Dünyanın en fakir 33 ülkesinde hayata geçirilen Vedik molodilerinin ekili alanlarda yayınının esas alındığı Vedik Organik Tarım projesi ile bitki gelişiminin hızlandığı ve besin değerinin arttığı belirtiliyor. Hindistan menşeili proje için girişimciler aranıyor.
Dünya nüfusunun dörtte birinin açlık seviyesinde, bir diğer dörtte birinin ise karnını ancak doyurabildiğini biliyor muydunuz? Ya her yıl dünya topraklarının yüzde 1’inin kaybolduğunu, bu oranın ekili arazinin 10 milyon hektarlık bölümüne tekabül ettiğini,bunun da 2 milyar ton toprak anlamına geldiğini ve dünya topraklarının üçte birinin ağır hasarlara maruz kalmış olduğunu?... Belki de ilgilenmiyorsunuz. O halde size özel bir soru; yediklerinizin zehirli olduğunu biliyor musunuz? Tamam soruda biraz mübalağa var ama bugün olmasa bile gelecekte böyle olacağı kesin. Zira üretimde kimyasal maddelerin kullanımı yetmezmiş gibi şimdide genetik gıdaların yaygınlaşmasına tanık oluyoruz. Oysa bu gelişim bizim için olmasa bile gelecek nesiller için hayati tehlikeleri de beraberinde taşıyor. İşte bu olasılıkları ortadan kaldıran bir yöntem olarak organik tarım, hem zirai ilaçların zehirleyici etkisinden kurtaran, hem de sağlıklı beslenmeyi sağlayan farklı teknikleriyle dikkat çekiyor.
VEDİK MÜZİĞİYLEORGANİK TARIM;
Bilindiği gibi doğal gübrenin kullanıldığı ve kimyasal maddelerden kaçınılan tarım şekline organik tarım deniliyor. Vedik Organik Tarım ise Hindistan’dan gelen bir teknik. Maharishi Birleşik Alan Teknolojisi Derneği’nde Transandantal Meditasyon Öğretmeni olarak görev yapan Albert Baruh, vedik sözcüğünün Sanskritçe ‘bilgi’ anlamına gelen ‘veda’ kelimesinden türediğini belirtiyor. Baruh, bilgi anlamıyla kastedilenin; saf bilgi, hayatın temel bilgisi olduğuna dikkat çekiyor. “Bu temel bilgi seslerden oluşuyor. Tabi bunlar bildiğimiz manada sesler değil, daha çok doğanın ilk titreşimlerini aktaran sesler ve Hindistan’da ‘bilgin’ adı verilen bazı aileler, günümüze kadar bu sesleri olduğu gibi korumayı başarmışlar. Bunlara Veda titreşimleri ya da sesleri deniyor. Bir anlamı olmayan sadece titreşimden ibaret olan melodiler bunlar ve bu melodilerin kullanıldığı organik tarıma kendi adlarını veriyorlar” diyen Baruh, bu tınıların bitkilere dinletilmesiyle, bitkilerin gelişiminin değiştirildiğini, özel bir dengeleyici ve besin artırıcı etki yaptıklarını vurguluyor. İşte Maharishi Birleşik Alan Teknolojisi’nin dünyaca tanınmasını sağlayan Hintli Bilge Maharishi Mahesh Yogi’nin yeryüzünden fakirliği kaldırmak için dünyanın en fakir 33 ülkesinde başlattığı tarım projesinin özü de bu tekniğe dayanıyor. Temmuz ayında hayata geçirilen bu projenin, dünyanın diğer uygun ülkelerinde de hayata geçirilmesi hedefleniyor ki Türkiye onlardan biri.
Türkiye’de bu tekniği, kamunun yanı sıra, özel teşebbüsün de kullanabileceğini kaydeden Baruh, ekilecek arazilerin büyük alanlar olması sebebiyle, hükümet nezdindeki çalışmalara ağırlık verdiklerini ifade ediyor. “Hükümetin doğrudan doğruya uygulaması ya da kredi vererek yardımcı olması şeklinde olabilir. Bu projenin yöneticiliğini üstlenen, Hollanda’daki Maharishi Yöneticilik Üniversitesi’nin doğrudan yönetiminde olabilir ya da özel sektörde konuya ilgi duyan bir kuruluş varsa onunla ortaklaşa bir çalışmaya gidilebilir” şeklinde olasılıkları özetleyen Baruh, bireysel anlamdaki yatırımlara da açık olduklarını da eklemeden geçmiyor. Uygulayan ülkeler arasında Brezilya’da bir hayli yol alınan, bazı Afrika ülkelerinde ise uygulamaya yeni başlanan bu teknik hakkında detaylı görüşmeler Hollanda’daki üniversite ile yapılıyor. Bu arada toprak, kişinin kendine ait olabileceği gibi kiralanması da mümkün. Devletin toprağını bir süre için kiralık olarak vermesi ya da belli bir süre için toprağının işlenmesine izinverip, sonrasında kardan pay alması ve hatta eleman sağlamak yoluyla işin yürütülmesi de işletme seçenekleri arasında. Çünkü Vedik Organik Tarım’ın uygulanması için büyük -en az 20 bin hektarlık-arazilere ihtiyaç var.
Tabi bir de her hektar için 4 bindolara ki bu 80 milyon dolarlık kredi bulunması anlamına geliyor. Bu rakamın başta tarım alet ve makineleri, sonrasında ise çiftçilerin ve o bölgede yaşayan köylülerin, doğaya uyumlu yaşamaları için gerekli Sthapatya Vedik Evleri’nin inşası için gerekli olduğunu söyleyen Baruh, bu yatırımın hiç de küçük bir meblağ olmadığının farkında olduklarının ve bu amaçla konuya ilgi duyanlara işe başlamalarına yardımcı olmak için bir kupon sistemini devreye sokacaklarının altını çiziyor. “Çiftçilerin ürünün ihracını beklemek zorunda kalmadan, projenin başından itibaren, refaha kavuşmaları için kullanıma sunulacak kupon sistemi; başlangıç için ve bir yıl süre ile geçerli olacak. Çiftçinin yıllık ihtiyacının karşılanmasının hedeflendiği kuponların geri ödenmesi ise ürünün zengin ülkelere ihracıyla elde edilen dövizlerle sağlanacak” açıklamasını yapan Baruh, kupon sisteminin Vedik Organik Tarım yapmak isteyenler için bir tür sermaye olarak değerlendirilebileceğini kaydediyor. Ancak bu sistemin devreye sokulması için hükümetten izin alınması gerekli. Sermayeyi bulan, gerekli tarım alet ve makinelerini alan ve Sthapatya Vedik Evi’ni inşaa eden çiftçinin, arazisine Vedik seslerinin yayını için gerekli altyapının kurulması gerekiyor. Tarımda kullanılacak müzik kayıtları da Hollanda’dan ediniliyor. Bu arada çiftçiye, ürünün türüne ve gelişim aşamalarına göre değişen melodilerin kullanımı hakkında eğitim verildiğine de dikkat çeken Baruh, bu eğitimin uydu yayını aracılığıyla gerçekleştirildiğini ifade ediyor. Baruh, Hollanda’daki üniversiteden günün 24 saat yapılan yayının, dünyanın her yerinden takip edilebildiğini ve her ülkenin kendi dilinde yayınlandığının altını çiziyor. Üretilecek ürün gruplarına ise yerel tarım uzmanlarından edinilen bilgiyle karar veriliyor.Vedik Organik Tarım’ın son aşaması olan ihracat ilişkilerinin sorumluluğu da yine Hollanda’ya ait. Hatta ihraç fırsatlarının artırılması için aynı kurum tarafından, alıcı ülkelerde sağlıklı gıdalarla ilgili geniş çaplı bir kampanyanın hazırlıkları sürdürülüyor.
Sizin Sthapatya eviniz var mı?
Vedik Organik Tarım yapmak isteyen çiftçi ailelerin, öncelikle doğaya uygun evlerde yaşamasına önem veriliyor ki bu tarım için en uygun evler Sthapatya Vedik Evleri adını taşıyor. Sthapatya, Sanskritçe bir kelime ve evleri/mekanları doğanın yapısına uygun olarak kurmak anlamına geliyor. Çiftçiyi sadece tohumu atacak ve traktörü çalıştıracak bir makine olarak görmeyen bu sistemde, çiftçinin bilincinin çok şeyi değiştirdiği düşüncesinden hareketle, bilinci gelişmiş ve doğaya uyumlu yaşayan çiftçi yapısının oluşturulması hedefleniyor. Zira bu düşüncede, doğayla uyumlu yaşayan çiftçiye, doğanın da aynı şekilde karşılık vereceği inancı hakim. Bu nedenle Vedik Organik Tarım’a başlamadan Sthapatya Vedik Evleri’nin inşa edilmesi gerekli. Hollanda’daki Maharishi Yöneticilik Üniversitesi’nde bu konu hakkında bir ofis oluşturulduğunu belirten Maharishi Birleşik Alan Teknolojisi Derneği’nde Transandantal Meditasyon Öğretmeni olarak görev yapan Albert Baruh, istenilen mekan bilgisinin buradan edinilebileceğine dikkat çekiyor.
Tam 33 ülkede başlatılıyor,
Vedik Organik Tarım; Angola, Bolivya, Brezilya, Bulkino Faso, Kamboçya, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kolombiya, Fildişi Sahilleri, Küba, Kongo, Ekvator, Gabon, Gana, Gine, Madagaskar, Endonezya, Peru, Paraguay, Meksika, Mozambik, Nijerya, Mali, Kongo, Sudan, Tanzanya, Venezuella, Zambiya ve Zimbabwe’nin de aralarında bulunduğu dünyanın en fakir 33 ülkesinde başlatılan bir proje. (TREND)