Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı (ÇSGB) Süleyman Soylu, “Asgari ücret konusunda şöyle bir değerlendirme yapmak isteriz. İşçi ve işveren, çalışan kesim ve onların temsilcilerinin 1.300 lira konusunda herhangi bir endişesi yok. Bizim alacağımız karar 1300 lira olacaktır.” dedi.
Soylu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko ile makamında görüştü. Soylu, görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
"Asgari ücret konusunda hafta sonu da çalışmalar yaptınız. İşçi ile işveren konusunda şekilleşen bir şey var mı?" sorusuna Soylu, “Asgari ücret konusunda şöyle bir değerlendirme yapmak isteriz. İşçi ve işveren, çalışan kesim ve onların temsilcilerinin 1.300 lira konusunda herhangi bir endişesi yok. Bizim alacağımız karar 1.300 lira olacaktır.” karşılığını verdi.
“Yaklaşık normalde olması gereken fiyat veya hesaplanabilir normal şartlarda devam edebilecek fiyat geçen senelerin eğer örneğini ortaya koyarsak memur zammı gibi bir zammı yıllık zammı düştüğünüzde 1.120-1.115-1.130 lira civarında bir artış söz konusu olacak.” diyen Soylu, 2016 yılı asgari ücreti Ocak-Temmuz ayındaki toplam artışlarla birlikte ulaşabileceği noktanın buralarda olacağını kaydetti. Soylu, 1.300 liralık tespitlerinin seçim öncesi millete verdikleri bir vaatleri olduğunu belirtti.
Soylu, taahhüdün gerçekleştirildiğinde muhakkak işveren tarafına da bir yük geldiğini açıkladı ve şöyle devam etti:
“Esas itibariyle bu yükün bir bölümü Başbakan tarafından da defaatle paylaşılabileceği hususunda bir değerlendirme ile sunuldu, ortaya konuldu. İşveren tarafıyla da çalışan tarafıyla da defalarca karşı karşıya gelinmiş birçok sektörle birçok analizler yapılmış maliyetler hesaplanmış, çünkü bir taraftan biz istihdamın da büyümesini istiyoruz, diğer taraftan üretim maliyetleri ile birlikte rekabet etme kabiliyetlerinin de artmasını istiyoruz.”
“Bu dört yıl reform ve büyüme yılı olacaktır. Onun için girişimcinin de rahat hareket etmesini sağlamakla mükellefiz.” diyen Soylu, bu konuda farklı adımları olduğunu aktardı. Farklı teşvikleri uygulanacağını anlatan Soylu, şunları dile getirdi:
“30 Aralık tarihi biz bir şekilde bunu belirleyebileceğimiz bir tarih olarak ortaya koyuyoruz. Son değerlendirmelerimiz yapıyoruz. Son toplantımızda asgari ücret tespit komisyonu da ÇSGB’de gerçekleştirilecek. Geçen gün informel bir şekilde bir raya geldik. O toplantıda da yılın sonuna doğru bunun netleşeceği konusunda bir değerlendirmeyi paylaştık.”
ÖZ YÖNETİM DEKLARASYONUNA TEPKİ
"Öz yönetim ve öz yönetim ilan edilen yerlerde direnişi sahipleniyoruz. Açıklamasına ilişkin değerlendirmeniz olacak mı?" sorusunu ise Bakan Soylu şöyle cevap verdi:
“Bu deklarasyonu izleme fırsatı buldum. Televizyondan canlı bir şekilde bu deklarasyonu izledim. Demokrasiyi önemsizleştiren ve demokratik sonuçları ortadan kaldırmaya çalışan, demokrasiyi yok sayan bir deklarasyonu bütünü olarak gördüm. Mühimsemek lazım mı, yoksa mühimsememek mi lazım? Elbette bu milletin vereceği bir karardır. Şu önemli, eğer bu ülkede seçimler yapılıyorsa muhakkak ki bunun bir sonucu olacaktır. Eğer bu ülkede demokrasi varsa muhakkak bunun bir kabulü olacaktır. Bu demokrasiye kurulan bir tuzaktır. 12 Eylül darbesiyle seçim sonrası oluşturulan bu tablonun hiçbir farkı yoktur.
1961 darbesiyle seçim sonucu oluşturmaya çalışılan tablodan hiçbir farkı yoktur. Herhalde bu ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda hiçbirimizin endişesi olmaması gerekir. Oy alacaksınız milletvekili çıkaracaksınız, TBMM içerisine demokratik bir temsile sahip olacaksınız sonra da biz bu direnişin devamını istiyoruz diye hendekler üzerinden Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması Türkiye’nin demokrasinin rafa kaldırılması ve Türkiye’nin huzurunun bozulması ve ülkemizin ve insanlarımızın gelecek hedeflerinden yoksun bırakılmasına çanak tutacaksınız. Orada evlatlarımızın şehit olmasını bir terör örgütüne sırtınızı yaslayarak destekleyeceksiniz.
Bu son derece büyük bir sorumsuzluktur. Demokrasiye kurulan bir tuzaktır. Ülkemizin birlikte beraberliğinin kardeşliğini elbette sorunlusu hepimiziz. Bu konu bizim açımızdan da ülkemiz açısından da gelecek açısından da son derece önemlidir. Burada ayrı bir devlet kurarız ifadesi zannediyorum 78 milyon insan tarafından reddedilecek bir ifadedir. Bu çok yanlıştır, istikamet olarak da seçimin heyecanından demokrasinin olgunluğundan çıkan bir millete de bühtandır.”