Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Fed'in faiz artışının olumsuz yansımaları ile Basel III'den gelecek negatif etkilerin telafi edilmesi için, daha önce cari açığı düşürmek için alınan makro ihtiyati önlemlerde gevşeme olmasının şart olduğunu belirterek, ekonomi yönetiminden bunun ilk sinyallerinin verildiğini söyledi.
Aydın, Reuters ile gerçekleştirdiği söyleşide, "Fed faiz artışından gelecek yükün bir bölümü, geçmişte alınan bazı ek yükler ortadan kaldırılırsa giderilebilir. Yani bu etkinin nötralize edilme şansı var. Türkiye bu konuda ciddi bir esnekliğe sahip" dedi ve ekledi:
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
"Mesela risk ağırlıkları ya da zorunlu karşılıklar gibi alanlarda farklı düzenlemeler yapabilir. Yani, makro ihtiyati tedbirlerin biraz gevşemesinden bahsediyoruz. Buna dair de daha somut sinyaller alıyoruz, büyük olasılıkla çok yakında olumlu gelişmeler olacaktır."
Aydın, düzenleme otoritesinin ve Merkez Bankası'nın dışsal faktörlerden dolayı bankalara gelebilecek sıkıntıları bertaraf edecek önlemler alınması yönünde hazırlık yaptıklarını kaydetti.
Son yıllarda cari açığı düşürmek için tüketimi sınırlamaya dönük artan regülasyonlar, sektör düzenlemeleri, kredilere getirilen kısıtlamaların da etkisiyle bankacılık sektörünün kârı baskılanmış, özkaynak kârlılığı gerilemiş, sermaye yeterlilik rasyosu da aşağı gelmişti.
Son beş yılda ekonomi yönetiminin aldığı önlemlerle bankacılık sektörüne gelen ek yükün 35 milyar lira düzeyinde olduğunu ifade eden Aydın, "Bunun kredi karşılığı 280 milyar lira daha az kredi demek. Yani bu süre içinde bu önlemler getirilmeseydi biz 280 milyar lira daha çok kredi verme imkanı bulabilirdik" dedi.
Söz konusu 35 milyar liralık ek yükün gelmemesi durumunda sektörün sermaye yeterlilik rasyosunun da yüzde 17 olacağını ifade eden Aydın, "Ancak şu anki seviye olan yüzde 15 de küçümsenmeyecek bir rakam. Ama önlemlerde herhangi bir gevşeme olmazsa Mart'ta uygulanacak Basel III ile bu oran yüzde 13'e iner ki bu da eşik noktaya yakındır. Bunu da çok arzu ettiğimiz söylenemez" diye konuştu.
ULUSLARARASI NORMLARIN ÜZERİNDE REGÜLASYONLAR UYGULANIYOR
Türk bankalarının, rekabet ettiği diğer ulusların bankalarına uygulanmayan kural ve regülasyonlara maruz kaldığını belirten Aydın, "Bu da bizi rekabette ve yarışmada dezavantajlı hale getiriyor. Türkiye'de bankacılık yapmayı pahalılaştıracak önlemlerden kaçınılmasını ve Türk bankacılık sektörüne talebin devam etmesini istiyoruz" diye konuştu.
Sektörde büyümenin daha yüksek hızda olduğu dönemlerde alınmış bir takım önlemlerin, uluslararası kuralların dışındaki önlemler olduğunun altını çizen Aydın, bu uygulamaların kaldırılırsa sektörün uluslararası düzenlemeye yakınsak hale geleceğini ifade etti.
Türkiye'nin yüzde 5 büyümesi için banka kredilerinin yüzde 15 büyümesi gerektiğini belirten Aydın, bunu etkileyecek yeni ek düzenlemelerden kaçınılmasının sektörün lehine olacağını kaydederek, sektöre yeni yük getirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
KREDİLERDE %15-17, KÂRDA %10 ARTIŞ HEDEFLENİYOR
Aydın, 2016'nın 2015'e göre devam eden jeopolitik risklere karşılık, Fed kararının açıklanması ve hükümetin büyüme odaklı ekonomi politikasının etkisiyle daha iyi geçmesini beklediklerini söyledi.
Reuters'in haberine göre; Ekonominin 2016'da yüzde 4 ve üzeri büyüme, enflasyonun yüzde 6-7 aralığında olacağı varsayımı ile sektörde 2015 yılında yüzde 16 olan kredi büyümesinin gelecek yıl yüzde 15-17 aralığında olmasını beklediklerini ifade eden Aydın, mevduat artışının da yüzde 12-14 aralığında olmasını öngördüklerini belirtti.
Getirilen yüklerle gerileyen özkaynak kârlılığının 2016'da yüzde 10-11 aralığında kalacağını tahmin ettiklerini kaydeden Aydın, "Bunun altındaki özkaynak getirisi Türk bankacılık sektörünün sermaye birikimini zorlaştırıyor. 2016 için çift haneli özkaynak getirisi beklentimizi koruyoruz" dedi.
Aydın, sektörde 25 milyar lira civarında olacak 2015 kârının da 2016'da yüzde 10 artmasını öngördüklerini söyledi.
Aydın, Türk bankacılık sektörünü aktifte ise 2016'da yüzde 15'ler seviyesinde büyüyeceğini belirterek, bu büyümenin yeni şubeler yoluyla ya da mevcut yapıyla gerçekleşebileceğini ifade etti.
BANKALARIN YURTDIŞI İŞTAHINDA "DEVRE ARASI"
Türk bankalarının yakın coğrafyaya yayılma ve iş yapma iştahları konusunda önceki yıllara kıyasla bir miktar azalma olduğunu ifade eden Aydın, bunun bir "devre arası" gibi düşünülebileceğini belirterek şunları söyledi: "Biz o ülkelerin durumuna göre iştah taşıyoruz. Biz Balkanlarda çok fazla büyüyemiyoruz. Büyümeyen yer olunca bankalar oradan kaçmak istiyor. Yatırımcılar doğal olarak biraz daha hesaplı gidiyor... Eskiden banka olarak gitmeyi tercih ediyorlardı ama şimdi muhabir ilişkilerle, temsilciliklerle veya tek şubeyle orada istediğiniz müşteriye ulaşabiliyorsunuz... Bu süreç bir devre arası gibi düşünülebilir."
Türkiye'nin Rusya'nın savaş uçağını düşürmesinin ardından iki ülke arasında başlayan gerginlik ve devamında gelen ekonomik yaptırımların sektöre yansıması ile ilgili olarak da Aydın şunları söyledi:
"Türkiye'nin orada faaliyet gösteren bankalarının toplam aktif büyüklüğü çok küçük. Bankaları ambargonun dışına almak çok anlamlı değil, ticarete ambargo koyarsanız bankaların çok yapacağı bir iş kalmaz. Bankaların çalışması için ticarete de ambargonun kalkmasını bekliyoruz" dedi.