Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye´de artık herkesin elini taşın altına koyma zamanı geldiğini belirterek, ´´Tribünlerde oturarak olup biteni seyretme dönemi geride kaldı´´ dedi. Babacan, İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İMMİB) tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye´de çok olumlu gelişmelerin yaşandığını ifade ederek, hükümetin, kurulduğundan bu yana Türkiye´nin kronikleşen sorunlarını çözmek için yoğun çaba gösterdiğini belirtti. Hükümetin tek başına Türkiye´nin devasa sorunlarının üstesinden gelmesinin mümkün olmadığını, her kesimin bilgisinden yararlanmak istediklerini belirten Babacan, şunları kaydetti: ´´Bugün Türkiye´de güzel gelişmeler oluyorsa, ülkenin çehresi hızla değişiyorsa, Türkiye kabuğunu kırarak önemli bir atılımı yakalamışsa, bu, oluşturulan kolektif heyecan, dinamizm ve birlikteliknedeniyledir. Bu uzlaşma ortamı yok olduğu anda Türkiye´nin başarı şansı da olmaz. Her an, her yerde, her kesimin eleştirilerini dikkatledinlemeye ve politikalarımızı bunlara göre şekillendirmeye devam ediyoruz.´´ Toplum ve iş dünyası ile yakın diyalog içerisinde çalışmaya devam edeceklerini anlatan Babacan, ´´Bugün Türkiye´de artık herkesin elini taşın altına koyma zamanı geldi. Tribünlerde oturarak olup biteni seyretme dönemi de geride kaldı. Çünkü Türkiye´de bir kriz yaşandığında bu krizden etkilenen sadece sahadaki oyuncular olmuyor, toplumun tüm kesimi değişik bedeller ödüyor´´ diye konuştu. Türkiye´de oluşan iyimser havanın bozulmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Babacan, enflasyon ve faizlerin düştüğünü;büyümede, ihracatta, üretimde tarihi başarılara şahit olunduğunu dile getirdi.
2003 yılında ülke ekonomisinin yüzde 5.9 büyüdüğüne dikkati çeken Babacan, uygulanan ciddi para politikaları sonucunda Türk Lirası´na güvenin arttığını kaydetti. Bakan Babacan, sözlerine şöyle devam etti: ´´Bize ´Türkiye´nin kaynağa ihtiyacı var, kaynağı nereden bulacaksınız´ diye soruyorlar. Biz, 17 aylık hükümetimiz dönemine bakacak olursanız, bir define bulmadık, bir ganimet yok, bir yerlerdenpetrol de çıkmadı. Kaynak nasıl oldu? Bunun cevabı güven. Nasıl iş dünyasında güven sonsuz bir kaynak, sermaye ise aynı şey siyasette de geçerli. Güveni oluşturmak ve bunu güçlendirmek için de sözünde durmakönemli. 17 aylık dönemdeki icraatımıza bakarsanız, seçimlerden önce nesöz verdiysek o, neyi yapacağız dediysek onu yapıyoruz. 17 ayda çok şükür çok ciddi güven ortamı oluştu.´´ Türkiye´nin uluslararası ilişkilerinde büyük mesafeler kaydetmesinin arkasında güven unsurunun yattığını dile getiren Babacan, ´´Artık Avrupalı, Amerikalı, Ortadoğulu; dürüst, özü sözü birolan bir hükümet görüyor karşısında´´ dedi.
Soruları da yanıtlayan Babacan, işadamlarının
döviz kurundan yakınması üzerine, serbest bir kur rejimi uygulandığı hatırlatarak, ´´Döviz ile ilgili bir taahhüt yok´´ ifadesini kullandı. Serbest kur rejiminin şokları emici bir görev gördüğünü vurgulayanBabacan, ´´Irak savaşı başladığında, mart ayının tamamında Türkiye´dençıkan sermaye miktarı sadece 500 milyon dolardı. Bu kolaylıkla milyarlarca
dolar olabilirdi. Eğer kuru sabit tutma çalışması gibi yanlış politika izlenseydi, o zaman felaketin arkasından felaket yaşayabilirdik´´ diye konuştu. Serbest rejimin uygulandığı bir ülkede sıcak paradan korkmamak gerektiğini belirten Babacan, Türkiye´ye, sıcak para olarak da, doğrudan yatırımlar olarak da sermaye girdiğini kaydetti. Bakan Babacan, ´´Geçen yıl yaklaşık 600 milyon dolar gibi doğrudan yatırım söz konusu oldu. Bu sene çok iyi başladı. Bu yıl doğrudan sermaye açısından bir rekor kırabiliriz´´ dedi.
İMMİB Başkanı Cihan Kamer de, kuyumculuk sektörünün ihracattaki önemini vurgulayarak, sektörün bu yıl 1 milyar, 2006 yılında 2 milyar,2008 yılında da 5 milyar dolar ihracat yapmasını hedeflediklerini bildirdi. Kuyumculuk sektörünün ödediği vergilerle ilgili eleştirileri anımsatan Kamer, Bakan Babacan´a hitaben, ´´Kuyumculuk sektörü, adına yakışır vergiyi henüz veremiyor. Kuyumcuların da refahı ilerledikçe, 3yıl sonra, ´artık yeter, göndermeyin bu kadar vergiyi kasalar almıyor´diyeceksiniz´´ diye konuştu. Kamer, altının bankalar üzerinden serbest dolaşımının sağlanması, ayrıca değerli ve yarı değerli taşlarda KDV´nin sadece işçilik üzerinden alınması taleplerini de Bakan Babacan´a iletti. Cihan Kamer, İstanbul´un dünyanın
altın ticaret merkezi olabileceğini de sözlerine ekledi.