Piyasalarda Düzeltme Hareketi Başladı

Ara yazı niteliğinde bir not yayımlamam gerekti çünkü burada en son piyasalardaki olumlu yönün bir süre devam edeceğini ve düzeltmenin de hemen gerçekleşmeyeceğini belirttiğim bir yazı yazmıştım. En nihayetinde beklenen düzeltme hareketi yaşanacak mı konusuna dair bir yazı yayımlama tarihi geldi de çattı.

Haberin Devamı

Piyasalarda düzeltme hareketine artık hazırlanmamız gerekiyor, benim yazım bu platformda bir gün sonra yayımlandığı için siz bir gün ara ile ulaşabileceksiniz yorumlarıma. Dün akşam ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısından gelen açıklama benim 15 Ocak tarihli yazımla ( http://bigpara.hurriyet.com.tr/bigpara-yazarlari/sevin-ekinci/fed-ne-yapacak_ID986198/ ) paralel olarak Fed’in 2019 yılında hiçbir faiz değişikliğine gitmeyeceği yönünde algıyı yaratarak, piyasalarda da Fed’den faiz artışları için beklentileri 2020 yılına taşıdı. Bu bağlamda piyasa en yakın Fed faiz artışı beklentisini yüzde 47 olasılık ile Ocak 2020 tarihine erteledi. Biliyorsunuz en son yazımda Çin-ABD görüşmelerinin piyasalardaki trendi olumlu yönde değiştireceğini ve doğan olumlu algının düzeltmesinin de kısa sürede gerçekleşmeyeceğini belirtmiştim.

Haberin Devamı

O zamandan bu zamana hangi piyasalarda neler oldu? Nasdaq endeksi yüzde 4 yükseliş gösterdi, S&P 500 endeksi yüzde 3 üzerinde yükseliş gösterdi, Dax endeksi yüzde 3’e yakın yükseldi, gelişmekte olan ülke borsalarında ciddi yükselişler yaşandı. Geçenlerde yine “boğa piyasasına girildi” diye bir yazı okuyunca “evet girilmişti ancak trend tersine dönmeye başladı bile” diye aklımdan geçirdim. Bu haftaki ara yazım artık bu trendin değişime uğrayacağı üzerine olacaktır.

Piyasalarda, dün beklenen Fed toplantısının beklentilere paralel gelişmesi neticesinde, bundan sonraki gelişmeler daha çok ABD’de açıklanacak olan öncül büyüme verilerine, Çin öncül büyüme verilerine, Çin dış ticaret verilerine ve Çin-ABD anlaşmasına bağlı gelişecektir. Son zamanlarda piyasalarda görülen kısa süreli boğa etkisinin Mayıs ayına kadar çok fazla desteklenemeyeceği kanısındayım.

Son açıklanan dış ticaret verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerde açıklanan dış ticaret verilerinde ciddi anlamda bir bozulmanın olduğu anlaşılıyor. Öte tarafta her ne kadar ABD-Çin arasındaki görüşmeler sonlandırılmamış olsa da buradaki hayal kırıklığı bir süre daha devam edecek. En kötüsü de ABD-Çin müzakere sonuçlarının belirsizliği koruyor oluşudur.  Çin Devlet Başkanı Xi ve ABD Başkanı Trump arasındaki anlaşmanın Florida’da imzalanma olasılığı pek görünmüyor. ABD, Çin’e uyguladığı tarifelerin kaldırılması için Çin’den daha fazla imtiyaz isteme yoluna gidecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz hafta, ABD Ticaret Temsilcisi Lighthizer, Senato Finans Komitesinden önce ifadesinde, Çin ile yapılan görüşmelerin son haftalarına girildiği ancak çok iyimser olunmaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Haberin Devamı

Hatta bir anlaşmaya varılmasının önceden öngörülmesi gereken bir sonuç olmadığını ve Çin’in anlaşma şartlarına uymaması durumunda ABD’nin tarifeleri yükseltmeye hazır olması gerektiğini belirti. Yani Çin ithalatına uygulanan mevcut tarifelerin kaderi belirsizliğini koruyor. En muhtemel ve çok da olumlu karşılanmayacak bir sonuç, tarifelerin kaldırılması için bir zaman çizelgesinin açıklanması olacaktır; hatta bu bile Çin’in bazı şartlara uyum sağlaması şartıyla açıklanacaktır. Masanın her iki tarafı da tarifelerin daha da artmasını önleyecek bir anlaşmayı güvence altına almak isteyecektir ancak süreç içerisinde piyasalarda anlaşmaya dair çok olumlu beklentilerinin gerçekleşmeyeceğinden doğan bir hayal kırıklığı piyasalarda olumlu rüzgârların ertelenmesine sebep olabilecektir.

Haberin Devamı

ABD Başkanı Trump da geçen hafta piyasalara temkinli olmaları yönünde bir sinyal göndererek Çin ile anlaşmada herhangi bir acelesi olmadığı dile getirdi, hatta herhangi bir anlaşmaya varmama olasılığını da değindi. Devamındaki yorumlardan benim anladığım ve genel yerleşecek kanı Çin ile yapılan konuşmaların sonuçlarının 3-4 hafta içerisinde belli olacağı şeklinde öngörüleceğidir. Hâlihazırda yerleşmiş ticaret savaşı teriminin bir teknoloji savaşı tanımına dönüşme olasılığının da arttığını gözlemliyoruz. Böyle bir sonuç, yapılan anlaşmaların çok daha karmaşık bir yapıya ulaşmasını, işin içine teknolojinin, fikri mülkiyet haklarının, Çin’in devlet güdümündeki ekonomi modelinin girmesini sağlayacaktır. En nihayetinde de global ekonomiyi ciddi anlamda etkileyecek bir anlaşma modeline dönüşebilecektir. Aslında bu geçişin global ekonominin daha fazla zarar görmesini önleme etkisi de var. Ancak bunu ticaret savaşları teknoloji savaşı haline dönüştüğü zaman belirtmem daha doğru olacaktır.

Haberin Devamı

Olası bir ticaret anlaşması şu anda 3-4 hafta önce gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. Bu anlaşma sonucunda ise piyasalar tarifelerin tamamen ortadan kaldırılmamasından memnun olmayacaktır. Önümüzde uzun soluklu ve zor bir teknoloji savaşı belirecek ve gelişmekte olan ülkeler zayıf ticaret verilerden dolayı toparlanma emareleri gösteremeyecektir. Bu demek değildir ki global resesyon bekliyorum (bu platformda yazdığım bu sene global resesyon beklemediğim tezim baki) ancak ticaret verilerinden doğan zayıflama gelişmekte olan ülkelerin daha geç toparlanmasına sebep olacaktır.

Yine bu süreç zarfında veri-odaklı olduğunu her fırsatta dile getiren Fed sayesinde piyasalar ABD’de açıklanacak olan öncül büyüme verilerini fiyatlayacaktır, Mayıs ayına kadar Çin-ABD anlaşmaları konusunda olumsuz bir tablo çizmiş olsam da bu süreçte ABD’den gelen olumlu öncül büyüme verileri piyasa fiyatlamalarında sert düşüşleri önleyecektir. 

 

Yazarın Tüm Yazıları