2014 yılında yaptığı sektörel ihracat rakamı 748 milyon 609 bin 516 dolar ile Türkiye çelik sektörü toplam ihracatında üçüncü sırada yer alan Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler sektörü Borsa İstanbul Magazine için değerlendirdi.
Çelik üretiminde girdi dağılımı nasıl? Hurdada yurt dışına bağımlılıktan bahsedilebilir mi?
Türkiye doğal kaynak açısından fakir bir ülke. Çelik üretimi için gerekli temel girdiler olan cevher ve kömürden yoksun ve bunun yanı sıra bir başka hammadde olan hurda tüm sektörün ihtiyacını karşılamaktan oldukça uzak. Bu sebeple Türkiye çelik üretiminde maalesef hammadde olarak yurt dışı kaynaklardan yararlanmak zorunda olan bir ülke. Sektör hammadde olarak yaklaşık %70 hurdaya, %30 cevhere dayalı bir üretim yapmakta, ihtiyacı olan hurdanın yaklaşık %70’i yurt dışından tedarik edilmekte diğer yandan yapılan son yatırımlar ile birlikte ihtiyaç duyulan cevherin de yaklaşık %50’si ithal edilmek zorundadır. Bu durum büyük çelik üreticisi konumunda olan Çin, Japonya ve Kore gibi ülkeler içinde geçerlidir.
Türk çelik sektörünün hurda yerine yarı mamul ithal etmesi durumunda sektörde ne gibi zorluklar yaşanabilir? Her iki ithalatın sektöre etkileri nelerdir?
Türkiye zaman zaman genel konjonktüre göre daha ucuz kaynaklardan yarı ürün temin etmektedir fakat sağlıklı olan, hammadde ile üretim yapılmasıdır. Zira yarı ürün tedariki zaman ile ürün daha sonra da eşyanın kendisinin ithalatı demektir ki bu da ülkemizde sanayinin gelişmesine ve üretimin gerçekleşmesine engel olur. Çeliği eğer kendimiz üretemez isek başka kaynaklara bağlı üretim yapmak bizi hiç bir yere götüremez eğer imalat sanayimizin gelişmesini istiyor isek her evsafta çelik üretebiliyor olmamız gerekir.
Çelik sektörünün yerli hurda kullanım oranı nedir? Bu oranın artırılması için ne gibi önlemler alınmalıdır?
Hurda üretimi tamamen gelişmişlik ve sanayii üretimi ile doğru orantılıdır. Bugün dünyanın en büyük hurda ihracatçısı olan ülkeler ABD, Avrupa ve Japonya’dır. Zira çelik yaşam döngüsü nerede ise sonsuz olan bir materyaldir. Bir kez üretildikten sonra tekrar tekrar geri dönüşümü mümkün olduğu için bir ülkede sanayi ne kadar gelişmiş ise hurda yaratımı da o oranda fazla olur. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerine ilişkin belirleyici unsurlardan biri de kişi başına çelik üretimi ve tüketimidir. Hurda temelinde üç ana kaynakta yaratılır; çelik üretimi sırasında, çeliğin tüketimi sırasında ve eşyanın ömrü tamamlandığı noktada. Türkiye geliştikçe hurda arzı artacaktır.
Sektörün ihracata girdisi nasıl? Çolak-oğlu Metalurji bu girdinin ne kadarını üstleniyor. Önümüzdeki dönemde yeni bir hedef var mı?
Sektör üretiminin hemen hemen %50’sini ihraç etmektedir. Bu üründen ürüne değişiklik gösterse de salt çelik noktasında bile çelik sektörü döviz fazlası vermektedir. Bu hesabın içerisinde dolaylı yapılan çelik ihracatı dahil değildir. Çolakoğlu Metalürji 2014 yılında Türkiye yassı ihracatında birinci, toplam çelik ihracatında ise üçüncü sırada yer almıştır. Son 30 yıldır her yıl benzer başarıları tekrarlamakta olan Çolakoğlu Metalürji için ihracat artık kültürün bir parçası olmuştur. Global bir oyuncu olma hedefini sürdürmekte olan firmamız dünyanın birçok pazarında varlığını sürdürmek için çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.
Dünyanın en büyük çelik hurda ithalatçısı konumundaki Türkiye’nin dünya piyasasında fiyat belirleme pozisyonu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bu konuda maalesef benim sektör oyuncularına yönelik ciddi eleştirilerim var ve bunu her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum. Türkiye dünya hurda ticaretinde davranışı büyüklüğü ile tamamen ters orantılı hareket etmekte. Fiyat belirleyici konumda olması gerekirken fiyat dikte edilen bir konumdadır. Bunun başlıca sebepleri arasında; çok fazla oyuncunun yaratmış olduğu iç rekabet ayrıca sorumluların sahip oldukları gücün farkında olmamaları, tedarikçilerin cephesinde yaşanılan konsolidasyon sonucu arzın kontrol altında tutuluyor olması, maalesef tedarikçilerin temsilcilerinin Türk sanayisinin aleyhine iş birliğinde olmaları, dünyada hurdaya dayalı çelik üretiminde yapılan ilave yatırımlar ile talepteki artış sayılabilir.
Çolakoğlu Metalurji, ABD’ye ihracat noktasında ilk adım atan Türk çelik şirketlerinden biriydi. Bugünkü durum nedir? Ülkeye çelik ihracatında noktasında ne noktadayız?
Çolakoğlu Metalürjinin ABD ihracatı 30 yıllık bir geçmişe sahiptir ve ABD pazarında oldukça saygın bir marka olabilme başarısını gösterebilmiştir. ABD dünyanın en büyük ekonomisi olmakla birlikte hem en istikrarlı pazar hem de istikrarlı bir çelik ithalatçısı konumundadır. Bu sebeple biz ABD’de daha uzun vadeli bir strateji geliştirmeye, varlığımızı daha kalıcı kılabilmek için fiziksel olarak ABD pazarında yer almaya karar verdik ve ABD’de yerleşik bir firma kurduk. İhracatımız artarak devam ediyor. Aynı zamanda ABD bir o kadar zor ve meşakkatli bir ülke o yüzden sabır, sermaye, beceri, kalite ve hizmet gerektiriyor.
Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasında (VİOP) ‘Çelik Hurdası’na dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin işlem görmeye başlamış olmasını sektör olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çelik maalesef bugüne kadar diğer emtiaların aksine spot çalışmakta idi. Bunun en temel özelliği diğer metallerden farklı olarak çeliğin bir komposit malzeme olmasıdır fakat günümüz dünyasında geleceğe dönük sağlıklı veriler olmadan sürdürülebilirlikten söz etmek oldukça güç. Sektörün daha sağlıklı büyümesini sağlayabilmek için vadeli işlem yapabilmek çok önemli bir enstrümandır. Henüz mantalite olarak tamamen kavrayamamış olsak da kısa sürede bu enstrümanın sektörde etkin kullanılacağına inancım tam. Sizlerin bu konuya öncülük etmenizden ötürü de sizlere ayrıca teşekkür borçlu olduğumuzu belirtmek isterim. Bundan sonra sektörümüzü ve sektör ile ilişki içerisinde olan diğer sektörleri bu konuda eğitmeli ve böylesine bir enstrümanı kullanmanın onlara getireceği avantajları anlatmalıyız.