Paylaş
İki hafta önce kaleme aldığım Pusula’da dört hafta değer kaybı yaşayan dünya borsalarında ara negatif akım olarak gördüğüm bu seyrin sona ermesini beklediğimi ve ara bir pozitif akıma sahne olarak önümüzdeki birkaç hafta değer artışı kaydetmelerini daha olası bulduğumu sizlerle paylaşmıştım.
Bu konuda tahminim doğru çıktı ve dünya borsaları Ekim ayının ilk yedi işlem gününde dolar bazında yüzde 4,5 değer artışı kaydettiler.
Yine aynı yazıda artacak risk alma iştahının doların dünya genelinde değer kaybetmesine neden olmasını beklediğimi bu akımın etkisi ile USDTRY cephesinde 7,75 üzerine seyahatin zorlaştığını düşündüğümü aşağıda 7,25’e kadar bir alan oluştuğunu ifade ettim.
TRY yine sürpriz yaptı ve dolar dünya genelinde yüzde 1,6 değer kaybına uğrarken ülkemizde yüzde 1,8 yükseliş kaydederek beni yanılttı.
Samimiyetle ifade etmem gerekirse TRY konusunda yanılmam beni şaşırtmadı. Para birimimiz beş senedir sürprizlerle dolu ve dış iklimden bağımsız fiyatlamaların tabelaya yansıdığına ilk kez şahit olmuyoruz.
Küresel piyasalar ile yurt içi piyasaları birbirinden ayıran belki de en önemli özellik olası haber akışının yurtdışı özelinde öngörülebilir Türkiye özelinde ise öngörülemez oluşu.
BORSALARDA YÜKSELİŞ SÜRER Mİ?
Bu gerçeği göz ardı etmeden aklımın erdiği cephe olan yurt dışı piyasalar ile devam edelim.
Eylül ayında 26,400 puana kadar gerileyen Dow Jones (ABD) geçen haftayı 28.586 seviyesinde tamamladı.
Yeni mali teşvik paketi beklentisi bu hareketin en önemli besin kaynağı ve gerçekleşmedikçe ABD liderliğinde borsa endekslerinde yükselişin sürmesi mümkün.
Nereye kadar derseniz bu hafta özelinde 29.500 bir sonraki hafta 30.500 civarını bir çırpıda aşılması güç adresler olarak görüyorum.
Yardım paketi konusunda mutlu son manşeti gelirse ?
Piyasa gözü ile bakarsak varlığını koruyan beklenti gerçekleşerek tüketilen beklentiden iyidir yaklaşımı ile Cumhuriyetçiler ve Demokratlar yardım konusunda anlaştı manşetini borsalarda beklenti bitti satışını tetikleme potansiyeli olan bir risk olarak görmek daha doğru.
Şüphesiz bu yönde bir fiyatlama beklemek için endekslerin de direnç seviyelerine ulaştığını görmemiz gerekir. Halen Dow Jones benim dikkate alınır direnç olarak gördüğüm bölgeden yüzde 4,5 aşağıda.
Neyin ne zaman gerçekleşeceğini kuşkusuz hiç birimiz bilemeyiz ama yüksek sesle düşünür tatta yazmam gerekirse ben 3 Kasım tarihinde gerçekleşecek ABD seçimlerinden hemen önce yardım konusunda bir anlaşmanın veya batı kampı tarafından onay verilecek Covid 19 aşı ya da aşılarının manşetleri süsleyeceği bir tabloyu daha olası buluyorum.
Bu nedenle dünya borsalarında yaşanan ara pozitif akımın 2-3 hafta daha devam edebileceği görüşündeyim.
2021 YILINDA PİYASALAR
Ya sonra? Sonrası tufan mı?
Sert bir satış beklemiyorum. Aksine borsalarda en geç Aralık ayı içinde 2021 fiyatlamasının başlayacağı ve içinde ara negatif akımlar yer bulsa da önümüzdeki yılın ortalarına kadar hisse senedi piyasalarının değer artışı kaydederek güçlü bir ralliye imza atabileceği görüşündeyim.
İşte bu ralliye doğru geri sayım sürerken Kasım ayı içinde yine limitli ve geçici kalacak (Eylül ayını çağrıştıran) yeni bir ara negatif akım ile karşılaşabiliriz.
Bazı okurlar neyin rallisi Covid aldı başını gidiyor diyebilir.
Evet salgın hız kazanıyor ve dünya genelinde günlük vaka sayılarında güçlü artışlarla karşılaşıyoruz.
Ancak ölüm oranlarında da (can kaybı/yeni vaka sayısı) çok güçlü bir düşüş var.
Dünya Covid ile nasıl savaşacağını öğrendi. Salgının tahrip kapasitesi görece azaldı.
Bir örnek ile ifade etmek gerekirse Fransa’da Nisan ayında 7500’e kadar yükselen günlük yeni vaka sayısı şimdi 20,000 seviyesine ulaştı.
Ancak Nisan ayında 1400’ü bulan günlük can kaybı şimdi 70 kişi ile kısıtlı.
Covid 19 önümüzdeki 2-3 ay daha da hızlanmaya aday. Kuşkusuz kaybedilen her can kıymetli ancak konumuz piyasa ise fiyatlamaları belirleyen ekonomik aktivite üzerindeki etkisi ve Mayıs ayını çağrıştıran ölçüde genel karantinalar beklenmiyor. Velev ki ihtiyaç doğdu bunun aylarca süreceği düşünülmüyor.
Finansal piyasalar ile gerçek dünyanın takvimi arasında 6-9 aylık bir fark vardır. Piyasalar önden koşar ve görebildiği ölçüde yarını fiyatlar.
Piyasa aktörleri 2021 ortasından itibaren Covid’in etkisinin önemli ölçüde azalacağı ve ekonomik aktivitenin hız kazanacağı görüşünde.
Bu geçici bir canlanma olmayacak. Dünya ekonomisi sıra dışı farklı bir dinamik devreye girmezse 3-4 sene sürecek bir büyüme döngüsüne yelken açmaya hazırlanıyor.
İşte bu yılın sonunda başlayacağını düşündüğüm yeni ralli bu beklentinin fiyatlanışı olacak.
Ancak bir farkla...
2020 ikinci çeyreğinde krizden çıkışta yaşanan ilk ralliden aslan payını ABD borsa endeksleri aldı.
Ben 2021 rallisinde rollerin değişeceğini ve başta İngiltere İspanya Fransa Rusya olmak üzere yeni rallide en yüksek getirilere krizden güçlü şekilde etkilenen ülkelerin imza atacağını düşünüyorum.
Daha somut bir ifade ile krizden daha çok etkilenen ve borsaları görece geride kalanların 2021 ilk yarısında yüzde 40’ı bulan rallilere sahne olabileceği ABD cephesinde ise getirilerin yüzde 20 ile kısıtlı kalabileceği görüşündeyim.
TÜRKİYE PİYASALARI
S-400 testi haberi ve ABD’de Biden’in Trump ile arasındaki oy farkını açıp Türkiye hakkında olumsuz açıklamalar yapması Türk Lirası ve Borsa İstanbul’un geride kalan iki haftayı negatif ayrışma yaşayarak geçirmesine neden oldu.
Cuma günü BIST göreli iskontoda yeniden Eylül düzeyine yaklaştığı sırada bu hafta doğal gaz rezervine yönelik yeni açıklama yapılacağı haberi yurt içi piyasaları destekledi ve yaraların bir kısmı sarıldı.
Ben açıkçası Ocak sonuna kadar olan süreçte Türkiye piyasalarının dünyadaki akımdan yararlanma olasılığını yüksek buluyor kısa vadede BIST 100 özelinde yükselişin 1235 puan civarına kadar sürebileceğini ve 2021 ilk çeyreği içinde de 1350 puanın test edilebileceğini düşünüyorum.
ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Biden seçilirse ABD ile ilişkiler nasıl olur derseniz el ele tutuşur halay çekeriz demek güç.
Ancak Demokrat bir iktidar senaryosunda ABD’de yeni yönetimin koltuğu devralması Ocak ayında gerçekleşir.
Türkiye’ye yönelik ilk hamleleri etkili bir yaptırım değil muhtemelen müzakere olacaktır.
Bu bakıma sert geçebilecek müzakerelerin ajandada yer bulması Şubat hatta Mart ayının konusu olacağa benziyor.
Öncesinde manşetlerde ABD değil Avrupa’yı görebiliriz ki ben Trump da kaybedecek olursa Ankara’nın ABD’ye karşı masaya daha güçlü oturabilmek için Avrupa ile ilişkilerde pozitif bir trendi sağlamaya yöneleceğini tahmin ediyorum.
İşte bu nedenle de önümüzdeki 3-4 aylık kesitte Türkiye piyasalarında yeni negatif ayrışmalar yaşanması riskinin olasılığını düşük buluyor küresel rüzgarın yurtiçi piyasaları destekleyeceğini düşünüyorum. Bir sonraki Pusula’da buluşmak dileği ile…
PUSULA – ABONELİK
Pusula Bigpara’da yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/
Paylaş