Hürriyet gazetesinden Gülistan Alagöz'ün haberine göre; Çiğdem Ardıç’ın girişimcilik serüveni anne olmasıyla başladı. Bebeği ek gıdaya başladığı dönemde market raflarındaki ürünleri inceleyen Ardıç, birçoğunun içeriğinde şeker olduğunu görünce almaktan vazgeçti. Kimyager olmasının da verdiği araştırmacı yönüyle mutfağa girdi ve ‘bebeğimin ek gıdasını kendim yaparım’ dedi. Önce sosyal medya hesabından tarifleri paylaşan Ardıç, ‘bizim için de yapın’ mesajlarına duyarsız kalamadı ve üretime geçti. Bugün 81 ile bebek ek gıda ürünleri yollayan Aşçı Anne markasının kurucusu Çiğdem Ardıç ile girişimcilik yolculuğunu ve yeni dönem hedeflerini konuştuk.
SOSYAL MEDYA İLE BAŞLADI
2018’de kurulan Aşçı Anne markasının hikayesi daha da eskilere dayanıyor. “Üretim tesisi kurmadan önce çok zorluklar yaşadım ama bu işe öyle inandım ki hiç pes etmedim” diyen Ardıç markasının doğuşunu şöyle anlattı: “Bebeğime içinde şeker ve glikoz şurubu olan ek gıdaları veremezdim, mutfağa girdim ve kendim yaptım. Ürünlerin hem sağlıklı hem de lezzetli olması için de kimyager yönümü kullandım. Uzun süre formüller çalıştım. Sonra bu bilgileri diğer annelerle de paylaşmak için sosyal medya hesabımı açtım. Burada beklediğimizden de hızlı büyüdük. Özellikle şekersiz bebe bisküvisi tarifi çok ilgi gördü. Zaman içinde çalışan annelerden ‘siz üretin’ talebi geldi. O güne kadar aklımda üretim fikri yoktu.”
ZOR GÜNLER DE OLDU
Önce Bursa Nilüfer’de gıda danışmanlığı yaptığı bir pastanede üretim yapan Ardıç, ikinci çocuğuna hamile kalınca bir süre ara vermek zorunda kaldığını söyledi. Yaklaşık 1 yıl sonra yeniden çalışmalara başlayan Ardıç, bu sürecin zorluklarını şöyle anlattı: “Maddi olarak zor bir dönemdeydik. Hiç sermayemiz yoktu, hatta malzeme almak için evdeki bazı eşyaları 2. el platformlarda sattım. Ama bu fikre öyle inandım ki yılmadım. Evde ürettiklerimi ödeme dahi beklemeden talep edenlere yolladım. Bu dönem satıştan çok memnuniyet testi gibi oldu. Daha sonra 2018’de babamın desteği ile ilk imalathanemizi kurduk.” Tesisin ilk yılları da heyecanlı ve bir o kadar da zor geçmiş Ardıç için. Makine olmadığı için her bir bisküviyi tek tek kalıptan çıkararak paketlemiş. Yoğun mesai saatlerine rağmen gelen talepler ve annelerin olumlu mesajları Ardıç’ın en büyük motivasyonu olmuş.
130 ÇEŞİT ÜRÜNE ULAŞTI
İmalathane sonrası e-ticaret sitesini de kuran Ardıç işlerin en yoğun olduğu dönemde 3. çocuğuna hamile kalsa da son aylarına kadar hep çalıştığını anlattı. 2020 yılında ise üretimi hızlandıracak önemli adım atılmış. Pandemiye rağmen Almanya’dan makine getirdiklerini belirten Ardıç o günleri şöyle anlattı: “3. çocuğum doğduğu için evde olduğum bir gün eşimden video geldi. Hamuru makineye veriyorlar ve bisküviler banttan akıyor. O anı hiç unutmam. Saatlerce ağladım. Yıllar süren emeğin karşılığıydı o anlar.” Peki sıfırdan doğan marka bugün hangi noktada? Ardıç bu soruya şu yanıtı verdi: “2018’de işletmemizi kurduğumuzda günde 10 paket kargo çıkışı varken bugün 250’lere çıktı. 2018’de işlediğimiz un haftalık 50 kiloydu, şu an haftalık 2 ton un-irmik işlenmekte. Tek çeşit bebe bisküvisiyle başladığımız bu yolda, önce bisküvi çeşitlerini geliştirdik. Alerjik bebekleri düşünerek alerjik bebe bisküvisi ürettik. 2019 yılında makarna makinesi alarak, sebzeli keçi sütlü 20’nin üzerinde makarna çeşidi imal ettik. Tarhana ürettik. Türkiye’de en çok çeşit bebek tarhanası üreten ek gıda markası olduk. 2020 yılında bebekler için pankek, ekmek, muhallebi karışımları geliştirdik. 2021 yılında kavanoz mama ve çeşitlerini geliştirdik. 2022 yılında şekersiz katkısız sağlıklı içerikli vegan kahvaltılık gevrek ürettik. Ürün gamında 130’un üzerinde ürünümüz mevcut. 2018 yılında 110 metrekarelik alanda üretim yaparken, şuan 750 metrekarelik alanda üretim yapıyoruz. 2018’de bu işe ilk girdiğimizdeki ciromuzu yüzde 1400 katlayarak 2021 yılını tamamladık.”
DESTEKLERLE YURTDIŞINA AÇILIYOR
2017 yılında KOSGEB girişimcilik kursuna 1 yaşındaki bebeğiyle katılan, 2018’de de işletmesini kurarken KOSGEB’ten girişimcilik desteği alan Çiğdem Ardıç, şimdilerde e-ticaret sitesini yurtdışına açmaya hazırlanıyor. Bunun için yurtdışı destek programı projesini yazdıklarını söyleyen Ardıç, bir diğer desteği de Avrupa Yatırım Bankası’ndan aldıklarını söyledi. Ardıç, “Banka işletmenizin değerlerini 1 yıldır takip ediyor. 2021’de 10 bin Euro hibe verdi ve daha büyük finansman desteği için ilk iki fazımız onaylandı. 3. fazı bekliyoruz” dedi. Alınan bu desteklerle hedeflerinin büyük olduğunu ifade eden Ardıç, “Türkiye’nin ek gıda markası olduk, hedefimiz dünya markası olmak. Birçok marka bunu yapıyor, biz neden Türkiye’den doğan bir marka olarak dünyaya ürün satmayalım” şeklinde konuştu.
KOBİ’LERE ENERJİ VERİMLİLİĞİ DESTEĞİ
SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, KOSGEB aracılığıyla ‘KOBİ Enerji Verimliliği Destek Programını’ başlattıklarını duyurdu. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili açıklama yapan Bakan Varank, “Bu programla, işletmelerin yetkilendirilmiş kişilere yaptıracakları enerji etüdü maliyetlerini biz karşılayacağız. KOBİ’lerimizin etüt sonucunda önerilen değişiklikleri yapmaları durumunda buradaki giderlerinin bir kısmını da biz karşılayacağız. Örneğin ellerindeki verimsiz elektrik motorlarının verimlileri ile değişimi için 100 bin, verimlilik artırıcı giderleri içinse 400 bin liraya kadar destek vereceğiz Bu programın, metal işkolundaki sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lerimizin çok işine yarayacağını düşünüyorum. Bu nedenle de bütün işletmelerimizi koşulları inceleyerek bu destekten yararlanmaya davet ediyorum” diye konuştu. KOBİ Enerji Verimliliği Desteği’nden öncelikli olarak ‘Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik’ kapsamında destek alan işletmeler dışındaki KOBİ’ler yararlanabilecek. Yıllık enerji tüketimi 500 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) değerinin altında olan yaklaşık 100 bin işletme destekten faydalanabilecek.
TÜRK ŞİRKETİ KÜRESEL ARENADA İLK 10’DA
YAPAY zekâ teknolojilerinin ilerlemesiyle güvenlik başta olmak üzere birçok alanda yüz tanıma teknolojilerinin kullanımı arttı. 2021’de yaklaşık 5 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip olan sektörün 2028’e kadar 16.7 milyar dolara ulaşacağı tahmin edildi. Dünyaca ünlü teknoloji şirketlerinin rekabet ettiği bu yüksek teknoloji alanında son dönemde, geliştirdiği veri yakalama, yüz tanıma ve dijital kimlik gibi teknolojileriyle dünya devleriyle yarışır hale gelen Türkiye merkezli bir teknoloji şirketi göze çarpıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Sodecin Kurucusu Hasan Cem Dertli, “2014 yılından bu yana kendi teknolojilerini üreten ve kendi kaynaklarıyla büyüyen bir yazılım şirketi olarak Sodec, bugün yapay zekâ, yüz tanıma, ses tanıma, uzaktan kimlik doğrulama gibi alanlarda dünyadaki rakipleriyle yarışıyor. Amerikan Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) tarafından yürütülen testlerde dünya çapında ilk 10’da yer aldık. Canon, Toshiba, Samsung gibi şirketleri geride bırakarak ülkemizin, dünyaya oyun ve savunma teknolojilerinin yanı sıra yazılım da ihraç eden bir ülke olması için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.