Paylaş
2016 yılında doların hareketlerine endekslenmiş olacak olan bir fiyatlama süreci; yani FED’in atacağı adımların konuşulacağı bir yıl olması bekleniyor. FED hem güvenirliliğini korumak hem de piyasa dinamiklerini bozmamak adına faiz artırımının ilk adımını Aralık ayında gerçekleştirebilir. Her ne kadar Eylül ayı toplantısında Çin’deki gelişmeleri göz önünde bulunduracağını belirtse de, Ekim toplantısında bu politikayı terk ettiği imajının piyasaya yayılması dolarda daha önceki gevşemenin ortadan kısmen da olsa kalkmasına sebep oldu. Tüm gelişmekte olan ülke piyasalarında olduğu gibi bizim yerel piyasalarda da bu hamle büyük ölçüde fiyatlandı denilebilir ancak FED’in faizi muhtemelen sınırlı düzeyde artıracağı beklense bile, bunun devamının hangi zaman dilimleri içinde gerçekleşeceği de önemli bir konu olarak piyasaları düşündürmektedir. Piyasa fiyatlamasını bozacak başka herhangi bir dinamik ortaya çıkmazsa (Paris’teki son terör saldırıları vs) FED’in kararlarına paralel Dolar tarafında yükseliş hareketi korunabilir. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması büyük ölçüde fiyatlanırken, iç piyasadaki fiyat hareketlerinin dış etkenlere bağlı olmaya başlayacağı bir döneme girilmiş olundu. FED’den faiz artırım adımı gelirse kurda 3.07’in üzerinde 3.10-3.15 aralığı tepe noktaları olarak ortaya çıkabilir. 2.80-2.90 aralığı da kısa vadede fiyat hareketlerinin izlenebileceği bir alan olarak görülebilir. Ana tema olarak bakıldığında ise uzun vadede kur tarafında genel eğilimin yukarı yönlü olduğunu söylemekte fayda var.
2016 YILINDA ALTIN..
FED’in destekleyeceği güçlü dolar politikası küresel anlamda altın tarafını baskılayacağı için onstaki geri çekilme 2016 yılında da devam edebilir. Burada 2012 yılından bu yana uzun vadeli korunan düşüş trendini göz önünde bulundurduğumuzda, fiyat hareketlerinin bir süreliğine 1050-1200 bandında dolaşabileceğini söylemek mümkün gözüküyor. FED riskini emtia tarafını baskılamasından kaynaklı altında yükselişler sınırlı kalabilir ve bu bahsettiğimiz aralık yukarı yönlü geçilmeden güçlü bir ralli beklememek gerekir. Altın eğer bu seviyeleri aşıyorsa piyasalarda dünyadaki başka gelişmeler ve ihtimaller fiyatlanmaktadır denilebilir.
2016 YILINDA GRAM ALTIN..
Son dönemde iç ve dış piyasadaki gelişmelerin en çok etkilediği paritelerden biri de hiç kuşkusuz GAU/TRY oldu. Çin’in piyasalarda yarattığı sarsıntı altına olan güvenli liman talebini artırınca, hem Dolar/TL hem de XAU/USD fiyatlarındaki sert yükselişler gram altının 110-114 bandında hareket etmesini desteklemişti. Gram Altın fiyatlarının seyri için farklı senaryolar ele alınabilir. Çin ekonomik verilerinin düzelme göstermesi ve FED’in 2016 yılı içerisinde faiz artırım hamlesini devreye sokmasıyla satım fırsatları değerlendirilerek alt tarafta 95-98 aralığı test edilebilir. Buna karşın kurulacak hükümetin uygulayacağı ekonomik reformlar piyasaları tatmin etmez ve TCMB de etkin bir rol üstlenmekten kaçınmaya devam ederse, TL’deki zayıflıklara bağlı olarak gram altında tekrar 110-115 bandı hedef haline gelebilir.
2016 YILINDA PORTFÖY SEÇİMİ..
Küresel piyasalardaki çalkantılar, yılın büyük bir bölümünde yaşanan siyasi gündemdeki belirsizlikler, artan güvenlik endişeleri ve jeopolitik risklerin gölgesinde geçen bir yılın sonuna yaklaşmış bulunuyoruz. Ancak son seçim sonuçları sonrasında siyasi belirsizliklerin ortadan kalması, yeni hükümetin önümüzdeki dört yıl boyunca ekonomiyi canlandırmak ve yapısal sorunları gidermek amacıyla geniş bir reform paketini uygulayacağı beklentileri ile 2016 yılında daha hızlı bir büyüme kaydedileceği umutlarımız taze kalarak önümüze bakıyoruz.
Seçimler sonrası oluşan bahar havasını da hesaba katarak 2016 yılında %20 nakit, % 10 altın, %20 döviz, % 50 senet şeklinde bir portföy denenebilir. Euro Bölgesi’nin uyguladığı para politikaları sonrası Euro’daki değer kayıplarına iç piyasada reformlara odaklanarak, kalkınma ve rekabet gücü artırılırsa, TL’deki kazanımların da devam etmesiyle döviz cephesinde düşüşler görülebilir. Bu noktada Amerika Merkez Bankası’nın (FED) atacağı faiz adımları, Çin’den gelecek kritik ihracat, PMI ve büyüme hızlarındaki ivme de yakından izlenmelidir. İç piyasada ise ekonomik hamlelerin artarak, beklentilerin üzerinde bir yükseliş kaydedilmesi beklentileri eşliğinde 2016 yılında döviz tarafında pozisyon alınması hususunda kesinlikle acele edilmemelidir.
Böyle bir ortamda yatırımcılar hisse seçimlerinin dağılımında portföylerinde %30 oranında bankacılık sektörü hisselerine, %20 oranında holdinglere, %25 oranında endeksin lokomotifi konumundaki büyük sanayi şirketlerine, %10 oranında büyüme potansiyeli olan gıda perakendesi veya telekomünikasyon sektörlerine, %15 oranında da otomotiv sektörüne dağılacak şekilde yer verebilir. Böyle bir portföyü zamana yaymak (endeksteki gevşemelerde kademeli alımlar yaparak) daha sağlıklı sonuçlar alabilirler.
Paylaş