Güncelleme Tarihi:

Avrupa sektörde oyunun kurallarını tamamen değiştirecek yeni otomotiv paketini açıklarken, metnin satır aralarında giderek sertleşen “Made in EU” yani “AB’de Üretilmiş” ifadeleri Türkiye için ciddi soru işaretleri yaratmaya devam ediyor. Bu ifade, son dönemde frenleyen Çin yatırımlarından gelecekte AB’ye yapılacak otomotiv ihracatına kadar Türkiye açısından birçok konuyu riske atıyor. Geçtiğimiz hafta AB’nin 2035’te sıfır C02 emisyonu şartlarını erteleyen yeni otomotiv paketinde de sıklıkla yer alan “Made in EU” tanımı sonrası Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, “Ülkemizin yatırım ortamı ile mevcut yatırımlar açısından büyük risk teşkil eden bu tanıma Gümrük Birliği ve aday ülke konumu vesilesiyle Türkiye’nin de dahil edilmesi ülkemiz ekonomisi açısından hayati önem taşıyor” dedi.
ÇEVRE SÜSLÜ KORUMACILIK
Avrupa Birliği’nin bu yaklaşımı ilk bakışta çevre, emisyon azaltımı ve rekabetçilik başlıklarıyla sunuluyor ancak perde arkasında sanayi politikasını yeniden tanımlayan korumacı bir hamle olarak okunuyor. Bu hamle yüzde 17 pay ile Türkiye ihracatının lokomotifi konumunda bulunan otomotiv sanayisi için ciddi riskler barındırıyor. AB’nin yeni paketi; emisyon hedeflerinde esneklik, batarya üretimine destek, idari yüklerin azaltılması ve AB’de üretilen küçük elektrikli araçlara teşvik gibi unsurlar içeriyor. Ancak bu başlıkların tamamında ortak bir ön koşul dikkat çekiyor. Teşvik, destek ve avantajların merkezine “Made in EU” olma kriteri yerleştiriliyor.
Bu yaklaşım, Türkiye’ye yatırım planlayan Çinli üreticilerin bataryayı Türkiye’de üretmediği takdirde Avrupa’ya ihracat yapamayacağı veya bunun ağır koşullara bağlanacağı bir durum doğuruyor ki Gümrük Birliği’ni bile tartışmaya açıyor.
‘YATIRIMLAR AÇISINDAN RİSKLİ’
OSD Başkanı Cengiz Eroldu, bu durumdan endişe duyduklarını altını çizdiği yazılı açıklamasında, “Avrupa Komisyonu, AB otomobil pazarının yüzde 60, hafif ticari araç pazarının yüzde 90’ını oluşturan Kurumsal Araçlar için sıfır veya düşük emisyonlu, ‘AB’de Üretilmiş’ araçlara yönelik özel mali teşvikler planlamak niyetini net olarak ortaya koymuş durumda. Burada ‘AB’de Üretilmiş’ tanımının ne olacağı kritik önem taşıyor. Komisyon tarafından 28 Ocak 2026’da görüşe açılması öngörülen ‘AB’de Üretilmiş’ tanımı ilk aşamada otomotiv sanayisini etkileyecek gibi görünmekle birlikte ilerleyen süreçte tüm sanayi politikasına yön vererek diğer tüm sektörlere de yansıyacaktır. Ülkemizin yatırım ortamı ile mevcut yatırımlar açısından büyük risk teşkil eden bu tanıma Türkiye’nin de dahil edilmesi ülkemiz ekonomisi açısından hayati önem taşıyor” dedi.
‘TÜRKİYE DIŞARDA KALMAMALI’
“Ülkemizde üretilen taşıt araçları ve parçalarının söz konusu tanımın dışında bırakılması Gümrük Birliği’nin Türkiye ve AB’ye getirdiği avantajı ortadan kaldıracak ve bu yapının işlevini yitirmesine neden olacaktır” diyen OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Türkiye’nin Gümrük Birliği ortağı statüsü gereği, ‘Made in EU’ uygulamalarında Avrupa Birliği ile eşit şekilde değerlendirilmesi ve teşvik mekanizmalarının dışında kalmaması son derece önemli olup, Türkiye ve Avrupa otomotiv sanayilerinin rekabetçiliğini koruyabilmeleri için Türkiye’nin bu tanıma dahil edilmesi stratejik bir gerekliliktir” açıklamasında bulundu.
ÇİNLİLER: VARSAYIMLA YATIRIM YAPAMAYIZ
Hürriyet, 2 Haziran 2025 tarihli otomotiv sayfasında, Türkiye’ye yatırım açıklaması beklenen Çinli otomotiv devlerinin uzun süren sessizliğinin arkasında AB’nin yeni otomotiv eylem planının bulunduğunu yazmıştı. Haberde, Çinli üreticilerin üçüncü ülkelere yatırım yaparak Avrupa pazarına erişmesini zorlaştırmayı hedefleyen AB’nin, elektrikli araçlar için yeni menşe şartları üzerinde çalıştığına dikkat çekilmişti. Bu adımla yatırımların Türkiye gibi ülkelere kaymasının önüne geçilmek istendiği belirtilirken, Çinli yatırımcıların temsilcileri belirsizliğe işaret ederek, “Varsayımla yatırım yapamayız, emin olmamız lazım” değerlendirmesinde bulunmuştu.
PLANDA NELER VAR
* Teşvik kapısı içeriden geçiyor: Elektrikli araç ve filo teşvikleri “AB’de Üretilmiş” şartına bağlanıyor.
* Batarya kilit unsur: Aracın değil, bataryanın ve kritik parçaların nerede üretildiği belirleyici olacak.
* Menşe kuralları sertleşiyor: AB, yerli girdi şartlarını ticaret savunma araçlarıyla sıkılaştırma yetkisini masaya koyuyor.
* Kurumsal filolar hedefte: Ticari araçlarda pazarın önemli bölümünü oluşturan filo alımlarında AB üretimi öncelik kazanıyor.
* 2026 kırılma yılı: “AB’de Üretilmiş” tanımı 2026’da netleşecek, kapsamı otomotivle sınırlı kalmayacak.
TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR
* Çin’den gelen yatırımlar: Çinli üreticilerin Türkiye’deki mevcut yatırımları ve olası yatırım kararlarını riske
atıyor.
* Ticari araç ihracatı: Filo araçlarına yerlilik şartı getirilmesi Türkiye’nin ticari araç ihracatının önüne geçebilir.
* Elektrikli araç üretimi: Teşviklerin “AB’de Üretilmiş” araçlar için geçerli olması Türkiye üretimi elektrikli araçları da gelecekte oyun dışında bırakabilir.
* Gümrük Birliği tartışması: Korumacılık şartları AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasını da tartışmaya açıyor.
Turistik Doğu Ekspresi yola çıkıyor
500 bin konuta 5.2 milyon başvuru
‘Turizmde 64 milyar dolarlık hedef aşılacak’