Paylaş
Küresel faizlerin düşmesi ve ciddi miktarda yapılan parasal teşvikler neticesinde borsalar mart ayından itibaren ciddi bir yükseliş yaşadı. Bu yükselişler Nasdaq’da yüzde 88’i bulurken, Dow, S&P ve Dax tarafında ise ortalama yüzde 65 civarında gerçekleşti. Son dönemde ise bu yükselişlerin bir düzeltmesi yaşanıyor.
Piyasalar merkez bankalarından alacaklarını aldılar. Artık o taraftan piyasaları heyecanlandıracak yeni bir adım gelmiyor. Faizler zaten dip seviyede. Orada bir adım atılamaz. Parasal genişleme de ciddi miktarlarda olduğu için üzerine ek yapılamıyor. Bu nedenle merkez bankaları bazlı yükselişler azaldı. Diğer yandan pandemi riski devam ediyor. Bu konunun ekonomileri ne kadar bir süre daha etkileyeceğini kestirmek çok zor. Son olarak, ABD’de yaklaşan seçimlerin risk iştahını azaltıcı bir etkisi olacaktır diye düşünüyorum. Seçimi kim kazanır belli olmaz ancak Biden’in anketlerde önde olması piyasalar açısından iyi olmayacaktır. Çünkü başta kurumlar vergisini artırmak olmak üzere, piyasaların sevmeyeceği bazı adımlar atabilir. Bu durum piyasaları seçim öncesi rahatsız edebilir.
Nasdaq, Dow, S&P ve Dax geçen hafta yükseliş trendlerini bozdular. Ardından toparlanma geldi fakat bu yükselişler satış fırsatı olarak değerlendiriliyor. Bu aşamada yükselişlere temkinli bakmak gerekecektir.
Borsa İstanbul 100 endeksine (BIST100) baktığımızda ise yurt dışı ile olan korelasyonun azaldığını ve kendi dinamiklerinde hareket ettiğini görmekteyiz. BIST100 için bu aşamada yukarı yönde kuvvetli bir potansiyel göremiyorum. Bunun sebebi ise, ülke risk priminin 513 seviyelerinde olması, TL’nin baskı altında kalması ve jeopolitik risklerin masada olması olarak ifade edebilir. Diğer yandan BIST100, MSCI gelişmekte olan ülke piyasalarına göre geride kaldı. Yani makas BIST100 aleyhine açıldı. Bu nedenle artık düşüşlerde kademeli fırsatlar vermeye devam edebilir diye düşünüyorum. Özellikle dolar bazında ucuz olması bu talebi canlandırabilir. Burada teknik olarak 1070-1060 bölgesini ilk kritik bölge olarak izliyorum.
Paylaş