Rus yetkilileri, ülkelerini ziyaret eden Almanya Savunma Bakanı Rudolph Scharping ile Salı günü gerçekleşen görüşmede, NATO`nun genişlemesi ve ABD füze savunma önerilerine karşı olduklarını belirttiler.
Başkan Vladimir Putin`in geniş bir etkinlik alanına sahip Güvenlik Konseyi sekreteri Sergei Ivanov, Scharping`e, NATO`nun doğuya genişlemesinin Rusya`nın Batı ile olan ilişkilerinde bir krize yol açabileceği uyarısında bulundu. Interfax
haber ajansının bildirdiğine göre Ivanov, Bu planlar, uygulamaya konulursa, Avrupa`da, Rusya`nın siyasi ve askeri çıkarlarına tecavüz eden temel anlamda yeni bir duruma ortaya çıkacak. Bunun sonu ciddi bir kriz olabilir, dedi. Eski Varşova Paktı ülkeleri, Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti`nin geçen yıl NATO`ya katılması, bu ittifakı, Rusya için stratejik askeri öneme sahip, yabancı ülkelerle sınırı olan Kaliningrad`a kadar getirdi. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden, Litvanya, Latviya ve Estonya, NATO`ya katılma konusunda arzulu. Onların da katılması halinde Kaliningrad, NATO tarafından çevrilmiş olacak ve ittifaka, Rus anakarasının diğer bir sınırına dayanma olanağı verecek.
Rusya bu duruma şiddetle karşı çıkıyor.
Henüz onaylanmayan haberlere göre, Rusya, muhtemelen bu ay içinde, NATO genişlemesine karşıtlığının bir göstergesi olarak, Kaliningrad`a taktik nükleer silah sevketti. Scharping, bir basın konferansında, Almanya`nın elinde Rusya`nın söz konusu bölgeye bu tür silahlar gönderdiğine ilişkin kanıt olmadığını söyledi.
Ayrıca Scharping, Dışişleri Bakanı Igor Ivanov ve Savunma Bakanı Igor Sergeyev ile, ABD`nin sınırlı füze savunma sistemi yerleştirmesine ilişkin planına Rusya`nın muhalefetini de içeren, silah kontrol konularını da görüştü. Rusya, 1972`de imzalanan Anti Balistik Füze Anlaşmasını, bu tür bir füze savunma sistemi oluşturulması amacıyla değiştirmeye yönelik ABD önerilerinee derhal karşı çıktı ve Avrupa`daki ABD müttefikleri nezdinde bu konuda lobi faaliyetlerinde bulundu.
Interfax`ın bildirdiğine göre, Sergeyev Salı günü, Uluslararası güvenlik ve istikrarın köşetaşı olarak adlandırdıkları söz konusu anlaşmayı korumayı sürdürmede ısrarcı olacaklarını bildirdi. Scharping, anlaşmada yer almamasına rağmen, ülkesinin anlaşmanın sürekliliği ve gözlemlenmesiyle, bir hayli alakalı olduğunu belirtti. (THE WALL STREET JOURNAL)