Sert rüzgârların olduğu ortamlarda küçük yelken açıldığını hatırlatan İBAR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. DR. Selçuk Abaç, Hazine`nin bugünkü ortamda kısa vadeli borçlanmaya gitmesi gerektiğini vurguladı.
Geçen yıl finansal sistemin doğru işletilemediğini belirten İBAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Abaç, finans sisteminin enflasyonla mücadele programında olması gerektiği gibi çalışamadığını, kasım ayındaki krizin ardındaki temel nedenin de bu olduğunu söyledi. Abaç, sadece nedensiz ve hızlı düşen faizler dolayısıyla Hazine`nin yükünün azalmasına bakıldığını ifade etti. Geçen yıl Hazine`nin yükünün azaldığını ancak, bunu tekrar iade ettiğini belirten Abaç, enflasyondaki düşüş sonrasında Hazine`nin yükünün kalıcı bir şekilde azalabileceğini kaydetti. Abaç, Vade yapısı faiz politikasında temel unsurdur. Faiz oranlarının düzeyi ise ikinci derecede önemli bir konudur. Bu nedenle önce faizin vade yapısını sonra oranlarının düzeyinin doğru oluşturulması önemlidir dedi. Şayet gelecekte enflasyonun düşeceği beklentisi varsa, faiz oranlarının da bunun arkasında düşmesinin bekleneceğini belirten Abaç, bu nedenle kısa vadeli faizlerin yüksek uzun vadeli faizlerin ise düşük olmak zorunda olduğunu ileri sürdü.
Toz-duman varken nefes alınamaz:
Abaç, Faiz politikasının daha iyi kullanılması durumunda enflasyon hedeflerinin tutma şansı artacaktır. Bu nedenle faizlerin vade yapısı doğru oluşturulmalı. Şayet, belirsizlik var ve fiyat yüksekse uzun vadeli borçlanmadan kaçınılması gerekir. Ortalıkda toz - duman varken nefes alınamaz. Nefes almak için toz dumanın çekilmesi beklenir dedi. Abaç, Toz - duman ortamının enflasyon gerçekleşmelerinin ortaya çıkmasıyla ortadan kalkacağını söyledi. Abaç, Yapısal reformlar çok önemli ancak, bunlar olmadan da sadece enflasyondaki olumlu gelişmeyle piyasalarda istenilen hava yaratılabilir. Yapısal reformlar, özelleştirme enflasyonun kalıcı olarak düşmesinde rol oynayacakları için gereklidir dedi.
Kısa vadeli borçlanmaya gidilmeli:
Yanlış beklentiler yaratılmaması gerektiğini belirten Abaç, yabancıların olumsuz etkilendiğini ve Hazine`nin uzun vadeye yüksek faiz vermesinin arkasında bir takım nedenler aradığını söyledi. Abaç, Yabancılar; Hazine bu kadar yüksek faiz vermeyi kabul ettiğine göre, bunun arkasında birşeyler var. Yani enflasyon hedefi yüzde 12 iken yıllık yüzde 65`le borçlanma kabul edildiğine göre, sizde enflasyonun düşeceğine inanmıyorsunuz veya ekonominin risk derecesini kabul ediyorsunuz diyorlar şeklinde konuştu. Hazine`nin bu beklentileri kırmak için kısa vadeli borçlanmayı tercih etmesi gerektiğini belirten Abaç, kısa vadeli borçlanmalarda çıkacak yüksek faizlerin yaşanan sıkıntıdan dolayı oluştuğunu herkesin bildiğini söyledi.
Abaç, Hazine, uygulanan programı gözardı ederek eskiden olduğu gibi borcunu yüksek faizle uzun vadeye yayma davranışını sürdürüyor. Oysaki, sert rüzgarların estiği dönemlerde küçük yelkenler açılır, büyük yelkenler açılmaz. Şimdi sert rüzgarlar esiyor, ne zaman olumlu rüzgarlar eserse o zaman büyük yelkenler açılmalı. Yani mevcut ortamın olumluya dönmesi sonrasında 12 aylık borçlanmalara gidilmelidir diye konuştu. Yılın ikinci yarısında enflasyonun düşme netliğinin ortaya çıkacağını belirten Abaç, ikinci yarıdan sonra uzun vadeli borçlanmaya gidilmesinin doğru olacağını söyledi. Şubat ayı itfasından önce üç aylık ihalelerin düzenlenmesi gerektiğine dikkat çeken Abaç, bu ihalelerde ortaya çıkacak faizin yüksek olmasının çok önemli olmadığını kaydetti. Abaç, düzenlenecek altı aylık ihalelerde ortaya çıkacak faizin ise bir düşüş trendini göstermesi gerektiğini vurgulayarak, bu durumun görülmesi durumunda enflasyon açısından daha etkin sonuç alınabileceğini ifade etti.
Kısa vadeli faiz antibiyotik etkisi yapar:
Kısa vadeli faizlerin yüksek oluşmasından korkulmaması gerektiğini belirten Abaç, kısa vadeli faizlerin yüksek olmasının iç talebi frenleyeceğini, bunun da enflasyonun düşük çıkmasına neden olacağını ileri sürdü. Abaç, enflasyonun düşük çıkmasının da kısa vadeli faizlerin düşmesine neden olacağını, bunun da istikrarlı bir oluşum sağlayacağını kaydetti. Kısa vadeli faizlerin binli rakamlara çıktığını ancak, bir ay içerisinde etkisinin kaybolduğunu vurgulayan Abaç, Kısa vadeli faizler yükselen ateşe antibiyotik etkisi yapar. Kısa vadeli faizlerdeki düşük seviyelerin kalıcı olması için enflasyonun düşmesi gerekir. Kısa vadeli faizlerdeki her gelişme enflasyondaki düşüşün arkasından gelmeli. Geçen yılki en büyük hata enflasyon düşmeden faizlerin düşmesidir. Kasım ayından yaşanan kriz sonrasında da faizlerin düşmesine seviniliyor. Oysa yine nedensiz bir düşüş var ve bu kalıcı değil dedi. Abaç, finans sistemi için istikrarın temel öğe olduğunu belirterek, volatilitenin yüksek tutulmasının güven açısından finans sistemi için çok kötü bir gösterge olduğunu ileri sürdü.