Yapılan araştırmalara göre kredi kartı ihtiyaç olmayan şeyleri almaya yönlendiriyor.
Malatya İnönü üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Esgin tarafından gerçekleştirilen “Tüketiyorum O halde Varım: Kredi Kartı Kullanımının Sosyolojik Yansımaları” başlıklı araştırmada çarpıcı sonuçlara ulaşıldı.
Kredi kartının bilinçli kullanıldığı zaman hayatı kolaylaştırdığını, fakat bilinçsiz kullananlar açısından aynı durumun söz konusu olmadığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Ali Esgin, araştırmalarının amacının daha çok bireylerin kredi kartı kullanımı konusundaki bilinç düzeylerini ölçmek olduğunu belirtti.
İHTİYAÇ KREDİLERİNİ KIYASLAMAK İÇİN TIKLAYIN...
Kredi kartı kullanımıyla ilgili bireysel yaşamda ve toplumsal alanda ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz sonuçların tümüyle kart kullanım biçimi ve bilinciyle ilişkili olduğunu ifade eden Esgin, araştırmada insanların büyük bir kısmının kredi kartından dolayı önemli sorunlar yaşadığı sonucuna ulaştıklarını belirtti. Bu anlamda araştırmaya katılanların yüzde 29’ü kendisini doğrudan kredi kartı mağduru olarak tanımlarken, kredi kartı borçlarından ve bunları ödeyememekten dolayı sürekli huzursuzluk yaşayanların oranı yüzde 42’lere kadar ulaşmış. Yine aynı nedenle kendisini çaresiz ve bunalmış hissedenlerin oranı yüzde 33 olarak tespit edilmiş. Bir başka ilginç tespit araştırmaya katılanların yüzde 69’unun kredi kartı mağduriyetinin temel sebebini bilinçsiz kullanım olarak ifade etmesi. Bunun belli ölçülerde farkında olan bireyler, ’kredi kartı olmasa daha bilinçli alışveriş yapabilirdim’ ya da ’kredi kartı olmasaydı daha rahat geçinirdim’ görüşlerini savunmuşlar diye konuştu.
Kredi kartı borcunun tamamını ödeyenler yüzde 62
“Meselenin çözümü kredi kartından kurtulmak ya da onu hayatımızdan tamamen çıkarmak olmadığına göre, çözümü bilinçsizliği doğuran ve problem yaratan konulara odaklanarak aramak gerekmektedir” diyen Esgin’e göre, problemin kaynağında tüketim çılgınlığı ve bilinçsiz kullanım var. Nitekim araştırmaya katılanların yüzde 70’ten fazlası kredi kartının alışverişi kolaylaştırdığı iddiasında. Yine katılımcıların yüzde 83’ü kredi kartının insanları ihtiyaçları olamayan şeyleri almaya yönlendirdiğini savunmakta. Bununla birlikte katılımcıların yüzde 49’a yakını borç ödeme anında kredi kartıyla yapmış olduğu alışverişlerin çoğundan pişmanlık duyduklarını dile getiriyor. Katılımcıların çoğuna göre, mesele kredi kartı sahibi olmak değildir. Mesele, insanları tüketime yönelten harcama tutkusudur. Zira katılımcıların yüzde 90’ı açısından insanlar tüketim çılgınlığının kurbanı olmuş durumda. Diğer bir önemli konu, katılımcıların yüzde 76’sının kredi kartı kullanma ve bilinçsizce alışveriş etme konusunda kendilerine hakim olamayanların daha çok kadınlar olduğunu savunmasıdır.
Katılımcılara göre kredi kartı kullanımını vazgeçilmez kılan ve dolayısıyla bilinçsizce tüketimi artıran sebeplerin başında, taksitlendirme gelmektedir. Araştırmada kredi kartı aylık hesap özetlerinin büyük bir bölümünü (yüzde 49’unu) ötelenmiş borçların, yani taksitlerin oluşturduğu görülmektedir. Uygun taksitlerle verildikten sonra her şeyi alabilirim anlayışı, taksitlerin sayısını ve süresini uzatmakta, biriken taksitler büyük borç meblağları haline gelerek bütçeleri sarsmaktadır. Buna karşın araştırmaya katılanların yalnızca yüzde 62’si aylık kredi kartı borcunu tümüyle ödeyebiliyor.