Güncelleme Tarihi:

İŞ dünyası son üç yıldır en çok dile getirdiği finansmana erişim sorunu için yeni taleplerde bulundu. Ülke genelinde 100 bini aşkın işletmeyi temsil eden Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, faiz indirimlerinin kredi faizlerine yansımadığını; bu nedenle krediye erişimin teknik olarak mümkün olsa da yüksek faiz oranları nedeniyle işletmelerin bu kaynakları kullanamadığını söyledi.
“Türk iş dünyasının en önemli özelliklerinden biri, borcuna sadık olmasıdır” diyen Sönmez, “İş insanlarımız zor zamanlarda kendi öz sermayesini şirketine koyar, batıp gitmek gibi bir anlayışı yoktur. Finansmana eriştiğinde bunu sadece maddi değil, manevi bir borç olarak da değerlendirir. Bu nedenle iş insanlarımızın finansmana erişimi muhakkak kolaylaştırılmalı” ifadelerine yer verdi. Bu soruna yönelik 5 maddeden oluşan çözüm önerisi hazırladıklarını da aktaran Sönmez, bu maddeleri şöyle sıraladı: ‘Kredi mekanizmalarının çeşitlendirilmesi’, ‘teminat yapısının esnetilmesi’, ‘KOBİ’lerin finansal okuryazarlık ve kurumsallaşma düzeyinin artırılması’, ‘makroekonomik istikrar’ ve ‘bölgesel farklılıkların gözetildiği finansal programlar’.
‘BÖLGESEL KREDİLER KAPSAYICI OLSUN’
Sönmez, bu yıl Antalya’da 26.’sı düzenlenen TÜRKONFED İş Dünyası Zirvesi sonrası gazetecilerle bir araya geldi. Çözüm önerileri olan ‘kredi mekanizmalarının çeşitlendirilmesi’ konusunda yapılması gerekenleri detaylandıran Sönmez, “Özellikle üretim yapan KOBİ’ler için hedefli ve düşük faizli yatırım kredileri tasarlanmalı” dedi. Teminat yapısının esnetilmesine yönelik “Taşınır teminat rejimi, özellikle yeni girişimler ve teknoloji firmaları için işlevsel hale getirilmeli” talebinde bulunan Sönmez, diğer üç taleplerinin detaylarını ise şöyle özetledi: “Bölgesel kredi programları daha kapsayıcı hale getirilmeli. Mevcut teşvik ve hibeler sadeleştirilmeli, e-devlet gibi tek pencere sistemi yapılar ile erişilebilirliği artırılmalı.”
‘BEKLE GÖR’ DÖNEMİ
Öte yandan, Merkez Bankası (TCMB) faiz indirimlerine başlasa da bunun kredi faizlerine yansımadığına yönelik eleştiriler, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın da gündemine girmişti. Geçen ay bir canlı yayına katılan Karahan, uzun vadeli kredilerdeki fiyatlamanın ‘beklenen enflasyona göre yapıldığını’ söylemiş; bu noktada enflasyon beklentilerinde yaşanan bozulmaya dikkat çekmişti. “Politika faizi düşerse piyasa faizi de düşer’ kanısı her zaman doğru değil” diyen Karahan, “Uzun vadeli kredilerde fiyatlama, beklenen enflasyona göre yapılıyor” demişti. Teknik açıklaması Karahan’ın anlattığı gibi olsa da sanayiciler TÜRKONFED aracılığıyla finansmana erişim sorununun artarak devam ettiğini bir kez daha vurgulamış oldu. Sönmez, bu durumu “Düşüş eğilimi olsa da hâlâ yüksek olan faiz oranları nedeniyle işletmelerin günlük nakit akışı yönetimi dahi zorlaştı. Birçok işletme bekle-gör pozisyonuna geçti” sözleriyle özetledi.
Ayrıca, “İş dünyası 36 ay vade ile yatırım yapamaz” diyen Sönmez’in “Vadelerin de uzatılması gerek” talebi öne çıkan diğer taleplerden biri oldu.
‘İSTİHDAMDAKİ DÜŞÜŞ KALICI OLMAYACAK’
TÜRKONFED, 2026’nın ekonomide ‘dengelenme yılı’ olmasını; enflasyonun kademeli düşmesiyle birlikte faiz ve kur dengesinin sağlanmasını; bunun da finansal istikrarı desteklemesini bekliyor. “Beklentimiz, yılın ikinci yarısından itibaren üretim ve yatırım iştahındaki toparlanmanın istihdama da yansıması yönünde” diyen Sönmez, “İstihdamdaki düşüşün kalıcı bir eğilime dönüşmesini beklemiyoruz. Yeşil dönüşüm, enerji, savunma, gıda teknolojileri gibi sektörlerde yeni istihdam alanları oluşacaktır” dedi.
Bu süreçte önceliğin ‘üretim ekonomisinin önünü açmak’ olması gerektiğini vurgulayan Sönmez, yatırım kararlarını destekleyecek üç noktayı ise şöyle sıraladı: “Faizlerin makul düzeylere gerilemesi, kur istikrarının korunması ve yapısal reformların sürmesi.”
YENİ ŞİRKETLER GENÇ ÖLÜYOR
SÖNMEZ, son dönemde kapanan şirket sayısındaki artışa yönelik de değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de aile şirketlerinin ömrünün yavaş yavaş uzamaya başlarken yeni şirketlerde bu oranların düştüğüne vurgu yapan Sönmez, “Köklü şirketlerimize sahip çıkarken 5-10 yıllık şirketlerimizi de korumamız gerek” diye konuştu.