Paylaş
Son beş aydır sizlerle, gerek yurtdışından gelen olumsuzluklar gerekse merkez bankamızın yürütmüş olduğu para politikalarının etkilerini ve bunların piyasamızın geleceği açısından sonuçlarının neler olacağını anlatmaya çalıştım. Kasım 2010’da başlayan huzursuz hava Mayıs 2011’e gelmemize rağmen performansından pek bir şey kaybetmişe benzemiyor.
Oysa bu süreçte doğusu ve batısıyla dünyadaki olumsuzluklar görece azalmış görünüyor. Yalnız içerdeki sıkıntımız aynı! Soru işaretleri aynı! Bankaların merkez bankası politikaları sonucu davranışları ne olacak? Karlılıkları düşecek mi? Dolaylı olarak istihdama katkıları hangi açılardan etkilenecek? Özellikle bugün gelen ek munzam tedbirleri ne kadar sıkı bir politikaya gidildiğinin göstergesi.
Hep söylediğim gibi bu tedbirler kısa vadeli borsa açısından satış baskısı oluştursa da orta ve uzun vadeli ekonomik açıdan atılmış çok önemli adımlar. Yalnız bu süreç bana, 2009 sonunda faiz indirim süreciyle bankaların kar yazma güçlerini kaybedecekleri demeçlerini hatırlatıyor. Ve şu anki tabloya baktığımda yüzümde tatlı bir tebessüm oluşuyor. Piyasayı takip eden yatırımcılar zaten bu gülümsenin nedenini çoktan anlamışlardır!
Haziran 2011 seçimlerine beş hafta kala çok korktuğum seçim ekonomisinin yoğun bir şekilde yaşanmaması zaten talep enflasyonu endişesi yaşayan bir ekonomi içinde önemli bir etki olacaktır diye düşünüyorum. Bununda sonuçlarını ilerleyen çeyreklerde açıkça göreceğiz.
Ekonomide istikrar politikasının devamlılığı halinde kredi derecelendirme kuruluşlarının sürpriz yapma olasılığı bulunduğu şu anki ortamda ilk çeyrek karlarının orta ve küçük ölçekli şirketler için beklentilerden iyi gelmesi büyüyen bir ekonomi açısından olumlu etkiler doğuracaktır.
Altını çizmek istediğim konu ise mevcut ekonomimiz içerisinde bir takım aksak performanslar olsa da tüm bacaklarıyla kusursuz bir yapıya ulaşmanın imkansız olduğu. İktisat bilgileriyle sizi fazla sıkmadan sadece kafamdaki soru işaretini sizlerle paylaşmak isterim. Dünyada böylesi kusursuz bir ekonomik yapıya ulaşılabilir mi? Kim bilir belki bir yerlerde vardır!
Bu haftaki teknik yorumumda, VOB30 kontratlarında 70 bin-87 bin yükseliş bandımızın ilk düzeltme yani satışlarda gelinebilecek ilk destek bölgesinin kabaca 82 bin 800 olduğunu söyleyebilirim ki şu anda bu destek dirence dönüşmüş durumda. Grafiği incelediğimizde düzeltmelerin yüzde doksan standart sapmayla destek ve direnç olarak çalıştığını söyleyebilirim. Geçen hafta sonuna doğru gelen satışların ana trendin son düzeltme direnci olan kabaca 87 bin seviyelerinden gelmesi de bize burada yine tekniğin kusursuz çalıştığını gösteriyor. Olumlu tabloda bu direncin kırılması VOB30’da 90 binlere İMKB100’de ise 72 binlere ulaşmamızı sağlayacaktı.
Olumsuz tabloda ise 81 bin 500-79 bin 500 bölgesi merkez bankası toplantısına kadar bizi destekleyecek bir alt bölge olacak. Seçim rallisi olasılığı ise ancak bu dönemden sonra başlayabilir gibi görünüyor. Zaten bu bölgeden yukarı yönlü oluşabilecek bir hareket ise haftalık grafiklerde olası bir ters omuz baş yükseliş formasyonuna girmemizi sağlar. Haftalık ve aylık grafikler ise dalgalıda olsa hedef seviyemizin formasyon gereği eski zirveler olduğunu gösteriyor. Dalga boylarının yerinde tespiti ve uygun hisselerde alınan pozisyonlarla karlı bir dönem geçirmenizin mümkün olduğu bu dönemde risk algılarınızın alışık olduğunuz piyasa koşullarının dışına çıkacağının da son olarak altını çizmeliyim.
Gelen sorular üzerine altını çizmek istediğim bir konu var ki genel olarak VOB’la ilgili vermiş olduğum yukarı ya da aşağı yönlü teknik göstergeler İMKB içinde geçerli olduğu. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak isteyenler bana e-mailimden ulaşabilirler.
Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle...
Ergün TEKGÜL
Trader
Global Menkul Değerler A.Ş.
ergunt@global.com.tr
Paylaş