Teknoloji entegratörü TEPUM, yaptığı açıklamalarda gelişmekte olan ülkeler arasında sayılan Türkiye`nin internet ekonomisinde en az gelişmiş yüzde 20 arasında yer aldığına dikkat çekiyor.
Strateji danışmanı Larry Downes yeni ekonominin geleceğini şu sözlerle anlatıyor: `Yakın gelecekte sadece, dijital organizasyonlarını daha hızlı geliştirebilen ülkeler rekabette avantaj yaratma şansına sahip olacaklar`. Bu sözlerin önemine dikkat çeken TEPUM, Türkiye`nin bir zamanlar `az gelişmiş` bir ülkey olduğunu, ancak daha sonra `gelişmekte olan ülkeler` arasındaki yerini aldığını hatırlatıyor ve zamanla `yeni ekonomiler` gurubuna da dahil edildiğimisi söylüyor. Şirketlerin iş gereksinmelerine yönelik çözüm sağlamakta, anahtar teslimi projeler gerçekleştiren teknoloji entegratörü TEPUM, şimdi ise yeniden az gelişmiş ülkeler arasına düşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu belirterek tüm Türkiye`yi uyarıyor. Yurt dışında yapılan analizlerde Türkiye internet ekonomisinde dünyanın en az gelişmiş %20`si içinde yer alıyor. Bu sınıflandırmalar elektronik ortamda gerçekleşen ekonomik işlem hacimlerine göre yapılıyor. TEPUM, gerçekten kötü olan şeyin son %20 içinde yer almamız değil, Türkiye ekonomisinin ve şirketlerin rekabet açısından karşı karşıya geleceği zor durumlar olduğunu kaydediyor. TEPUM, Türkiye`nin karşı karşıya olduğu tehlikeye işaret ederek yeni ekonominin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda düzenlediği seri sohbetlerle açıklamalar yapıyor:
E-teknoloji Nedir?
E - teknoloji e - iş kavramıyla birebir ilişkili. Çünkü e - teknoloji e - iş uygulamalarını mümkün kılan yeni iş teknolojileri olarak tanımlanıyor. Ancak, e - iş için birbirinden epey farklı tanımlar söz konusu. Elektronik ortama taşınmış iş süreçleri olarak tanımlayanlar var. Kurumsal Kaynak Planlaması`ndan Tedarik Zinciri Yönetimi`ne uzanan ve Müşteri ilişkileri Yönetimi, Hizmet Yönetimi, e - Ticaret konularını da kapsayan elektronik süreçler bütünü olarak tanımlayanlar var. İş görme biçimlerinin internet ortamında yeniden şekillendirilmesi, iş süreçlerinin internete göre yenilenmesi olarak da görenler var. Bu farklı tanımlara karşılık, başarılı e - iş uygulamalarının sağladığı üç şeyden bahsetmek mümkün: verimlilik artışı, maliyet düşüşü, yeni iş alanları. Bu noktalar öylesine ön plana çıkmaya başladı ki, Prof. Chang-Yang Lin gibi uzmanlar e - iş`e daha işlevsel bir tanımlama getiriyorlar: `iş akışı ve bilgi yönetimi süreçlerinin elektronik ortama geçirilmesi nedeniyle verimlilik artışı, maliyet düşüşü ya da yeni iş olanakları yaratan her uygulama e - iş uygulamasıdır.`
E - teknoloji bir süreç:
E - Teknoloji dediğimizde bugünden yarına devreye girebilen klasik üretim teknolojilerinden söz edilmiyor. Yeni iş teknolojilerinin sonuç vermesi çok daha uzun ve zorlu bir süreç. Yeni teknolojilere ilişkin olarak anlaşılması gereken ilk şey belki de e - teknoloji`nin bir ürün değil, bir süreç olduğu. Örneğin, ABD`de yaşanan verimlilik artışları 10 yıllık bir sürecin ürünü. Bu sürecin baş mimarları kuşkusuz James Best, Michael Volkema gibi, kendi şirketlerinin iş teknolojilerinden yararlanması için büyük mücadeleler veren yöneticiler. Tecrübeler gösteriyor ki konuya kendini adayan yöneticiler yoksa iş teknolojilerinin başarıyla hayata geçmesi pek mümkün değil. Örneğin, danışman Delon Dotson internetin ABD iş dünyasında sağladığı başarıyı Amerikan mühendislik kültürüne bağlıyor; `ABD`de internet, tarihsel misyonu mümkün olanı değiştirmek ve mümkün olmayanı denemek olan mühendislik kültürü tarafından yönlendirildi. internete endüstriyel gücünü mühendis kökenli yöneticiler kazandırdı. Onlar olmasaydı internet yeni bir icat olarak kalır, bir teknolojiye dönüşmezdi.`
Gelişmiş ülkelerde verimlilik artışları hızlanıyor:
ABD`de 1995 - 98 arasında %2 - 2.4 olan verimlilik artışları yükselme eğiliminde. önümüzdeki 25 yıl içinde saat başı üretkenliğin 2 katına çıkması bekleniyor. Benzer eğilimler yeni iş teknolojilerinden yararlanmayı beceren G.Kore, İsrail, İngiltere, İspanya ve kuzey Avrupa ülkeleri için de geçerli. ABD`de sanayide çalışan başına ortalama üretim değeri 75 bin
dolar düzeyinde. Tahmin edilebileceği gibi ileri teknoloji şirketleri verimlilik yarışında başı çekiyor. örneğin, Intel ve Microsoft gibi şirketlerde çalışan başına üretim değerinin 400 - 600 bin dolar düzeyinde olduğu belirtiliyor.
Türkiye`de durum:
Milli Prodüktivite Merkezi`nin açıklamalarına göre `1997 yılının üç ayına göre 2000 yılının ilk döneminde sanayide işgücü verimliliğinin reel olarak % 6 oranında azaldığı` anlaşılıyor. Milli Prodüktivite Merkezi`nin 2000 yılı verilerine göre imalat sanayiimizde çalışan başına üretim ortalaması sadece 25 bin 169 dolar. Bazı ihracatçı sektörlerimize bakarsak giyim eşyası üretimi 8 bin 508 dolarla, trikotaj 8 bin 992 dolarla, mobilya 6 bin 654 dolarla verimliliğin en düşük olduğu sektörler arasında. Sonuç olarak, Türkiye sanayide dünyanın düşük verimliliğe sahip ülkelerinden biri olma yolunda.
Verimlilik artışlarının nedeni e - teknoloji:
E - Teknoloji konusunda verimlilik kavramının neden git gide daha fazla ön plana çıktığını anlamak için iktisatçı Peter Hooper ve Trevor Dinmore tarafından yapılan yeni bir çalışmadan söz etmekte yarar var. Bu çalışma ABD ekonomisinde gerçekleşen verimlilik artışları içinde Bilgi Teknolojilerine yapılan yatırımların etkisini araştırıyor. Araştırma sonuçlarına göre tarımdışı kesimde gerçekleşen %3 dolayındaki reel verimlilik artışının 1997`de %33`ü, 1998`de %43`ü, 1999`da %53`ü Bilgi Teknolojilerine yapılan yatırımlardan kaynaklanıyor. çalışma sonuçlarına göre, bu oranın önümüzdeki iki yılda %60`a yükseleceği tahmin ediliyor. Bir başka deyişle ABD`de e - teknoloji yatırımları verimlilik artışlarının motoru olmuş durumda. Özellikle ABD`de toplam yatırımlar içinde yeni teknolojilere yapılan yatırımların payı %35-60`lara, BT yatırımlarının payı %12-16`lara çıkmış durumda. Türkiye`de ise toplam yatırımlar içinde bilgi teknoloji yatırımlarının payı % 1-2 düzeyinde.
E - teknoloji fiyatları düşürüyor:
Verimlilik artışları nedeniyle önümüzdeki 3 yıl içinde bu ülkelerde sınai ürünlerde %10-15 fiyat düşüşü bekleniyor. Otomotiv gibi yeni teknolojileri daha yoğun kullanan sektörlerde ise düşüş beklentisi %30. `Ülkeler ya teknolojiden daha çok yararlanacak ve işlerini elektronik ortamda organize edecekler ya da git gide küçülen bir iş hacmiyle yetinmek durumunda kalacaklar` demişti danışman Gerald Faust. Bu öngörü hızla gerçek oluyor. TEPUM da, Türkiye`de şirketlerin e - teknolojiden yararlandıkları oranda daha başarılı olacaklarına inanıyor. Aksi durumda ekonomimizin azalan verimlilik, düşen ihracat, artan ithalat baskısıyla karşı karşıya kalacağını düşünen TEPUM şöyle diyor: `Bu ise git gide daha çok eksi veren ödemeler dengesi ve global pazarlarda rekabet gücümüzün daha da azalması demek.`