ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, kendilerine karşı karalama kampanyasında birleşenlerin kimliğinin bile ne yapılmak istendiği konusunda fikir verdiğini belirterek, Hiçbir zaman bir araya gelmesi mümkün olmayan en soldaki ve en sağdaki fabrikasyon senaryo üreticilerinin bile bize karşı yürütülen kampanyada bir araya getirilmiş olmaları manidardır dedi. Yılmaz, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye`nin geleceğinin parlak olduğunu ifade ederek, devletin ve milletin parlak geleceğine iman derecesinde inandıklarını söyledi. Değişimden korkanların ilk saldırdıkları adresin, statükoyu değiştirmeye çalışanlar olmasının değişmez bir kural olduğunu kaydeden Yılmaz, şunları söyledi: ANAP olarak statükoyu her zorladığımızda şiddetli bir saldırıyla karşılaşmaya biz alıştık. Türkiye`de değişimi isteyen, çağdaş dünyanın normlarını yakalamak isteyen her kimse, ortalığı kaplayan toza, dumana aldırmamalıdır. Dikkat edilmesi gereken şey, ne yapılmak istendiğinin baştan görülmesidir. Bize karşı karalama kampanyasında birleşenlerin kimliği bile ne yapılmak istendiği konusunda fikir verebilir. Hiçbir zaman bir araya gelmesi mümkün olmayan en soldaki ve en sağdaki fabrikasyon senaryo üreticilerinin bile bize karşı yürütülen kampanyada bir araya getirilmiş olmaları manidardır. İşleri, güçleri fabrikasyon senaryo üretmek olanların ANAP düşmanlığına soyunmalarıyla her gün piyasaya yeni bir senaryo sürülmeye başlanmıştır. Bu fabrikasyon üretimi senaryoların ve tuzakların hepsi boş çıkacaktır. çünkü, olmayan veriler üzerine karanlıkta yazılan senaryoların gün ışığında ve hakikatlerin karşısında tutunması mümkün değildir. Bize tuzak kuranların kendi tuzaklarına, kendilerinin düşmeleri ve senaryolarındaki düzmece kurguların altında kalmaları kaçınılmazdır.
-AB KARŞITLARI-
Türkiye ile ilgili içeride ve dışarıda hayati önemde olaylar cereyan ettiğini kaydeden Yılmaz, gelişmelerin bugünden daha çok gelecekle ilgili olduğuna dair pek çok işaret bulunduğunu söyledi. Yılmaz, bu gelişmelerin Türkiye`yi, AB`dan dışlama çabalarıyla sözde Ermeni soykırım iddialarını yasalaştırma gayretlerinin at başı gittiğini belirterek, Bu gelişmeler, içimizdeki AB karşıtı havayı güçlendirmektedir dedi. Bütün bu gelişmelerin sonunda Türkiye`nin savunma içgüdüsüyle içe kapanma refleksini harekete geçirmesini bekleyenler bulunduğunu anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: Ancak bütün bu olumsuzluklar karşısında ümitli olmamızı sağlayacak olumlu hususlar da vardır. Her şeyden önce parçalı siyasi yapıya rağmen güçlü bir hükümet işbaşındadır. Mevcut Hükümetin temel meselelerde uzlaşma ve işbirliğini sağlama kabiliyetine sahip olması da önemli bir avantajdır. Ortam olarak, bölücü terörün durduğu bir huzur ve sükun ortamıda uzun yıllardır yakalayamadığımız ciddi bir avantajdır. demokrasi ve insan hakları başta olmak üzere, hayatın her alanında standartları yükseltecek olan AB konusu uzun yıllardan sonra nihayet Türkiye`nin vizyonuna girmiştir.