıyla geçeceği ortada. Bununda İş-Tim için hesapta olmayan bir pazar daralması anlamına geldiğine şüphe yok. Üstelik gelir paylaşımlı modelden, lisans modeline geçilmiş olsa bile mevcut vergi oranları ve çeşitleri ile GSM operatörlerinin vergi vermeyip, geliri resmen hazine ile paylaştığı serzenişleri devam ederken...

SIRA GELİYOR AY-CELL’E
Ay-Cell hakkında çok sınırlı bilgimiz var. Zira Türk Telekom Genel Müdürü İbrahim Hakkı Alptürk, yoğunlukları sebebiyle bize zaman ayıramayacaklarını belirtti. Ay-Cell hakkındaki genel intiba GSM alanında deneyim sahibi olmasa da sabit hat deneyiminden aldığı güçle başarılı olabileceği yönünde. “Özellikle yeterli altyapıya sahip olmasının ve arkasında devletin güvenilirliği olması, yönetsel bazdaki eksikliklerin profesyonellere devredilmesiyle giderilebilir nitelikte” diyen Özkan Yavaşal, 20 milyona yakın sabit hatlı abone ve ardındaki database’in ciddiye alınması gereken bir güç olduğu inancında. Tabi 2003’e dek devletin elinde kalması ve GSM’de deneyimli olması istenen yabancı stratejik ortağın da eksiklikleri giderici etkiye sahip olacağı unutulmadan.

“Türk Telekom’un Ay-Cell’in de ciddi patinajlar yaşandığını anlamak için fazla keramet sahibi olmaya gerek yok” diyen Dr. Emin Akata, GSM işletmesini altyapısından pazarlamasına kadar, bir yükleniciye yaptırmak için seçilen ihale modeli ve bu ihalenin özelleştirme girişimleri ile aynı döneme rastlamasının işi iyice karıştırdığını vurgulayarak “Özelleştirme işine inanan ve bunu samimiyetle isteyen bir tek Cottarelli kaldı gibi geliyor bana” değerlendirmesini yapıyor.

VE UYDUDAN GELEN TÜRK...
Türkiye’deki tek mobil uydu haberleşme sistemi olan Globalstar TE.SA.M T.U.R.K, 0 592 numaralı hattıyla 1 Şubat tarihinden itibaren Türkiye’nin kapsama alanı sıkıntısına son vermek adına yola çıktı. Globalstar servislerinin Türkiye’de hizmete girmesiyle kullanıcıların her yerde haberleşme imkanına kavuşacağını ifade eden Genel Müdür Özgür Erkan, mevcut telekomünikasyon olanaklarından yararlanamayan bölgelere de hizmet vereceklerini vurguluyor. Dünyada 2000 yılı sonunda Globalstar sistemi üzerinden 6.6 milyon dakika fatura edilmiş konuşma yapılması ve abone sayısının da yaklaşık 35 bine ulaşmasından cesaretlenen Erkan, 2001 beklentilerini yaklaşık 16 bin abone ve 4 milyon dakika konuşma olarak belirlediklerini söylüyor.

Şu anda Globalstar mobil abonenin, Türk Telekom numarasını araması halinde yaklaşık 1 kontür=12 saniye için 36 cent ödeyeceğini belirten Erkan, daha sonraki aşamalarda kart uygulamasının da devreye gireceğini ekliyor.

Bu arada amaçlarını, ‘GSM servislerinin bir tamamlayıcısı olmak’ olarak dile getiren Erkan, TE.SA.M T.U.R.K için 15’i yer istasyonlarında olmak üzere 45 kişilik genç bir ekiple çalışmalarına devam ettiklerine değiniyor. Altyapıya ilişkin bilgileri de “Duam mode olarak Globalstar servislerine ulaşım sağlayacak iki telefon markası, Ericsson ve Telit. Bu iki telefon cihazının satışı KVK ve Interline bayileri tarafından gerçekleştiriliyor. Yer istasyonumuzun altyapı çalışmalarında ise Siemens-Masterguard, Barmek ve Palmet çalıştı” şeklinde özetleyen Erkan, son olarak Globalstar hisselerinin, şu anda ABD’de Nasdaq’da işlem gördüğünü kaydediyor.

TE.SA.M T.U.R.K’e ilişkin değerlendirmeyi de Emin Akata’dan alıyoruz. “TE.SA.M T.U.R.K, İridium’dan sonra pazar şansını deneyecek ikinci GMPCS firması oluyor” tespitiyle sözlerine başlayan Akata, GMPCS’nin GSM pazarı içinde görülmemesi gerektiğini, zaten pazarda bir rekabet yaratmalarının da mümkün olmadığını belirtiyor. Akata, gelişen GSM kapsama alanları ve roaming anlaşmalarının, GMPCS’deki telefon cihazı ve görüşme maliyetlerinin GSM’dekine göre çok yüksek olmasının, uydu üzerinden bağlantı kurma gereği duyacak müşteri profilini daralttığına dikkat çekiyor.

GSM’in geleceği...
Geçmişinde Telekom deneyimi olan ve şimdi Başarı Holding Koordinatörlüğü görevini yürüten Dr. Emin Akata, GSM dünyasına yeni katılacak lisanslı operatörlerin, roketin ikinci kademe motorlarını ateşleme işlevini yerine getirmede başarı şansları konusunda bundan bir yıl öncesine göre daha az iyimser olduğunu ifade ediyor. Fakat “GSM pazarına bu yılın ortalarından itibaren ticari anlamda girmesi beklenen GPRS el setlerin ile daha gerçekçi uygulama modellerine kavuşması beklenen mobil internet ve mobil servisler olgusu bir iyimserlik ögesi olarak katkı sağlayabilir” düşüncesini de aktaramadan geçmeyen Akata, bu katkının bile 2001 yılı için yeterli olmayacağı inancında. Çünkü Akata’ya göre, en kritik ve stratejik gündem maddesi, telekom sektörünün bir an önce özelleştirilmesi. Hele de bunun en az 5 yıl geciktirilmiş bir gündem maddesi olduğu gözönünde bulundurulduğunda... “2003 yıl sonunu beklemek, ne Türk Telekom’a, ne sektöre ne de ülke ekonomisine yarar sağlayacaktır” tespitini dile getiren Akata, değindiği bu noktaların, hem rekabet koşullarında, hem de ‘deregülasyon’ sürecinde çok dikkatli, hızlı ve özenli olmayı gerektirdiğine işaret ediyor. Akata’nın konuya ilişkin son yorumu ise “Türk Telekomünikasyon Kurumu’nun kuruluşunu da sağlayan yasa değişikliğinden bu yana geçen süre ve bu süre içinde yapılabilenler, tüm ilgili taraflarca, işlerin beklendiği gibi gitmediğini gösterir bir kırmızı alarm bayrağı olarak algılanmalı” yönünde.

Telsim’in gelişim tablosu

Yıl Abone sayısı
1994 16.500
1995 97.200
1996 136.00
1997 345.590
1998 1.050.000
1999 2.510.000
2000 6.000.000

Globalstar’ı tanıyor musunuz?
Globalstar, dünyanın çevresinde alçak yörüngede bulunan 48 uyduluk bir küme ile abonelerinehizmet veren bir dijital telekomünikasyon sistemi. Portatif, taşınabilir veya sabit terminallerden ulaşılabilen bu küme, telefon haberleşmesi, faks ve veri iletimi gibi bir dizi kaliteli iletişim hizmetinin uygun biçimde fiyatlandırılabilmesini sağlıyor. Globalstar, karasal sabit ve hücresel sistemlerin iyi kapsamadığı alanlara ve telekomünikasyon ağı kapsamına hiç girmeyen bölgelere hizmet veriyor. Tüm dünyada Globalstar’ın telefon üreticilerine bakıldığında Ericsson, Telit ve Qualcomm isimlerine rastlamak mümkün.
Haberle ilgili daha fazlası: