Paylaş
Piyasadaki konsensüs faizlerde değişim olmayacağı yönünde. Fakat geçen aya benzer bir şekilde sürpriz yaşanmayacak olsa da, faizlerde aşağı yönlü yapılabilecek bir düzenleme konusunda piyasalara sinyal verilebilir.
Düşük faiz baskısı para politikasını anlaşılmaz kıldı
TCMB eski başkanı Erdem Başçı zamanında başlayan sadeleşme süreci yeni başkan Çetinkaya ile birlikte şu an için rafa kalkmış gözüküyor. Sadeleşme süreci ile amaçlanan, daha sade ve anlaşılabilir bir para politikası yaratmaktı. Fakat geldiğimiz nokta itibariyle para politikası son derece karışık ve anlaşılmaz bir hal almış durumda. Hükümetin düşük faiz baskısına uzun süre direnen TCMB Ocak ayı başında, kaos olarak nitelendirebileceğimiz bir ortamda, yine faizleri artırmayarak sıra dışı yöntemlerle likidite koşullarında sıkılaşmaya gitti. Örtülü faiz artırımı olarak nitelendirilen bu hamle çerçevesinde politika faizini kullanmayı bırakan TCMB, fonlamanın büyük bir kısmını faiz koridorunun üst bandı ve geç likidite penceresinden gerçekleştirmeye başladı. Ve böylelikle fonlama maliyeti, politika faizi değişmeden yüzde 12’lere kadar ulaşmış oldu.
“Örtülü faiz indirimleri” başlamalı
Enflasyonda Şubat ayından beri çift hanelerdeyiz. Temel görevi fiyat istikrarı olan TCMB, enflasyonda belirgin bir iyileşme görülene kadar para politikasındaki sıkı duruşun korunacağını her defasında dile getiriyor. Enflasyonda son dönem verisine baktığımızda ise yüzde 11.72 ile 9 yılın zirvesinden gerilemenin yaşandığını görüyoruz. Yaşanan bu zirveden dönüş hareketiyle enflasyon tarafında beklentilerin biraz iyimserleştiğini söyleyebilirim. Neresinden bakacak olursak olalım rakam hala çok yüksek seviyelerde. Fakat enflasyonda en kötünün geride kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Hükümetin gıda fiyatları konusunda aldığı bir takım önlemler var. Ayrıca bir yıla yakındır uygulanan gevşek mali politikanın da artık sonuna geldik. Son gelen pozitif veriler ekonominin de bunu kaldırabileceğini gösteriyor. Döviz kuruna baktığımızda ise 3.50 civarında stabil bir seyir izlediğini görüyoruz.
Enflasyon tarafı tüm bu faktörlerin etkisiyle Haziran’dan itibaren düşüşe geçecek gibi duruyor. Fakat faiz artırımı konusunda piyasanın gerisinde kalmakla eleştirilen TCMB, belki de bu defa faiz indirimi konusunda piyasanın gerisinde. Carry trade için en cazip para birimi haline geldik. Ayrıca Japon ev kadınları yüksek faiz sebebiyle Türk tahvillerine geri döndü. İçeriye baktığımızda ise mevduat ve kredi faiz oranlarının yüzde 14-15 seviyelerinde seyrettiğini görüyoruz. Küresel konjonktür müsait. Enflasyon ve kur tarafında da beklentiler iyileşti. Artık TCMB’nin ufak adımlarla fonlama maliyetini aşağı çekmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu ortamda sadeleşme sürecine tekrar dönmek mümkün gözükmüyor. Ama en azından fonlama kompozisyonu değiştirilerek fonlama maliyetinde 15-20 baz puan indirime gidilebilir. Bu hem piyasanın tepkisini görmek adına fırsat yaratacak hem de gerekli olduğu bir ortamda ilave sıkılaştırma için Merkez’e ekstra alan yaratacaktır.
Paylaş