Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan indirerek yüzde 9'a çekti, faiz koridorunun alt bandı ve politika faizini ise sabit bıraktı. Piyasa uzmanları Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirdi.
TCMB’NİN SADELEŞME ROTASINDA “KARA GÖRÜNDÜ” MÜ?
Enver Erkan / KapitalFX Araştırma Uzmanı
Merkez Bankası beklendiği gibi faiz koridoru üst bandı olarak nitelendirilen gecelik borç verme faizini, daha önceden rotasını çizdiği” sadeleştirme” politikası kapsamında 50 baz puan daha indirdi ve yüzde 9 seviyesine getirdi. Böylece TCMB 175 baz puanlık bir faiz koridoruna sahip oldu ki, bu Merkez Bankası “koridor” enstrumanını kullanmaya başladıktan sonraki en dar aralığa işaret ediyor. Merkez Bankası aynı zamanda geç likidite penceresi uygulaması kapsamında gecelik vadede uyguladığı borç verme faiz oranını da yüzde 11’den yüzde 10,50’ye indirmiştir. Diğer enstrumanlarda ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 6,50 bandının hemen üzerinde gerçekleşen yıllık manşet enflasyon ve Fed’in faiz artırım sayısının 2016 yılı için piyasa konsensüsü bazında 1’e inmiş olması aslında Merkez Bankası’nın istediği ortamı yaratmıştı. Her ne kadar uzun vadede Brexit endişeleri küresel piyasalarda oynaklığa sebebiyet vermiş olsa da, son günlerde o tarafta da tersine dönen risk iştahı 25 – 50 baz puanlık üst bant indirimine uygun ortam oluşturmaktaydı. Marjinal fonlama oranının yüzde 9’a çekilmesi ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini de yüzde 8,40’lardan yüzde 8 bandına doğru çekecektir. Piyasa faizlerinde ise 2 yıllık tahvilin bileşik getirisinin yüzde 9 – 8,50 bandına yerleşmesi beklenebilir. Bunun kredi maliyetlerine yansıması da olasıdır.
Kısa vadede, büyük ihtimalle İngiltere’nin de AB içinde kalmaya devam edeceğini varsaydığımızda nefes alacak alan var gibi görünüyor. Ancak uzun vadede endişelerimiz söz konusudur. Merkez Bankası piyasanın önünden gitmektedir. Enflasyon konusunda, uzun vadeli beklentileri değil de son gelen 2 veriyi referans alması bu konudaki en önemli risktir. Faiz indirimlerinde ise hareket alanının artık çok kısıtlı olduğunu düşünüyoruz. Amaç ortodoks para politikası uygulamaları çerçevesinde faizi yüzde 8 – 8,50 civarlarında dengeleyerek tek bir politika faizi yaratmak. Ancak bu denge noktası ne kadar aşağıda olursa TL üzerinde o kadar uzun vadede kırılganlık yaratacaktır. Özellikle para politikalarında erken veya geç hamle yapmanın geri dönüşlerinin çok sert olabildiğini düşünecek olursak (Ocak 2014 kaosunu hatırlayalım) Merkez Bankası’nın hareket esnekliği ortadan kalkacaktır.
Kısa vadede piyasa koşullarını kötüleştirecek bir faktör bulunmamaktadır. Ancak gündem özellikle içeride tekrar hareketlenecektir. Siyasi ve jeopolitik kanatta gerçekleşecebilecek gelişmelerin halen risk primimiz üzerinde tehdit oluşturduğunu hatırlamak gerekmektedir. Uzun vadeli enflasyon beklentileri de yüksek kalmaya devam etmektedir. Küresel ekonomilerdeki trend de halen negatif olmaya devam etmektedir. Sadeleşme politikasında hareket alanının daralması nedeniyle “kara göründü”, ancak Merkez Bankası’nın bir faiz hamlesiyle faiz koridorunu 19 Temmuz’da 8,50 – 7,50 – 7,25 şekline sokması da olasıdır. Bundan sonrasının ise “sadeleşme” değil, “gevşeme” olacağını düşünüyoruz.
Kısa vadede USD/TRY net bir tepki vermedi. Fiyatlamalarda ana etkenin dolar endeksi olduğunu düşünmekteyiz. Brexit endişelerinin hafiflemiş olması da şu anda rüzgarın gelişmekte olan ülke piyasalarının arkasından esmesini sağlıyor. Kurda sert geri çekilme veya yükselişler, güçlü global hareketlerle mümkün olabilir. Bunun da ilk etapta belirleyici Perşembe günü İngiltere referandumundan gelecek olan sonuçtur. Daha sonrasında kritik virajlar 10 Temmuz MHP kongresi, 19 Temmuz PPK toplantısı, 26 Temmuz Enflasyon Raporu sunumu ve 27 Temmuz Fed toplantısı olarak görünmektedir.
TCMB SADELEŞTİRME POLİTİKASI ÇERÇEVESİNDE BİR ADIM DAHA ATTI
Arzu Toktay / XTB Menkul Değerler Araştırma Müdürü
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) gecelik marjinal fonlama oranında 50 baz puanlık faiz indirim kararı ile sadeleştirme politikası çerçevesinde bir adım daha atmış oldu. Önceki toplantılarda olduğu gibi TCMB gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 7,25 ve politika faiz oranı yüzde 7,50 seviyesinde bıraktı. TCMB’nin Mart ayından itibaren üst bantta 175 baz puan faiz indirimine gitmesi ile haftalık borçlanma faiz oranı ile aradaki fark 2010 yılından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Toplantının ardından yayınlanan açıklama metninde söylem değişikliğine gidilmedi.
Merkez işlenmemiş gıda fiyatlarında düşüş ve çekirdek enflasyon eğiliminde iyileşme ile enflasyona ilişkin olumlu bekleyişini koruyor. Ancak; bir önceki toplantıdan farklı olarak kurul, hizmet enflasyonu ve birim işgücü maliyetlerine metnin enflasyon görünüm ile ilgili bölümünde yer verdi. Son dönemde hem manşet hem de çekirdek enflasyon, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüşten olumlu yönde etkileniyordu. Politika yapıcıların dikkat çektiği birim işgücü maliyeti ve hizmet sektöründeki enflasyon, önümüzdeki aylarda tüketici enflasyonunun yükselmesine yol açabilir. Bundan dolayı likidite politikasında sıkı duruşunu koruyacak olan Merkez Bankası, önümüzdeki süreçte sadeleştirme politikasına enflasyon görünümü ve küresel ekonomideki gelişmeler ile yön verecek.
Faiz koridoru sisteminden tek faize geçiş hedefleyen Merkez’in önümüzdeki aylarda üst bantta faiz indirimi için fazla marjı kalmıyor. Koşullar elverdiği sürece TCMB üst bant 50 baz puanlık daha faiz indirimi yapabilir ancak piyasalarda son dönemde konuşulan bankanın üst bant faiz indirimlerini sonlandırarak tek faiz sistemine geçiş yapacağı beklentisi için zamana ihtiyaç duyuluyor. TCMB’nin 50 baz puanlık faiz indirim kararını öncesinde kanıksamış görünen piyasaların tepkisi olumluydu. Küresel piyasalarda artan risk iştahı ile 2,90 altına gerileyen Dolar/TL paritesi 23 Haziran endişesinin de geride kalması ile 08 Haziran düşük seviyesi olan 2,88’li seviyelere geri çekilebilir. Küresel piyasalarda korkunun tekrar piyasa üzerinde etkili olması durumunda ise paritenin tekrar 2,94-2,95 bandına yöneleceğini düşünüyoruz.