Paylaş
Geçen yılın mart ayında pandemi patladıktan sonra başta Fed olmak üzere diğer büyük merkez bankaları piyasaya ciddi miktarlarda teşvik sağladılar. Bu kapsamda ekonomilerde ve piyasalarda toparlanmalar gördük. Fakat gelinen mevcut durumda enflasyon riski kuvvetli bir şekilde masada duruyor. ABD’de enflasyon son 20 yılın en yükseğine gelirken, diğer ülkelerde de benzer şekilde riskler mevcut. Tabii gıda fiyatlarında yaşanan sert yükselişlerin de buradaki rolünü yok sayamayız.
Fed Başkanı Powell, her ne kadar enflasyonun geçici olduğunu söyleyip piyasaları sakinleştirmek istese de Fed üyeleri içerisinde ayrışmaların artık önemli boyuta geldiğini görmekteyiz. St. Louis Fed Başkanı Bullard, Dallas Fed Başkanı Kaplan, Boston Fed Başkanı Rosengren ve Fed yöneticisi Waller gibi üyeler enflasyon riskine dikkat çekerek, bir an önce tahvil alımlarının azaltılması gerektiğini ısrarla ifade ediyor. Fed içerisinde tapering (varlık alımının azaltılması) seslerinin artması neticesinde dolar endeksi gücünü korurken, risk iştahında ise kısmi bir düşüş görmekteyiz.
22 Eylül Fed toplantısına kadar bir tarım dışı istihdam ve bir enflasyon verisi göreceğiz. Bu veriler artık tapering’in gelip gelmeyeceğine yönelik beklentilerin netleşmesine neden olacaktır.
Fed mevcut durumda her ay 120 milyar dolarlık tahvil alımı yapıyor. Eylül ayındaki toplantıda bunun azaltılacağına yönelik bir karar gelirse, bu durum küresel risk iştahı ve özellikle gelişmekte olan ülke piyasaları için negatif bir sürecin başlangıcı olacaktır. Bu süreçte dolar küresel bazda güçlü kalmaya devam edecektir. Tapering eylül ayında gelmez ve ertelenirse hareketler de gecikecektir. Fakat kaçınılmaz sona gidildiğini söyleyebiliriz.
Paylaş