MHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, hırçın ve saldırgan siyasi yaklaşımda bulunanların kendilerine yönelik tahriklerini artırabileceğini ifade ederek, Onlara vereceğimiz cevap kesinlikle onların üslubuyla olmamalıdır dedi. Bahçeli, MHP Grup toplantısında yaptığı konuşmada, partililere hırçın ve saldırgan siyasi yaklaşımlar konusunda uyarıda bulundu. Bahçeli, şunları kaydetti: Önümüzdeki günlerde, bu hırçın ve saldırgan siyasi yaklaşımların sahiplerinin bizlere yönelik tahrikleri daha da artabilir. Onlara vereceğimiz cevap kesinlikle onların üslubuyla olmamalıdır. Biz, toplumsal barışı kurmanın yolunun her zaman uzlaşmadan geçtiğini söyledik. Bugün de söylüyoruz: Uzlaşma ve diyalog bizim siyasetteki temel yöntemimizdir. Partimize karşı kim hangi üslubu kullanırsa kullansın, bizi çatışmanın ve kavganın tarafı haline getirmeyi başaramayacaktır. Çünkü bunu başarmaları demek, görevimizi yapmamazı engellemeleri anlamına gelmektedir. Kendi yöntem ve ilkelerimizden taviz vermenin her zaman başkalarının işine geldiğini gözden uzak tutmamamız lazımdır. Bahçeli, Türkiye`de hakim siyaset etme biçimini sürdürmek, TBMM`yi kavga, kışkırtma ve karşılıklı bağrışmaların mekanı haline getirmek isteyenlere fırsat veremeyeceklerini söyledi. Devlet Bahçeli, Unutmayalım ki, Yüce Meclis, Türkiye`nin sorunlarının temel çözüm üretme mekanı olmaktan çıktığı zaman ülkemiz vakit kaybetmeye devam eder; sorunlar ertelendikçe çözülemez hale gelir. Bunun için yapmamız gereken şey, Meclis`i her zaman için problemlerin çözüm kaynağı olarak, işleyen bir kurum halinde tutmayı başarmaktan geçer dedi.
MHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, iktidar-muhalefet ilişkileri iç açıcı olmadığı için uzlaşmacı demokratik kültürün yeterince gelişmediğini bildirerek, "buna ek olarak, siyasi mücadeleyi ölüm kalım meselesi haline getiren zihniyetlerin varlığı, ülkenin önünü tıkayan bir başka faktör olmuştur" dedi. Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu`nun kalp krizi geçirerek ölümüyle sonuçlanan TBMM Genel Kurulu`ndaki kavgadan sonraki gelişmeleri ve içtüzük tartışmalarını değerlendirdi. Bahçeli, Şıhanlıoğlu`un ölümünün herkesi derinden üzdüğünü belirterek, benzeri olayların bir daha yaşanmamasını diledi. Bahçeli, "bu taşkınlık ve gerilim ortamı neticesinde gerçekleşen müessif hadisenin gerek muhalefet ve gerekse medya tarafından değerlendiriliş biçimi hakkaniyetten uzak ve yakışıksız bir üslupla cereyan etmiştir" dedi.
-MAHALEFET VE İKTİDAR...-
Yerleşik demokrasilerin ayırt edici vasıflarından birinin, muhalefetin varlığı ve etkinliği olduğunu belirten Bahçeli, muhalefetin yaşamasına ve kendisini geliştirmesine imkan tanımayan sistemleri demokratik parlamenter rejim olarak tanımlamanın mümkün olmadığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu: "Siyasetin ana eksenini oluşturan iktidar ve muhalefet, demokratik rejimin yaşatılması ve geliştirilmesinde de hayati bir role sahiptir. Unutulmamalıdır ki, iktidar-muhalefet ilişkileri, sadece rejimin işleyişi ve etkinliği açısından değil, demokratik siyasi kültürün gelişmesi bakımından da belirleyicidir." Muhalefetin, demokratik rejimin gelişmesinde olduğu gibi, sorunların çözümünde de en az iktidar kadar öneme sahip olduğunu kaydeden Bahçeli, "aralarındaki esas fark, iktidarın doğrudan sorumluluk sahibi bir konumda bulunuyor olmasıdır. Muhalefetin bu çerçevedeki sorumluluğu ise daha dolaylıdır" diye konuştu.
-İKTİDAR VE MUHALEFETİN UYUMU...-
Milletin, iktidarın başarısızlığına endeksli bir muhalefet anlayışına prim vermeyeceğini unutmamak gerektiğini vurgulayan Devlet Bahçeli, ülke sorunlarının çözümüne katkı sağlamayan muhalefetin başarısızlığa mahkum olacağının da unutulmaması gerektiğini söyledi. İktidar ile muhalefet partilerinin ülkenin kaderi üzerinde söz konusu olan rollerinin aynı zamanda kendi akıbetleriyle de paralellik gösterdiğini belirten Bahçeli, bunun için başta rekabet alanları ile uzlaşma konuları arasındaki sınırların çok iyi tayin edilmesi olmak üzere, siyasi yapının ve süreçlerin niteliği hakkında iktidar ile muhalefetin asgari bir uyuma özen göstermelerinin zorunlu olduğuna dikkati çekti. Bahçeli, şöyle konuştu: "Ülkemizde siyasette tıkanma ve güven erozyonu meselesi, bütün bu konularda yeterli bir duyarlılık sergilenemediği için ortaya çıkmaktadır. Yapıcı ve sorumlu bir muhalefetin yokluğu, hoşgörü ve uzlaşma zemininin yokluğuyla eşdeğerdir. Benzer bir değerlendirmeyi iktidarın muhalefetle olan ilişkilerine göstermesi gereken özen açısından da yapmak mümkündür. Yine ülkemizde, iktidar muhalefet ilişkilerinin parlamento içi ve dışı zeminlerde görünümü pek iç açıcı olmadığı için uzlaşmacı demokratik kültür yeterince gelişmemiştir. Buna ek olarak, siyasi mücadeleyi ölüm kalım meselesi haline getiren zihniyetlerin varlığı ülkenin önünü tıkayan bir başka faktör olmuştur. Seçim ve siyasi partiler kanunlarıyla birlikte siyaset alanını düzenleyen temel kuralları oluşturan Meclis İçtüzüğü`nün stratejik önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Çünkü, çarpık siyasi zihniyetlerle, tartışmalı ya da yetersiz olan siyasi kurallar bir araya geldiğinde, siyaset kurumunun kendi altını oyan bir yapıya dönüşmesi kaçınılmaz olmaktadır. MHP, son günlerde tekrar alevlenen içtüzük tartışmalarını böyle bir çerçeve içinde ele almakta, sözde bir demokrasi havariliğinin yerini gerçekçi bir demokratik yaklaşımın almasını arzulamaktadır."
-"İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ BİR ZARURET"-
Meclis`te yaşanan gecikme ve çatışmalardan en büyük zararı millet ve demokrasinin gördüğünü söyleyen Bahçeli, Meclis`i halkın gözünde yasa yapamaz, yürütmeyi denetleyemez bir duruma düşürmeye kimsenin hakkı olmadığını bildirdi. TBMM İçtüzüğü`nün 1961 Anayasası`na göre hazırlandığını, o günden bu güne kadar da Parlamento çalışmalarında verimli ve etkin bir ortam sağlayacak değişikliğin gerçekleştirilemediğini anlatan Bahçeli, "Dolayısıyla, içtüzük değişikliği bir zaruret halini almış ve Parlamento gündemine taşınmıştır" dedi. Devlet Bahçeli, İçtüzük değişikliği ile verimli bir yasama faaliyetinin amaçlandığını da ifada ederek, "Ülkemizin ve insanlarımızın yarınları için ivedilikle görüşülmesi ve sonuçlandırılması gereken yüzlerce meselenin ele alınması, ne yazık ki, TBMM`nin çalışma usul ve esaslarını belirleyen İçtüzük`teki boşluklardan ya da istismara açık düzenlemelerden dolayı mümkün olamamaktadır" diye konuştu. Çalışma temposuyla, yeni yüzyılın hız ve dinamiklerine ayak uyduramayan, en anlamlı ve hayati konularda bile karar almakta veya uzlaşmakta güçlük çeken bir Meclis görüntüsüne TBMM`nin de Türk Milleti`nin de layık olmadığını belirten Bahçeli, görüşülen her konuda kriz doğuran bu siyasi iklimin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini anlattı. Devlet Bahçeli, muhalefetin, içtüzük değişikliğini adeta bir sistem ve rejim sorunu haline getirmesini anlayabilmenin mümkün olmadığını da kaydederek, "Çünkü, geçmişte, bu sıkıntıları dile getiren, tüzük değişikliği ihtiyacına vurgu yapan pek çok milletvekili halen bu partilerin çatısı altında siyasi hayatlarını sürdürmektedir" dedi. Bahçeli, son dönemde yoğun bir çalışma temposuna giren Meclis`te içtüzükteki boşluklar kullanılarak engelleme girişimleri ile sıkça karşılaşıldığını, bu tutumun da halkın sorunlarına getirilen çözümlerin gecikmesine neden olduğunu ifade etti.