Juan Manuel Palacios Arjantin’in en güçlü sendikacılarından biri. Zamanında ‘El Turco’ lakaplı Menem’i destekledi. Palacios Uluslararası Ulaştırma İşçileri Federasyonu Başkan Yardımcısı. Palacios, eskiden yalnız ücret pazarlığı yaptıkları işverenlerle artık, omuz omuza vererek fabrikaları açık tutmaya, vergi ve kredi problemleri için çare üretmeye çalıştıklarını anlattı.
Ülkenin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Biz 1989 - 1999 yıllarında Menem’i destekledik. Oysa o bize arkasını döndü. 1990’lı yılların başında önce üretim arttı. Kamu kuruluşları özel ellere geçince yeni sahipleri işçileri çıkartmaya başladı. De La Rua’ya pesoyu devalüe etmesini bir yıl önce tekilf ettik. Tedrici bir kur ayarlamasına gitseydi bugünkü duruma gelinmezdi. Şimdi Duhalde mecburiyetten devalüasyon yapıyor. Bu hükümete şans tanımalı.
Ne yapmak gerekiyor?
Duhalde’nin işi zor. İlk önce 65 milyar
dolar civarındaki bankalarda bloke edilen paraları halka geri vermesi gerekiyor. Bunu bir takvime bağlamak şart. Halkın politikaya güveni kayboldu, bunu da yeniden tesis biraz zor olacak. Askeri hükümetler işçilerin sosyal sigorta ve emeklilik fonlarını kendi çıkarları için amaç dışı yerlerde kullandılar. Demokrasiye geçildiğinde de, hükümet enflasyonla mücadele ve istikrar önlemlerini gerekçe göstererek, borç ödemek için kasadaki bu paralara göz dikti, alıp götürdüler.
Çözüm için ne katkıda bulunuyorsunuz?
Günümüz şartlarında şirket ve fabrikaları kurtarmak için işçilerle patronlar el ele çalışıyoruz. Patronlarla toplanıp, şirketlerin nasıl kurtulacağını, tekrardan nasıl üretime kazandırabileceğini, hizmet verebileceklerini konuşuyoruz. Bugün işçilerle patronlar ortaklarmış gibi, çalışıyorlar. Dört senedir süren piyasadaki durgunlukta bir sürü firma iflas etti. Patron firmasını çalıştırma, işçi de işsiz kalmama çabası içinde. Vergiler ve banka kredileri için çözüm üretiyoruz. Önceki yıllarda işverenle sadece ücret pazarlığı yapıyor, iki ayrı kampta yer alıyorduk. Şimdi ise üretim için birbirimize destek oluyoruz.
‘Politikacılar evden çıkamıyor’
Krizle çalkalanan Arjantin’de 1983 - 1989 yılları arasında devlet başkanlığı yapan Dr. Raul Alfonsin, Türkiye’yi daha derin bir kriz ortamından stratejik önemi dolayısıyla gördüğü desteğin kurtardığını söyledi. Alfonsin, Bush eğer Türkiye’yi desteklemezse delidir dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın danışmanı Bülent Tanla ile Arjantin krizi üzerine görüşen Alfonsin, Türkiye’nin stratejik bir bölgede bulunduğu ve bu nedenle destek görmesine karşın Arjantin’in böyle bir konumu olmadığı için unutulduğunu belirtti. Arjantin izlenimlerini bugün bir raporla kamuoyuna açıklayacak olan CHP’nin web sitesinde de konuyla ilgli bilgiler yer alacak.
‘ABD bizi terk etti’
Cumhurbaşkanı seçildikten altı yıl sonra sosyal çalkantıların artmasıyla görevinizi Carlos Menem’e devrettiniz. Bu dönemi bir değerlendirir misiniz?
Çok kötü günler geçiriyoruz. Dış borcumuz 140 milyar dolar. Mecburen moratoryuma gittik. ABD ve IMF bir yerden sonra bizi terk etti. Halkın dayanacak gücü kalmamıştı. Pesonun dolara olan bire birlik konvertibilitesinden daha önce çıkılmasını, borçların yapılandırılmasını önerdim. Ancak bu yapılmadı.
IMF, Menem özelleştirmelerini dünyaya örnek gösteriyordu. Bu politikaların kriz üzerindeki etkilerini değerlendirir misiniz?
Menem ekonomiyi neoliberal anlayışla yönetti. Döneminde Cavallo Ekonomi Bakanlığı’na geldi ve peso - dolar paritesinde bire bir konvertibiliteyi getirdi. Enflasyon düştü. Arjantin’deki özelleştirmeler bence dünyanın en kötüsüdür. Özel şirketlerin borçları devlet tarafından satın alındı. Bu sistemi bankalar, özellikle de Citibank büyük organizasyonlarla uyguladı. 1990’lı yılların başında dünyanın her yanından para yağdı. Ancak yolsuzluklar yapıldı. Gelen paralar yatırıma değil spekülatif işlemlere gitti. Globalizasyon uygulamaları sonunda faiz yükseldi,
borsa yükseldi. Elde edilen 25 milyar dolar su gibi aktı ve toprağa karıştı gitti.
Halktan korktular
Krize neler sebep oldu?
Peso - dolar eşitliği ihracatı durdurdu. Ucuz ithal ürünler Arjantin mallarına karşı avantaj sağladı. Rekabet edemeyen fabrikalar kapandı. Bu süreçte büyüme düşmeye, işsizlik artmaya başladı. İşsizlik çok arttı. Küçük sanayi rekabet edemedi. Bankalar verimli olmayan alanlara kredi verdi. Şu anda işsizlik yüzde 20’ye yaklaşıyor. De La Rua yönetimi, daha iki yıl önce bugün başvurulan önlemleri almalıydı. Halktan korktular, yapamadılar. 15 günde bu nedenle beş cumhurbaşkanı değiştirdik. De La Rua bütçe açıklarını kapatmak için memur maaşlarında yüzde 13 indirime gitti. Bu indirim durgunluğu kamçıladı. Orta sınıf dayanışması hızla çözülüyor. Ülke dışına göçler var.
Herkes aldattı
Arjantin krizden nasıl ve ne kadar sürede çıkabilir.
IMF ile masaya oturulması lazım. Moratoryumu çözmek gerekli. Partiler hükümeti desteklemeli. Her zaman olduğu gibi aşırı uçlar bu birliğe mani olmaya çalışırlar. Halk sert tepki gösteriyor. Sevilen ve sayılan birçok politikacı hakarete uğramamak için şu günlerde evinden çıkmıyor. Bankacılık sistemi dışında kalan 10 milyar dolarla, halkın bankalardaki 60 milyar doları şu anda bloke durumda. Halk cevap bekliyor.
Herkes birden parasını çekmeye kalkarsa sistem çöker. Yöneticiler, siyasetçiler, bürokratlar hemen herkes halkı aldattı. Halk, Avrupalıların Arjantin bankalarını alırken büyük paralar ödediğini sanıyor. Oysa böyle değil.
‘Protestolar yayılır’
Protestolar daha da devam edip yayılabilir mi?
Brezilya, Uruguay, Şili ve başka Güney Amerika ülkelerine yayılabilir. 11 Eylül hadisesinden sonra ABD, Güney Amerika’da ayaklanmanın başlamaması için dikkatli olmalıdır. Olaylar Peru’ya, Bolivya’ya, Paraguay’a, Ekvador’a ve Chavez’in ülkesi Venezuella’ya da sirayet edebilir. Türkiye’yi bilemiyorum, Türkiye’de tencere kapaklarına vurarak protesto olabilir mi? Her ülkenin kendine göre özellikleri, özel davranışları vardır.
Sizin de paranız bloke edildi mi?
Bankada benim bloke edilmiş param yok ama bazı radikal milletvekillerinin var. Onlar da halkla birlikte sokağa çıkıp tencere kapaklarına vurarak protesto gösterilerinde bulunuyor.
Türkiye için bir öneriniz var mı?
Neoliberal ekonomi politikalarına çok dikkat etmek gerekiyor. Sosyal politikalara ve üretime önem vermek gerekiyor. Kimseye tavsiyede bulunmuyorum ama bir dost olarak bu temennide bulunuyorum.