Yatırımcıların heyecanı yatıştı

1dk okuma

Haberin Devamı

Nisan ayı BofA Merrill Lynch Fon Yöneticisi Araştırması, küresel yatırımcıların küresel büyümeye karşı nispeten düşük olan kanaate rağmen görülen önceki coşkunluklarının yatıştığını, ancak hisse senedi piyasalarına karşı genel olumlu yaklaşımı sürdürdüklerini gösterdi.

Katılımcıların net yüzde 49’luk kesimi, küresel ekonominin önümüzdeki 12 ay içerisinde güçleneceğini düşünüyor. Bu değer, Mart ayından bu yana yüzde 12 gibi bir düşme gösterdi. ABD’de bir mali kriz riski büyük ölçüde azalmış olsa da, euro bölgesine dair kaygılar ve yeni endişeler – özellikle Kore’de bir çatışma potansiyeli – güç kazanmış durumda. Çin’de yaşanabilecek bir ‘sert iniş’ de endişe kaynağı olmayı sürdürüyor.

Yatırımcıların temkinli yaklaşımları, nakit mevcutlarında artışta da görülebiliyor. Nakit mevcutları, son altı aydır araştırmada görülen en yüksek seviyeye ulaşmış durumda (yüzde 4,3)

Fon yöneticilerinin bölgesel tercihleri net bir biçimde çeşitlenmiş ve yoğunlaşmış durumda. 12 aylık tahminlerin son yedi yılki en büyük yükselme beklentisine işaret ettiği ABD ve Japonya’ya yönelik olumlu yaklaşımlar giderek artıyor. ABD dolarında risk iştahı, araştırma tarihinde görülen en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.

Öte yandan, katılımcılar hem euro bölgesine hem de yükselen piyasalara karşı daha olumsuz bir tutum izliyorlar. Katılımcıların küçük bir çoğunluğu, yükselen piyasalarda gösterge altına inmeyi hedefliyor. Bu, iki ayda yaşanan 30 puanlık bir düşmenin ardından, araştırmada son iki yılda görülen en düşük değer. Euro bölgesine güven de bu ay önemli ölçüde azaldı. Bölgesel yatırımcıların net yüzde 19’u bölgenin bu yıl güçleneceğine inanıyor, bu değer Mart ayında net yüzde 40 seviyesindeydi.

Bofa Merrill Lynch Küresel Araştırma yatırım baş stratejisti Michael Hartnett, “Japonya’nın ‘Abenomics’ olarak adlandırılan politikaları, deflasyona karşı mücadeleye politika belirleyicilerinin de dahil olduğunun işaretini veriyor. Bu durum, sabit gelirden hisse senetlerine doğru bir ‘Büyük Rotasyon’ beklentimizi güçlendiriyor” şeklinde konuştu. Avrupa yatırım stratejisti John Bilton ise, “Avrupa’ya dair küresel endişeler baskın bir hale gelirken, bölgedeki beklentiler ve risk iştahı ılımlı seviyelere iniyor,” diye ekledi.

Euro bölgesine duyulan güven azalıyor

Euro bölgesine duyulan güvenin düşüklüğü, küresel yatırımcıların net yüzde 8 oranında gösterge altına inmesinde görülebiliyor. Bölgesel yatırımcılar bu ay İnşaat (yüzde 38 azalma), Temel Kaynaklar (yüzde 22 azalma) ve Petrol & Gaz (yüzde 17 azalma) gibi döngüsel risklerinde ciddi bir azalmaya giderken, Sağlık/İlaç (yüzde 20 artışla net gösterge üzerinde) gibi defansiflerdeki oranlar ise artış gösterdi.

Araştırmanın yeni sorularından biri olarak, fon yöneticilerine hangi olayın Avrupa risk iştahında daha olumlu sonuçlar yaratacağı soruldu. Katılımcıların yarıdan fazlası, bu soruyu bölgesel bankacılık birliği yönünde atılacak adımlar ve önemli çevre ekonomilerdeki yapısal reformlar hakkında mutabakata varılması olarak yanıtladı. Euro bölgesi bankaları ve devlet notları arasındaki ilişki göz önüne alındığında, yanıtın bu araştırmada altı çizilen bölgesel risk görüşünü desteklediği görülüyor.

Japonya Çin’i geride bıraktı

Japonya’nın yeni genişleme politikasına duyulan güven, araştırmada açıkça görülebiliyor. Araştırmaya katılan tüm bölgesel fon yöneticileri, ekonominin önümüzdeki 12 ay içerisinde güçleneceğini düşünüyor. Küresel yatırımcılar ayrıca politika değişikliklerinin yeni zayıflatacağına inanıyorlar. Bu para birimine karşı iştahları, 2002 yılı Şubat ayından bu yana en düşük seviyede.

Diğer taraftan, Çin’e yönelik yükselme beklentileri kaybolmaya başlamış durumda. Ülke ekonomisinin önümüzdeki 12 ay içince güçleneceğini düşünen bölgesel yatırımcıların oranı net yüzde 13. Bu oran, Ocak ayı gibi kısa bir süre önce net yüzde 71 seviyesindeydi. Araştırmada bu soruya verilen cevaplar küresel ölçekte geçtiğimiz Ekim ayından bu yana en düşük seviyeye inmiş durumda.

Sermaye artırımı çağrısı

Araştırma, fon yöneticilerinin şirketlerine önemli miktarlardaki nakdi işletme ya da sahiplerine iade etme çağrısının sürdüğünü gösteriyor. Katılımcıların net yüzde 60’ı, şirketlerin işletmelerine gerekenin altında yatırım yaptığı görüşündeyken, yüzde 48’lik kesim ise kurumsal nakit akışının fazlasının daha yüksek sermaye harcamalarına yönlendirilmesini istiyor. Yüzde 34’lük kesim, fazla fonların temettü ya da geri alımlar yoluyla kendilerine dağıtılmasını isterken, yalnızca yüzde 11’in önceliği bilançonun güçlendirilmesi.

Daha yüksek sermaye artırımı çağrısına ve makroekonomik görünümün halen olumlu seyrini sürdürmesine rağmen, yatırımcılar önemli küresel gelirlerdeki büyüme beklentileri hakkında daha şüpheci bir tutum izliyor. Net yüzde 38’lik kesim, bu sene şirketlerin hisse başına kazançlarını yüzden 10’un üzerine çıkaramayacakları görüşünde. Bu yaklaşım, Mart ayından bu yana daha da kuşkucu bir hale gelmiş durumda. Yatırımcıların kurumsal kâr payı performanslarına dair beklentileri de, benzer bir düşüş gösteriyor.

Haberle ilgili daha fazlası: