Paylaş
Geçen hafta “Siyasi tıkanıklığın aşılmış olmasının yurtiçi piyasalar üzerinde güçlü pozitif etkisi olacağını düşünüyorum. BIST özelinde 85.000 USDTRL cephesinde 2,80 haftanın ilk bölümünde test edilebilir. Ancak ikinci dalga ile BIST'in kasım ayı içinde 90.000-92.000 bandına yükselmesi, USDTRL 'nin 2,70 civarına gerileyebilmesi için iki potansiyel riskin realize olmamasına ihtiyaç olduğu görüşündeyim. İlki cuma açıklanacak ABD tarım dışı istihdam” değerlendirmesine yer vermiştim.
Gerçekten de haftanın ilk günü BIST 84.350 puana kadar yükseldi. USDTRL 30 dakika süren 2,75-2,79 bandındaki seyri yok sayarsak 2,80’e kadar geriledi ama devamı gelmedi. İkinci perde için ABD istihdam verisi beklendi.
Cuma günü bu engel aşılamadı ve güçlü istihdam verisi FED’in Aralık ayında faiz artırımına başlama olasılığını ilgili opsiyon piyasalarında % 70‘e yükseltti. Borsa haftayı 82.000 puanın hemen altında USDTRL 2,91’in üzerinde tamamladı.
4 Aralıkta açıklanacak istihdam verisi zayıf gelmezse ABD Merkez Bankasının 16 Aralık tarihli toplantıda faiz artırım dönemini fiilen başlatması bekleniyor. Bu ne demek ?
FED şu anda % 0,25 olan haftalık borç verme faiz oranını olağan dışı bir gelişme yaşanmazsa önümüzdeki iki yıl belirli aralıklarla yükselterek % 2’nin üzerine çıkaracak.
Parayı ABD dolarına park etmenin ödülünün artacak olması kuşkusuz son derece önemli bir gelişme. FED ‘in Aralık ayında bu dönemi başlatma ihtimali yükselince Cuma günü dolar dünya genelinde değer kazandı.
Euro ise hem dolara hem diğer para birimlerine karşı zayıf seyrini sürdürüyor. ABD ‘nin aksine 3 Aralık tarihli toplantıda Avrupa Merkez Bankasının Euro bolluğunu arttıracak hamleler yapması ve eksi binde iki olan borç alma faizini daha da düşürmesi bekleniyor.
Bunlar geride bıraktığımız haftanın olan biteni. Biz şimdi geleceği tartışalım.
Kasım – Aralık perdesinde piyasalar
Yurtdışında piyasaları domine edecek üç kritik tarih var. 3 Aralık ECB ( Avrupa Merkez Bankası ) toplantısı, 4 Aralık ABD istihdam verisi ve 16 Aralık FED toplantısı.
Önümüzdeki 2 hafta takvimsel olarak sabıkalı. Geçmiş yıllara bakınca kasım ayının ikinci ve üçüncü haftasının ağırlıkla sert düzeltme perdelerine sahne olduğunu görüyoruz.
Bu sene de yinelenir mi ? ABD verisi ile baş gösteren eyvah FED duygusu pekala buna vesile olabilir. Ancak bunun kısa süreli & geçici olacağını tahmin ediyorum.
Çünkü 3 Aralık tarihi yaklaştıkça Avrupa’da Merkez Bankası bizi paraya boğacak algısı kendini hissettirecek ve piyasaları destekleyecektir. Eş zamanlı olarak bizde de kasımın son haftası bakanlar kurulu belli olacak ve reform paketi pozitif beklenti olarak radara girecek.
Ancak 4 Aralık ABD istihdam verisi de beklentiyi karşılarsa yılın son parkurunda ( 3 Aralık ECB sonrası - 16 Aralık FED öncesi bölüm ) bir tur daha eyvah FED sendromu hissedebiliriz.
Özetle önümüzdeki altı hafta ikişer haftalık üç ayrı dilim halinde bolca slaloma sahne olmaya aday. Sayılı gün çabuk geçer, ya sonra ?
İşte cümbüş orada yani ( FED bir kez daha ötelemez ve faiz artırımını 16 Aralıkta gerçekleştirirse ) 2016 yılında yaşanacak.
2016 Yılında Piyasalar
Bazı iktisatçılar FED ‘in faiz artırım perdesini aralaması ile dünyada bambaşka bir dönemin başlayacağı, paranın yükselen ödülden hareket ile evine ( ABD ) döneceği bu durumun diğer ülkelerde bir tsunamiye neden olacağı görüşündeler.
FED’in hamlesini takiben bambaşka bir dönemin başlayacağında mutabıkım. Ama biçiminde ayrılıyor, tsunami bekleyenlerin önemli bir detayı atladıklarını düşünüyorum.
Finansal piyasalar her tür beklentiyi önceden fiyatlar, gerçekleşince de satar. Bu noktada bir bakalım FED hangi cephede ne kadar fiyatlanmış. Tartışmaya öyle devam edelim.
Yukarıdaki tablo eski FED Başkanı Bernanke’nin normalleşme dönemine geçileceğine yönelik sinyali vermesinden bugüne doların diğer ülkelerde ne kadar değer kazandığını gösteriyor.
ABD doları Mayıs 2013’den bugüne gelişmiş ülke paralarına karşı ortalama % 18, gelişen ülke paralarına karşı ortalama % 52 değer kazandı. Bu 2,5 yıllık perdede gelişmiş ülke borsaları % 30 yükselirken, gelişen ülke borsaları ( lokal para birimleri cinsinden ) ortalama % 10 değer kaybetti. Kur etkisi de dahil edilirse gelişen borsalar görece % 60 iskonto kazandı.
Biri çıksa dolara bu yetmez bir bu kadar daha yükselecek dese katılmasak da saygı duymamız gerekir. Para piyasalarında iddia olmaz fikir olur. Şurası dip burası tepe demek güçtür.
Ancak tahvil piyasaları farklıdır. Dam & çatı bellidir. Meseleye düz ve basit bakarsanız FED şu anda 0,25 olan politika faizini 2016 sonunda 1,37 2017 sonunda 2,62 ‘ye yükseltmeyi planlıyor. Bu kadarını bile gerçekleştirebilmesi beklenmiyor ama resmi projeksiyon böyle.
Yani önümüzdeki bir yılda faiz oranlarının toplam 1,1 puan iki yılda 2,4 puan yükseltilmesi planlanıyor. ABD rayici yükseltiyorsa diğer ülkelerde de faizin yükselmesi gerekecek.
Bakalım geride kalan 2,5 yılda tahvil piyasaları FED’i ne kadar fiyatlamış ?
Bernanke’nin sinyalinden ( Mayıs 2013 ) bugüne kırılgan sayılan ülkelerde tahvil faizleri ortalama 3 puan yükseldi. 18 Mart 2015 tarihli toplantıda hatırlarsanız FED sabır kelimesini kaldırmış ve faiz artırımına ilişkin son işareti de vermişti.
Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişen ülkelerin tahvil faizlerindeki yükselişin önemli kısmı bu son 8 aylık perdede yani sabır kelimesi kalktıktan, son işaret verildikten sonra gerçekleşti.
Ne bekleniyor çok merak ediyorum. ABD faiz oranlarını 1 yıl sonra 1 puan kadar yükseltmiş olacak diye gelişen ülkelerde faizlerin 5 puan mı yükseleceği düşünülüyor ?
O devir çok gerilerde kaldı. Gelişen ülkelerin kamu borç oranı ABD ‘ye kıyasla daha az, önemli bir bölümünde bütçe açığı daha düşük. Enflasyon oranlarındaki yükseliş ise kur artışı kaynaklı ve kalıcı değil.
İşte bu nedenle ben FED faktörünün büyük ölçüde fiyatlarda olduğunu önümüzdeki 6 hafta içinde iki ayrı perde ile final sahnesinin de yaşanacağını ve sonrasında ABD Merkez Bankasının önümüzdeki en azından bir yıl boyunca gerçekleştireceği faiz artırımlarının piyasaları negatif etkilemeyeceğini düşünüyorum.
Bir adım daha ileri gideyim; gelişen ülkelere giriş yapmak için pek çok fonun ufuktaki bu kötü haberin geride kalmasını beklediğini, vaka gerçekleştikten sonra harekete geçeceklerini ve 2016 bütününde gelişen ülke varlıklarının gelişmiş ülke varlıklarından daha iyi performans göstereceğini tahmin ediyorum.
Özetle FED’in faiz artırım dönemini başlatmasının gelişen ülkelerde bir tsunamiye değil bir yıl kadar sürecek bir ralliye neden olmasını bekliyorum. Madde madde devam edelim;
1- FED faizi arttırana başka bir deyişle beklenti gerçekleşene kadar ( önümüzdeki 6 hafta içinde ) USD’nin diğer ülke paralarına karşı % 3,5 - % 5 arası oranlarda son bir kedi sıçraması daha gerçekleştirmesi mümkün.
Benzer şekilde gelişen ülke 10Y tahvil faizlerinde 0,6 puan kadar yükseliş yaşanabilir. Borsalar % 5 kadar gerileyebilir.
2- İşte bu perdenin dünya genelinde tam bir av mevsimine sahne olacağını, FED’in faiz artırım dönemini başlatmasını takiben doların bir yıl kadar sürebilecek bir düşüş trendine gireceğini, gelişen ülke varlıkları ile birlikte altın ve gümüşün de güçlü bir ralliye yelken açacağını düşünüyorum.
3- Bu nedenle önümüzdeki 2 veya 6 haftalık perde içinde USDTRL ‘de 2,97 (belki 3,04 ) seviyesine yönelimin çok önemli bir satış, önümüzdeki 2 hafta içinde 83.500 seviyesini geçmesi zor görünen BIST 100 endeksi 77.000 – 78.000 bandına savrulursa çok önemli bir alış fırsatı sunacağı görüşündeyim.
4- Çünkü USD ‘nin diğer ülke paralarına karşı geride kalan 2,5 yılda kaydettiği primin 2016 bütününde 1/3’ünü geri vererek beklenti bitti satışları ile cari değerine göre ortalama % 15 değer kaybedeceğini,
5- 2011 yılından bugüne değer kaybeden altının son eyvah FED perdesinde çekici bir alım fırsatı sunacağını, gram fiyatta 99.5 TL veya 96 TL seviyesinde, gümüşte 13,4-13,7 USD bandı içinde taban oluşumunun tamamlanabileceğini,
6- Geçen haftayı % 9,85 ile tamamlayan 10 yıl vadeli Türk tahvilinde % 10,30-10,50 bandının alım yönünde işlemler için yeterince çekici olduğunu düşünüyorum.
7- Önümüzdeki 6 hafta içinde EURUSD paritesi eyvah FED duygusu & Avrupa bizi paraya boğacak algısı eşliğinde 1,04 ‘e kadar gerileyebilir ve taban oluşumu bu seviyede gerçekleşebilir.
Ancak bu 6 hafta içinde 1,04 aşağı kırılır ve stop loss & panik satışlarla 1,00 altına savrulma yaşanırsa euro adına çok çekici bir alım fırsatı oluşacaktır ki ben 0,95 seviyesini bu senaryoda bir aşırılaşma adresi ve euro’ya geçiş için piyango bileti olarak görüyorum.
8- Bu dış perspektif içinde Borsa İstanbul’u 2016 ikinci yarısı içinde 105.000 puanı test etmeye aday buluyorum. Yurtiçi pozitif faktörler ile bu dönemin desteklenmesi durumunda rallinin 125.000 puana kadar da sürmesi mümkün.
Ancak siyasi tıkanıklık aşılmış olmakla birlikte başkanlık sistemine yönelik tartışmalar bir yıl kadar sonra referandum ve / veya başkanlık seçimi gibi gündemleri üretmeye aday göründüğü için BIST’de 125.000 senaryosunun şansını görece daha düşük buluyorum.
9- Gram altın cephesinde ise 2016 yılının ikinci yarısı içinde 120 TL’nin, içsel negatif sürprizler ile karşılaşılmaması durumunda USDTRL ‘de önümüzdeki 10-12 ay içinde 2,50 seviyesinin test edebileceğini ve 10Y Türk tahvilinde faiz oranının % 8,0-8,50 bandına kadar gerileyebileceğini düşünüyorum.
10- Yurtiçi piyasalara yönelik tahminlerim geride kalan 2,5 yılda karşılaştığımız major negatif sürprizlerin yinelenmeyeceği beklenti & varsayımına dayanıyor.
Finansal piyasaları tahmin etmek hava durumunu öngörmeye benzemiyor. Paylaştığım görüşlerin bir iddia veya garanti olarak değil, lafı gevelemeden gerçekleştirilmiş bir zihin jimnastiği olarak değerlendirilmesini diliyorum.
22 Kasım Pazar akşamı saat 23:00 de yayınlanacak bir sonraki pusulada buluşmak üzere...
Anlık – Günlük Değerlendirmeler
Pazartesi günleri 17:40’da TRT Türk ve diğer günler 17:45’de Kanal B’de piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri 23:00’de BIG PARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum.
Paylaş