Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, “Bizim işimiz, enflasyon yüzde 5’e gidene kadar bitmeyecek. Ondan sonra da zaten merkez bankalarının görevi fiyat istikrarının devamını sağlamaktır” dedi.
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunumun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Milletvekillerinin faiz indirimiyle ilgili sorular sorduğunu hatırlatan Karahan, sürece ilişkin net bir sözlü yönlendirme yaptıklarını kaydetti.
‘KESİN VE KALICI DÜŞÜŞ’ VURGUSU
Enflasyon görünümüne ve enflasyon beklentilerine baktıklarını anlatan Karahan, “Enflasyondaki ana eğilimdeki düşüşe bağlı olarak para politikası duruşumuzu belirliyoruz. Yurtiçi talepteki yavaşlama da enflasyon görünümünde önemli. Fiyatlama davranışlarını takip ediyoruz. Dolayısıyla oldukça fazla sayıda veriyi gözden geçirerek kararlarımızı alıyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde de para politikası duruşunu belirlerken burada yaşanacak belirgin ve kalıcı bir düşüşten emin olmak istiyoruz” diye konuştu. Karahan, “Para politikası duruşu konusunda atacağımız adımları da sadece bu senenin hedeflerini değil, 2025 ve sonrasındaki hedefleri de göz önünde bulundurarak yapacağız” değerlendirmesini yaptı.
‘SICAK PARA İHTİYACI YOK’
ARTAN ‘carry trade’ hacimleriyle ilgili soruları da yanıtlayan Fatih Karahan, “Genel olarak ‘carry trade’in ne olduğunu iyi tanımlamak lazım çünkü bu olmayınca yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Bir de miktarını iyi bilmek lazım yoksa, ‘Altı aydır bütün ekonomi sıcak para üzerinden dönüyor’ gibi değerlendirmeler de oluyor” dedi. Carry trade’in faiz oranı belli olan bir para anlamına geldiğini söyleyen Karahan şöyle devam etti: “Yabancı yurtdışından gelir, dövizini bozdurur, belli bir vadesi vardır. Kazancı aradaki kur hareketine de bağlıdır. Orada görülen faiz, yabancının kârı olarak düşünülmemeli. Geçmişte bu tarz yatırımlarda yabancıların çok kazandığı da, zarar ettiği de oldu; bu, yatırımın doğasında var. Swap bakiyesi dönem dönem değişti ama hiçbir zaman 20 milyar doları geçmedi, 16-18 milyar dolar civarında geziyor günlük ve haftalık hareketlere göre. Rezervimiz 157 milyar dolar. 16 -17 milyar dolar burada oldukça düşük bir rakam olarak kalıyor. Cari açığın seviyesi de 20 milyar dolar. Ekonominin çevrilmesi için sıcak para ihtiyacı kesinlikle söz konusu değil. Buna ihtiyacımız yok ama tabii ki yatırımcı dönem dönem buraya yatırım yapabilir.”
‘KIRMIZI ELMA YEŞİL ELMA’
Karahan, milletvekillerinden gelen TÜİK, İTO ve ENAG ölçümlerinin farklılığına ilişkin soruları ise elma örneği vererek yanıtladı. Bu üç endeksin aynı şeyi ölçmediğini söyleyen Karahan, “Tamamen farklı şeyleri de ölçmüyor ama aynı sayıları beklemek doğru değil; yani bir elma ile armut kadar farklı değil ama belki işte yeşil elma, kırmızı elma gibi, aynı şey değil. Dolayısıyla bire bir evet, birbirlerini takip etmesi doğru ama bire bir aynı serileri beklemek doğru değil” diye konuştu. Toplanan fiyatların farklı olduğunu dile getiren Karahan, İTO’nun sadece İstanbul’da, TÜİK’in ise daha genel, ENAG’ın da çevrimiçi (online) veri topladığını anlattı.
‘MEVCUT KUPÜRLERE DEVAM’ MESAJI
KARAHAN, kupür (banknot) emisyonuna yönelik soruya, “Bankalar ATM’lere kendi tercihleri doğrultusunda ve piyasa ihtiyaçları doğrultusunda kupür yüklemesini yapıyorlar” yanıtını verdi. Tedavüldeki kupür kompozisyonun sorulması üzerine Karahan, “Nakit dışı ödeme araçlarındaki gelişmeleri de değerlendirerek karar aldık ve şu anda üst kupür çalışması yok. Mevcut kupürlerle devam ediyoruz ama dönem dönem değerlendirmeler yapıyoruz” dedi.