Merkez Bankası toplantısı beklenirken...

Bu haftanın ağırlıklı gündemi Perşembe günkü Merkez Bankası toplantısı ve faiz kararı olacak gibi

S&P’nin Türkiye’nin kredi notuyla ilgili değerlendirmesiyle birlikte bu haftanın ağırlıklı gündemi Perşembe günkü Merkez Bankası toplantısı ve faiz kararı olacak gibi.

Zeynel BALCI
Meksa Yatırım / Stratejist
 

Başbakanın seçim sonrası “Merkez Bankası daha önce olağanüstü toplanmak suretiyle nasıl yükselttiyse bu seferde olağanüstü toplanıp faizi düşürmesi gerekir” açıklaması, Merkez Bankası başkanı Başçı’nın da bu söyleme kısmen onay vermesiyle piyasalarda bu yönde beklenti oluşmuştu.

Ama geçen ayki toplantıda merkez bankası faiz indirimi yapmadı. Belki Merkez Bankası’nın Haziran’a kadar enflasyonu yüksek beklemesi, belki aynı ligde yer aldığımız Rusya ve Brezilya’nın faiz artırması veya likidite kısma süreci devam eden FED politikalarına karşı gardını almak   gerekçesi faiz oranlarının sabit tutulmasında etkili olmuş olabilir.

Faiz için en önemli parametrelerden biri enflasyondur. Hatırlatmak açısından, geçtiğimiz yıllarda bazı ekonomi yönetimleri “Enflasyonu düşürmeden faizi düşürüp”, hazine borçlanma ihaleleri iptal edilip piyasada bol likidite bırakılmıştı. Faiz ile enflasyon arasındaki makas açıldı, faiz baskı altında kalırken enflasyon yükseldi. Ama sonrasında piyasa hesabı görüp, gerekli düzletmeyi acı bir şekilde yapmıştı.  Ekonominin de doğa kanunları gibi “Dere yatağına ev yaparsan sel alır, veya fay hattı üzerine bina yaparsan depremde yıkılır” gibi  kendine özel yasaları ve işleyişi vardır. Piyasa dışı zorlamalarda yanlış hesap bir şekilde Bağdat’tan dönüyor. Merkez Bankası şimdiye kadar çoğunlukla doğru hamleler yaptı. Faiz araçtır, ekonominin gereği olarak artırmak gerekirse artırılır, düşürmek gerekirse de düşürülür, ihtiyaca göre kullanılır, gözüyle gördü.

Ama bu haftaki toplantıda piyasanın faiz indirim beklentisi daha da güç kazanmış görülüyor. Ağırlık 50 baz puan ama 100 baz puanlık indirim de beklentiler dahilinde. Faiz indirimi için enflasyonda düşüş beklediği Haziran ayını bekler diyenler de var.  İndirim beklentilerinin referans noktası, piyasada gösterge faiz ve 10 yıllık tahvil faiz oranlarının yüzde 9 seviyesine yaklaşması ve merkez bankası oranın altında seyretmesi, olarak görülüyor. Ayrıca gerek FED, gerekse Avrupa ve Japon merkez bankalarının “Gevşek para ve düşük faiz” politikalarına devam kararının tekrar vurgulanması, dış piyasalarda iyimserliğin korunması diğer referans noktaları.

50 bazlık indirimin gerek borsaya gerekse faiz ve döviz seviyeleri üzerine etkileri olumlu ancak sınırlı kalabilir. Yıllık TÜFE yüzde 9.38 iken çok zor görülen 100 baz indirim gerçekleşirse piyasaya etkileri tabi ki daha olumlu ve ciddi olacaktır. Bizim beklentimiz de Merkez Bankasının faiz oranlarını, bu ay da sabit tutarsa sürpriz görmemekle birlikte, 50 baz puanlık indirimin daha olası olduğu, bunun da piyasalar üzerinde fazlaca bir dalgalanmaya neden olmayacağı yönünde. 50 baz puanlık indirimle birlikte borsada banka hisselerinin öncülüğünde tekrar 77 bin, gösterge faiz oranlarında yüzde 9.00 seviyesine çekilme  veya 9.00’un hafif altı, Dolar/TL’de ise 2.10 seviyesinin üzerinde 2.15 önemli noktalar olarak görülebilir. Dip not olarak vermek gerekirse, Perşembe Merkez Bankası toplantısı, Cuma günü ise S&P’nin Türkiye değerlendirmesi bekleniyor. Merkez Bankası toplantısı S&P’nin değerlendirmesi sonrası yapılsa önünü daha net görmek açısından yararlı olabilir miydi?
Yazarın Tüm Yazıları