Paylaş
Bazı ülkeler bu alandaki çalışmalarını hızla sürdürürken diğerleri bekleyip görme taraftarı olduklarını belirtiyor. Ülkemizde de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamada dijital paralar ile ilgili ekonomik, teknolojik ve hukuki alt yapıyı oluşturma çalışmalarının 31 Aralık 2021 tarihi itibariyle tamamlanacağına dair bilgi paylaşıldı.
Temelinde blockchain teknolojisi bulunan CBDC’ler, merkez bankaları tarafından genellikle nakit veya farklı rezervlere karşılık olarak ihraç edilen ve dijital kanallar üzerinden dağıtımı yapılan, mevcut paranın blockchain tabanlı yeni bir form ile piyasaya sürülmesi olarak tanımlanabilir. Üretim ve yönetim açısından maliyetli olan nakit paraların kullanımı pandeminin de etkisiyle yavaş yavaş azalmaya devam ediyor. Ek olarak nakit paranın anonim olması sebebiyle takibinin zor olması kara para aklama ve terörün finansmanında en çok kullanılan yöntemlerden biri haline getiriyor. Bu nedenle devletler ve merkez bankaları daha gelişmiş bir teknolojiye sahip pratik ve programlanabilir bir para formunu hayata geçirmek için çalışmalarına devam ediyorlar. Bunların yanında, günümüzde finans teknolojilerinde ve bankacılık sisteminde kullanılan, merkezi teknolojilerle donatılmış geleneksel veri saklama ve işleme yöntemleri hem siber saldırılara açık, hem de verimlilikleri düşük.
Bütün bunları göz önünde bulundurarak CBDC’lerin ortaya çıkmasının ana sebebini; dağıtık defter teknolojisinin merkeziyetsiz ve güvenli yapısından faydalanarak mevcut finansal altyapıdan daha az maliyetli ve farklı uygulamalara entegre edilebilen bir yapıya geçmek olarak özetleyebiliriz.
CBDC’LERİN DÜNYADA YÜKSELİŞİ
Bildiğiniz gibi BigTech olarak adlandırılan Google, Apple, Facebook ve Amazon gibi dev şirketler, sahip oldukları geniş müşteri kitlelerine sundukları hizmetler karşılığında önemli bir veri setini yönetiyorlar. Bu veri seti o kadar değerli ki, devletler yurt dışında GDPR, ülkemizde KVKK gibi kişisel verilerin korunması hususunda katı kurallarla bu şirketlerin veri üzerinden haksız rekabet oluşturmasının önüne geçmeye çalışıyorlar. 2019 yılının Temmuz ayında ise Facebook önderliğinde oluşturulan Libra adlı konsorsiyum, küresel bir dijital para birimi çıkaracağını duyurduğunda tüm devlet ve düzenleyicilerin odağı bu konuya döndü. Bir sene sonrasında ise tüm dünyayı etkisine alan Covid-19 pandemisi ile birlikte uygulanan kısıtlamalar sonucunda küresel ekonomide ciddi daralmalar yaşadık. Hem BigTech’lerin dijital para birimi tehditi hem de kısıtlamaların hızlandırdığı dijitalleşme süreci, paranın yeni formunun şekillenmesini hızlandırdı.
CBDC’leri tanımı gereği merkez bankaları ihraç edecek, ancak dağıtım süreçlerinin nasıl ilerleyeceği konusunda iki yaklaşım bulunuyor. Bunlardan ilki perakende dağıtım yöntemi, yani merkez bankasının dijital paraları direkt olarak halka dağıtması. İkinci yaklaşım ise toptan dağıtım yöntemi olarak bilinen ve merkez bankasının dijital paraları banka ve benzeri finansal kuruluşlar aracılığıyla halka ulaştırdığı yöntemdir. CBDC konusunda en olgun çalışmaları yürüten Çin’de yapılan pilot çalışmalarda arada Alipay ve devlet bankalarının bulunduğu toptan dağıtım modeli kullanılıyor. Bu testlerde bankalar DCEP adı verilen dijital yuan’ı piyango usulü dağıtarak kullanıcıların özel gün ve festivallerde harcamalarını sağlıyor. Rusya’nın en büyük bankalarından olan SBERBANK, perakende dağıtım modeli ile ilgili çekincelerini belirtirken “merkez bankası ve vatandaş arasında bankaların olmamasının ve likiditenin merkez bankasında kalacak olmasının bankaların ticari faaliyetlerine kısıtlayıcı bir etkisi olacağı” görüşünü paylaştı. Avrupa Birliği ise bankaların perakende dağıtım modelinden etkilenmemesi için 3000 euro’luk bir CBDC saklama limiti koymayı tartışıyor.
CBDC’ler hayatımıza girdiğinde kısa vadede en çok etkilenecek sektör, şüphesiz, bankacılık sektörü olacak. Ekonomik konjonktürün yanında teknolojik gelişmeler bankacılık sektöründe iş yapış biçimlerini değiştirmeye yönlendirdiği bir ortamda CBDC’ler paranın üretimi, saklanması ve uluslararası dolaşımı gibi süreçlerde hem maliyet hem de hız açısından verimli bir altyapı sunuyor. Geçen yıl adını sıkça duymaya başladığımız DeFi, yani merkeziyetsiz finans da bu dönüşümde önemli bir role sahip. Gelecek hafta bu konuyu detaylı olarak ele alacağım.
CBDC’ler bugün kullandığımız para formlarını ve ödeme yöntemlerini tamamlayıcı bir rol ile hayatına başlayacak. Nakit paranın yerini tamamen alır mı sorusunun cevabını hep birlikte deneyimleyerek göreceğiz ancak CBDC’lerin hayatımıza girmeleriyle birlikte finans dünyasında yeni ve verimli bir çağın başlayacağını düşünüyorum. Bu konudaki en hassas nokta ise devletlerin kontrolündeki bir dijital para biriminin kullanıcı mahremiyeti açısından nasıl tasarlanacağı... Bugün nakit para ile sahip olduğumuz anonimliği CBDC’lerle de sürdürüp sürdüremeyeceğimiz merak konusu.
Yazımı bitirirken, ülkemizde de temelleri atılmaya başlanan bu teknolojinin bankacılık ve kripto para alanında çalışan insan kaynağımızı da göz önüne aldığımızda, Türkiye’ye önemli fırsatlar sunacağını düşünüyorum.
Paylaş