Paylaş
Enflasyonla mücadele için faiz konusunda geri adım atmazken, ekonomide resesyon ihtimallerini de güçlendiriyor. Piyasa bu konuda endişeli ve Fed nedeniyle ABD ekonomisinin resesyona girebilme beklentisini yüksek tutuyor. Resesyon beklentileri de risk iştahını baskıladığı için küresel piyasalarda oynaklık yüksek ve yukarı yönlü hareketlerde zayıf kaldığı dikkat çekiyor. Haziran ayında bu ihtimalleri konuştuk ve fiyatlamalarda etkisini hissettik. Temmuz ayında da aynı konuları takip etmeye devam ediyor olacağız. Fed’in temmuz ayında da toplantısı var ve beklentiler 75 baz puanlık faiz artışına gitmesi yönünde. Temmuz toplantısında beklentilerin üzerinde bir hamle yapması şimdilik beklenmiyor. Haziran sonrası temmuz toplantısının biraz daha sakin geçmesi beklentiler arasında. Tabii o güne kadar Fed, istihdam ve enflasyon verilerini görecek, aynı zamanda ABD ekonomisinin 1.çeyrek performansını da takip etmiş olacak. Fed elinde bir sürü veriyle toplantısına girecek ve ona göre söylemlerini belirleyecektir. Kısacası, yeni ayda da bol bol Fed’i konuşacağız. Fed kaynaklı piyasaların genelinde oynaklık beklenebilir.
Temmuz ayında bir diğer gündem, ABD Başkanı Biden’ın 13-16 Temmuz arası Orta Doğu'ya yapacağı ziyaret olacaktır. Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tedarik zincirindeki aksaklıklar, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar sürüyor. Bu da piyasaları tedirgin ederken, yabancı kurumlar petrolle ilgili fiyat tahminlerinde orta ve uzun vade için yukarı yönlü revizyonlarını gerçekleştiriyorlar. Biden, benzin fiyatlarındaki artış sebebiyle ABD’li petrol üreticileriyle görüşmeler yapıyor. Önlemler almaya çalışıyor.
Geçtiğimiz aylarda, Biden, Körfez ülkelerine seslenmiş ve üretimlerini arttırmaları çağrısında bulunmuştu. Ancak Körfez ülkeleri, petrol yükselişinden olumlu etkilenen ülkeler olması sebebiyle arz sıkıntısının önüne geçmenin zor olduğunu ifade ederek, bir aksiyon almadıkları görüldü. Biden’ın bu nedenle Orta Doğu ziyareti önemli ve piyasalar merakla bu ziyareti bekliyor. Aslında bu görüşmelerden çıkabilecek söylemler, petrolün ne yazık ki hikayesini değiştirmeye yetmeyecektir. Şöyle bir geçmişi hatırlayalım, salgında dünya durma noktasına geldiğinde, piyasada arz fazlası ve talep yetersizliği vardı. Salgınla ilgili önlemlerin sona ermesi ve seyahatlerin başlaması, talebin iyileşmesini sağladı. Bu seferde, piyasada yeteri kadar üretim yapılamayınca, arz-talep dengesizliğinin devam etmesine neden oldu ve fiyatlar zıpladı.
ABD-Körfez ülkeleri arasında ne konuşulursa konuşulsun, piyasada devam eden bir üretim eksikliği var. Bu da bir görüşmeyle, sonlanacak bir durum değil. Sonuçta hala Rusya-Ukrayna meselesi sürüyor ve Rusya’ya yönelik petrol ambargoları da devam ediyor. Dolayısıyla temmuz ayı için petrol fiyatlarında da oynaklığın sürmesi beklenebilir. ABD ile Orta Doğu arasındaki gelişmeler mutlaka önemli olacaktır. Piyasanın beklentisi dışında sürpriz anlaşmaların yapılacak olması, fiyatlara da etkisini gösterir. Sadece unutmamak gerek, petrolün ana hikayesi, arz-talep dengesizliği ve bu sadece iki ülke arasında bulunacak orta yolla çözülebilecek bir gelişme olarak görülmüyor.
Paylaş