‘Karbon çantacılığı’ pahalıya patlar

Güncelleme Tarihi:

‘Karbon çantacılığı’ pahalıya patlar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2025 04:00

Dünya Bankası’nın raporuna göre Türkiye’nin yeşil dönüşüme 70 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor. Sıfır Atık Yönetmeliği bu adımlardan biriydi. Ancak uzmanlar sektörün yüzde 90’ının ‘karbon çantacılığı’ yapanların elinde olduğunu belirtiyor ve uyarıyorlar: “Hurdacılar geri dönüşümcü oldu. Karbon hesabında ‘mış’ gibi yapmak pahalıya patlayabilir. Kredi ya da ihracat zamanı geldiğinde gerçek veriler ortaya çıkar. Zararı daha büyük olur.”

Haberin Devamı

AVRUPA basınının ‘Karbon Prensi’ diye nitelendirdiği Gustav Daphne (aslında gerçek adını kimse bilmiyor), küresel ısınma krizini fırsata çeviren isimlerden biri olarak biliniyor. Özetle hapisteyken avukatı aracılığıyla emisyon ticareti meselesini öğreniyor ve çıkar çıkmaz bu konuda şirket kurup en iyi bildiği işe; dolandırıcılığa devam ediyor. Daha sonra Daphne için ‘O prensse ben kralım’ diyenler, karbon dolandırıcılığını daha ileri boyutlara taşıyanlar çok oldu.

Fırsat nerede? Hatırlatayım...

90’lara kadar başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerde karbon salımının vergilendirilmesi gerektiği fikri hakimdi. Ta ki Kyoto Protokolü’ne kadar. Zamanla bir emisyon ticaret sistemi oluşturuldu. AB, toplam emisyonlara yıllık bir sınır koydu ve emisyon şirketlerine belirli sayıda AB izni (EUA) verilen sistem kurdu. Her izin sahibine bir ton karbon salımı hakkı verildi. Bir şirket yıl sonunda fazladan izne sahipse, yani izin verilen tüm karbonu salmamışsa, bunları satışa çıkarabilirdi. Nihayetinde AB’nin “sera gazı emisyonlarında 2030 yılına kadar asgari yüzde 55 azaltım sağlanması” hedefine ulaşılması için 14 Temmuz 2021’de açıklanan “Fit-for-55”in yasalaşma süreci tamamlandı.

Haberin Devamı

1 OCAK’TA BAŞLAYACAK

Avrupa’nın bu hedefinin sonuçlarından biri de ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ oldu. Kısa adı SKDM. AB’ye ithal edilen belirli ürünler için bir karbon fiyatlandırması sistemi oluşturuldu. Türkiye, en büyük ihracat pazarı Avrupa olan bir ülke olarak hemen harekete geçti ve yönetmelikler çıktı. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) Yönetmeliği Taslağı, 22 Temmuz 2025 tarihinde yayımlandı.

AB, SKDM ile ilgili tam mali yükümlülükleri 1 Ocak 2026’dan itibaren başlatacak. Yani AB’ye ithal edilen karbon-yoğun ürünlere ek bir karbon vergisi getirilecek ve başta demir-çelik, alüminyum, çimento ve gübre gibi Türkiye’nin önemli ihracat sektörleri doğrudan etkilenecek. Bu yüzden hummalı bir çalışma var. Dünya Bankası’nın verilerine göre Türkiye’nin 70 milyar dolarlık yeşil dönüşüm yapması gerek. Pasta çok büyük. Elbette ‘karbon prensi’ gibi ‘girişimciler’ olacaktır.

Haberin Devamı

‘Karbon çantacılığı’ pahalıya patlar

PAZARIN YÜZDE 90’I ELLERİNDE

Türkiye, pazarda ‘yenilerden’ sayılır. AB’nin SKDM yönetmeliği süreci hızlandırdı. Birçok firma 1 Ocak için hazırlık yapıyor. Büyükler kendi içlerinde ekipler oluştururken daha küçükler ise danışmanlık şirketleriyle sürece hazırlanıyor. Konuyu ClimeCo Türkiye CEO’su Volkan Ural ile konuştuk. ClimeCo, Kibar Holding ve The Heritage Group’un ortak girişimi olan İnteraktif Çevre’nin stratejik işbirliğinde geçen yıl kuruldu.  Türkiye ve çevre ülkelerdeki kurumların sürdürülebilirlik dönüşümlerine hız kazandırmayı hedefliyor. “Artık çoğu şirket iklim değişikliğinin getirdiği şartların ekonomiye zararının farkında. Eskiden 10 şirketten sekizi ‘Ben atığımı lisanslı firmaya veririm, ne yaparsa yapsın’ diyorken şimdi bu oran 2-3’lerde” diyen Ural, sektörde ‘karbon çantacısı’ diye tabir edilebilecek pek çok proje firması olduğunun altını çizdi.

Haberin Devamı

2016’larda ülkedeki hurdacıların ‘geri dönüşümcü’ kimliğine büründüğünü söyleyen Ural, pazardaki durumu şöyle özetledi:

“Piyasada tek kişilik çok şirket var. Karbon tarafında çantacılık yapıyorlar. Karbon ayak izinizi hesapladıklarını iddia ediyorlar. Pazarın yüzde 90’ı bu firmaların elinde.”

NE YAPMAK LAZIM

Volkan Ural şirketleri yeşil dönüşüm ve karbon yönetiminde çalışacakları firmaları seçerken dikkatli olmaya davet etti. Bu ‘çantacı’ diye tabir edilen şirketlerin eline düşmemek için şu önerilerde bulundu:

 “Arkasında kimlerin olduğuna iyi bakın. Bir kurumsal yapı var mı, ekibi nasıl bunları inceleyin.

 Şirketin referanslarına bakın.

 Nasıl bir sistemle, yazılımla çalıştıkları önemli. Buna dikkat edin. Kabul görmüş bir algoritma mı kullanıyorlar, bunları öğrenin.

Haberin Devamı

 Düzgün hesaplanmayan emisyon ölçümü ile Avrupa’ya ihracata gittiğinizde kapıda kalabilirsiniz. Kredi almaya kalktığınızda denetimden geçemeyebilirsiniz. Paranız heba olur.”

FORMALAR EĞİTİME DESTEK OLDU

İyiliğin bin bir türlü yolu var. Son dönemde göğsümüzü kabartan A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın rüzgârı da iyilik bahanesi oluyor. 

Öğrendim ki Zeren Group’un desteğiyle faaliyet gösteren Zeren Spor Kulübü, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) işbirliğiyle imzalı özel forma satışı gerçekleştirmiş. Geliriyle de 70 çocuğun bir yıllık eğitimine destek olmuş.

Spor zaten güzel, sporun böyle projelere dokunduğunu bilmek daha da güzel. Zeren Spor Kulübü, Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) yararına 100 adet forma hazırlamış. Her biri bin 999 TL’den satışa çıkarılan formaların tamamı tükenmiş. Zeren Group Yönetim Kurulu Üyesi Seda Zeren Adıgüzel projeyi anlatırken bakın ne diyor: “Çocukların geleceğine yatırım yaparken aynı zamanda sporun birleştirici gücünü toplumsal faydaya dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda bu yıl, takım imzalı 100 formayı TEGV yararına satışa çıkardık. Değerli taraftarlarımızın desteği ile formalarımız kısa sürede tükendi. Herkese teşekkürler.”

Haberin Devamı

‘Karbon çantacılığı’ pahalıya patlar

KANATLI SEKTÖRÜNÜN  BUNA İHTİYACI VARDI

Şenpiliç, İstanbul Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Birimi ile bir çalışma yaptı. Üniversite çapında açılan çağrı kapsamında sektöre yenilikçi katkılar sunacak projeler toplandı. Üç proje desteklenmeye hak kazandı. Projeler; enerji verimliliği, ileri dönüşüm ve çevre dostu ambalaj üretimi alanlarına odaklanıyor.

‘Karbon çantacılığı’ pahalıya patlar

Kendisi de İTÜ mezunu olan Şenpiliç Onursal Başkanı Haşim Gürdamar’ın konuşması ilginç: “Benim hayata başladığımda tek sermayem İTÜ diplomasıydı. O diploma bana yalnızca mesleki bilgi değil, birlikte çalışmayı, istişareyi ve paylaşmayı öğretti. İTÜ ile yürüttüğümüz bu iş birliğinin hem sektörümüz hem de toplum için kalıcı katkılar sağlayacağına inanıyorum. Çünkü asıl önemli olan toplumun kazandığı değerdir.”

 

 

BAKMADAN GEÇME!