Avrupa`da doğan ve `Crowdfunding` denilen yatırım modeli ile artık sermayesi olmayanların, hayalindeki işi kuramadığı dönem kapanıyor. Bu yeni iş kurma yöntemi giderek yayılıyor.
Fikir aslında basit: Örneğin Almanya`da mesleği şoförlük olmayanlar, günde ortalama sadece bir saat araba kullanıyor. Günün geri kalanında araç, park yerinde ya da bir yol kenarında bekliyor. O halde neden günün diğer saatlerinde bu araç, ihtiyacı olanlara kiralanmasın ki?
İşte internet portalı Carzapp, bunu Almanya’da mümkün kılıyor. Geliştirilen bilgisayar donanımlı ufak bir kutu, araçların içine yerleştiriliyor. Böylece arabayı kiralamak isteyen kişi, akıllı telefonu ile bu cihaz üzerinden kapıyı açabiliyor ve içerdeki yedek anahtar ile otomobili kullanabiliyor.
KİTLESEL FİNANSMAN NEDİR?
Peki ama bunun gibi parlak fikir sahipleri, yatırım yapacak malî kaynağa sahip değilse nasıl firma kuracaklar? İşte artık onun da dijital bir çözümü var ve adı: `Crowfunding`, yani `kitlesel finansman`. Bu yöntemle bir proje için gereken maddi kaynak, projeye ilgi duyan çok sayıdaki destekçiden elde ediliyor. İşte bu özel otomobil kiralama fikrinin babası Oliver Lünstedt de maddi kaynağını bu şekilde elde etmiş. Lünstedt, kitlesel finansmana ihtiyaç duyanlar için kurulan `Seedmatch` adlı internet portalından, 363 özel yatırımcı sayesinde 250 bin euro toplamış.
DÖVİZ KURLARINDAKİ ANLIK DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Lünstedt, bu sistemin nasıl işlediğini şöyle izah ediyor: Bu ödünç alınmış bir para ve belli bir süre geçerli. Bu süre içerisinde, ödünç para vererek firmada hisse sahibi olan topluluk, tıpkı Business Angel olarak bilinen `iş meleklerinin` bir satış veya borsada kazanç elde etmesi gibi. Eğer bu işin bir çıkışı olmaz da yatırımcı parasını geri almak isterse o zaman, 5 yıldan biraz uzun süren asgari kredi süresi dolduktan sonra, firmanın güncel değeri üzerinden hissesini satarak, firmanın başarısından yararlanabilir.
İHTİYAÇ KREDİSİ BAŞVURUSU YAPMAK İÇİN TIKLAYIN...
Bu durum tabii eğer firma başarılı olursa işe yarıyor. Zira hukukî açıdan kreditörler, bir risk yatırımı yapıyorlar ve ödünç verdikleri paranın tamamını kaybetme olasılıkları da bulunuyor.
ABD`DE DE YAYILIYOR 2011 ağustosunda kurulan Seedmatch adlı internet platformu, Almanya’nın ilk kitlesel finansman portalı oldu ve hâlihazırda dördü tamamlanmış ve yedisi hâlâ finansörünü arayan, 11 projeyi temsil ediyor. En az yatırım ücreti ise 250 euro. Ancak kitleler ile proje sahibi arasında arabuluculuk yapan ve sadece sekiz aydır hizmet veren `Companisto` adlı platformda ise 5 euro ile de proje desteklemek mümkün. Bu platformda sadece 8 ay içinde 1 milyon 200 bin euro toplanmış. Bir proje için gerekli para toplamış ve firma kurulma aşamasına gelmişse bu platformlar, yüzde 5 ile 10 oranında komisyon alıyor. DW`nin haberine göre Companisto Genel Müdürü Tamo Zwinge, neden bu arabuluculuk hizmetini verdiklerini şöyle açıklıyor: Kitle yatırımlarına büyük bir ihtiyaç var. Çünkü bu sayede, girişimciler topluluğu gibi kurumsal yatırımcıların ya da büyük fonların, henüz destek vermeyeceği kadar erken bir aşamada, projeler finanse edilebiliyor. Çünkü bunların çoğu, projenin ilerleyen aşamalarında dahil oluyorlar. O nedenle kitle yatırımları giderek daha iyi bir biçimde iş hayatına yerleşecek. Zaten son 6 ayda yerleşti de. Bu trend şimdi ABD’ye de yayılıyor. Kitle yatırımları Avrupa’dan çıkan bir buluş. Biz de Almanya’da bu işin uluslararası öncüleri arasındayız. Buradan tüm Avrupa’ya yayıldı şimdi de ABD’ye yayılıyor.
KİRALIK OYUNCAK KUTUSU
Florian Späthelf de Companisto platformunda oyuncak paylaşımına dair bir proje başlatmış. Oyuncak kutusu adlı proje sadece 11 günde 100 bin euro destek görmüş. Späthelf’in kitle yatırımını tercih etmesinin firma stratejisiyle de ilgisi var. Späthelf bunu şöyle açıklıyor: Çünkü firmamıza Companisto üzerinden yatırımcı ararsak, birçok dede, büyükanne ve ebeveynin yatırımcılar arasında yer alacağını, onların aynı zamanda da müşterimiz olacağını biliyorduk. O nedenle biz, hedef kitlemizi aynı zamanda proje geliştirme sürecinin içine de çektik. ‘Bir sonraki oyuncak kutusuna hangi oyuncakları istersiniz? Neyin özlemini çekiyorsunuz? Neyi daha iyi yapabiliriz?’ diye anketler yapıyoruz. Ve geri bildirimlerin hepsi, dürüst ve samimi yanıtlardan oluşuyor.
Ancak, internette paylaşılan bu güzel girişimcilik fikirlerinin henüz Almanya’da telif hakları bulunmuyor. Yani bir başkası ceza almadan fikri aşırabilir. Dolayısı ile girişimcilere tek bir şey yardımcı olabiliyor: O da; pazarda herkesten daha hızlı, daha iyi ve inandırıcı olmak