Güncelleme Tarihi:

Dönüşüm, genellikle dijitalleşme ve yapay zekânın getireceği yeni iş modelini vurgulayarak anlatılıyor. İpin ucu bir kez çekildi mi sadece o sıradaki ilmeklerin söküldüğü ne zaman görülmüş ki... Dünyanın ‘aman kaçırmayalım’ diye panik içinde yaşadığı ‘dönüşüm’ bir yandan meslekleri, eğitim biçimlerini değişime zorlarken iyiliğin de çehresi farklı bir hal alıyor. Bunu çok iyi gösteren bir sosyal sorumluluk projesi dinledim geçtiğimiz günlerde. Hem de kimden, üniversite öğrencilerinden. Ve anladım ki iyiliğin çehresi, yapılış biçimi değişebilir ama kimyası değişmiyor. Çünkü motivasyon hep aynı; kendinden başkalarını da dert edinmek. Vodafone Türkiye, işte kendinden başka dertleri olan gençleri harekete geçirmek, bir sahne açmak için yola çıkmış, “Bi’Düşünsene” adında bir fikir maratonu düzenlemişti. Ben de maratonun kazananlarının açıklandığı toplantıya gittim. Dinlemek bile iyi geldi.
2 BİN TAKIM KATILDI
Maratonu ve sonrasını Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler ile Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin anlattı bize. Vodafone’un gençlik markası FreeZone işbirliğiyle yürütülen maratona 198 üniversiteden 2 bini aşkın takım başvurdu.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, yarışmanın amacını şöyle anlattı:
“Dünya Ekonomik Forumu’nun Future of Jobs 2025 raporuna göre yakın gelecekte işlerde gereken becerilerin yaklaşık yüzde 40’ı değişecek. Yapay zekâ, büyük veri ve siber güvenlik gibi teknoloji becerileri hızla önem kazanırken; yaratıcı düşünme, esneklik, dayanıklılık ve çeviklik gibi insani beceriler de kritik olmaya devam edecek. Geleceğin iş dünyasında bu iki beceri setini birleştirebilenler fark yaratacak. Bu tablo, gençler için hem büyük fırsatlar hem de belirsizlikler barındırıyor. Biz bu belirsizliği fırsata çevirmek için gençlerin her zaman yanındayız.”
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin de jüri üyesi olduğu projede dinledikleri birçok fikirden ilham aldıklarını belirtti.
ÜSTÜ KALSIN, ÖĞRENCİYE KAYNAK OLSUN
Her maratonda ipi göğüsleyen şampiyonlar var. Burada da öyle oldu elbette. Birinciliği REDİ takımı kazanırken, VZEN takımı ikinci, Fiber Sarsıntı takımı da üçüncü oldu. Öğrendik ki; birinci takıma 750 bin TL, ikinciye 500 bin TL ve üçüncüye de 250 bin TL’lik para ödülü verilmiş. Daha da kıymetlisi ilk üçe giren takımlara staj programlarında öncelik, son 10 takıma ise liderlik ekibine tersine mentorluk imkânı sağlanmış.
Toplantıda birinci olan REDİ takımının gençlerini büyük bir hayranlıkla dinledik. Sıla Uzun ve Mert Elisert, ODTÜ’nün parlak öğrencileri. Fikirleri de çok parlak. Dijital cüzdana askıda iyilik mantığını getirmişler. Şöyle özetleyeyim: “Vodafone Pay kullananlar ‘üstü kalsın’ diyerek ya da kendiliğinden bir bağışta bulunuyorlar. Bu da askıda ne talep edilirse ona kaynak oluyor. Sadece öğrenciler kullanabiliyor. Öğrenci ister kitap alırken isterse yemek yerken dijital cüzdana bakıyor, askıda olan tutarı kullanıyor.”
YAPAY ZEKÂ BİZİ DE ENDİŞELENDİRİYOR
Mert Elisert’in projeyi anlatırkenki sözleri içimizi ısıttı: “Veren el de alan el de birbirini görmeyecek, bilmeyecek. Bu çok önemli. Çünkü arkadaşlarımız bir mekâna gidip askıda bir şey olup olmadığını sorarken mahcubiyet hissediyorlar. Projemiz bunu ortadan kaldırıyor.”
Dijital dünyaya iyilik projesi düşünmek özel bir durum. Aslı da bunu şöyle anlattı: “Yapay zekâ bizi de endişelendiriyor. Birçok mesleğin biteceğini duyuyoruz. Bu rekabeti de zarar verici yönde artıran bir durum. Geçim önemli bir konu. Projede bunları göz önünde bulundurduk.”
TÜRKİYE ‘SU STRESİ’ SINIRINDA
Kurak bir sonbahar yaşadık. Akıllara hemen su rezervleri konusu geliyor. Su kıtlığı herkesin kabusu ama eylem konusunda yavaş kalıyoruz. Türkiye Sigorta bu konuda farkındalığı artıran bir çalışmaya imza attı. Şirket, su kıtlığı riskini masaya yatırdığı “Su Raporu”nu yayınladı. Türkiye Sigorta Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü’nün hazırladığı rapor; Türkiye ve dünyada su riskini ele alıyor.
GÜVENLİK MESELESİ
Türkiye Sigorta Hazine ve Emeklilik Operasyonları Genel Müdür Yardımcısı Gürol Sami Özer’e göre su kıtlığı riski çevresel bir sorun olmaktan çıkıp stratejik bir güvenlik meselesi haline geldi. “Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası verileri, dünya nüfusunun üçte ikisinin artık ‘su stresi’ altında yaşadığını gösteriyor” diyen Özer, Türkiye ile ilgili şu çarpıcı bilgileri verdi: “Kişi başına düşen yıllık yenilenebilir su miktarı bin 400 metreküp seviyelerine kadar geriledi. Bu, ülkemizin ‘su stresi’ sınırında olduğunu gösteriyor. Bu durum, tarım, sanayi ve enerji politikalarında yeni stratejiler geliştirilmesini zorunlu kılıyor. BM’ye göre, global su talebinin yüzde 70’i tarımsal sulamada, yüzde 20’si sanayide ve yüzde 10’u evsel tüketimde kullanılıyor. Türkiye’de de toplam su tüketiminin yaklaşık yüzde 70’i tarımda. Dolayısıyla akıllı sulama teknolojilerinin yaygınlaştırılması hayati önem taşıyor.”