Galatasaray'ın 'gizli feda' sezonu

Beklentilerden sonra gelen yıkımlar her zaman ağır olsa da, Galatasaray'ın 2015/16 yaz transfer sezonu boyunca yaşadıkları taraftarlara öyle ağır geldi ki; takımın getireceği bir başarının bile önüne geçecek kadar konuşuldu. Peki önümüzdeki sezon Avrupa Kupaları’nda yer alamaması gündemde olan, finansal fair play kurallarına riayet etmekte zorlanan Galatasaray nasıl bu hale geldi? Sadece futbol kulübünün plansız ve zorlama transferleri mi 110 yıllık bir çınarı bu hale getirdi, yoksa başarısız bi

Haberin Devamı

Geçtiğimiz sezonu 3 kupa ile kapatan, 4. Yıldızı ilk olarak takmayı başaran, müzesinde 1 UEFA Kupası, bir adet de Süper Kupa bulunan Galatasaray’ın taraftarları son günlerde oldukça mutsuz.. Hayal kırıklığı yaratan transferlerin yanında beklenen yıldız transferlerinin olmaması, Zlatan İbrahimoviç gibi bir süper starın transfer beklentilerinin transfer sezonu boyunca yönetim tarafından yalanlanmaması, buna ek olarak ezeli rakiplerinin dünyaca ünlü yıldızları kadrosuna katması ve son olarak transferin son gününde yapılan Kevin Grosskreutz transferinin imzasız evrak gönderilmesi sonucu 1 Ocak 2016 tarihine kadar askıya alınması taraftarları deyim yerindeyse çileden çıkarmış durumda. Son 4 sezonda üç defa şampiyonluk yaşayan, bu sezon ile birlikte 4 sezondur üst üste şampiyonlar liginde mücadele etme hakkı kazanan Galatasaray’da yanlış zamanda yanlış mevkilere yapılan transferler sonucu oluşan bir dengesizlik ve onun bertaraf edilme mücadelesini görüyoruz.

Haberin Devamı

Son 10 sezonda birçok farklı hoca ile çalışıldığını görüyoruz, ama gerçek şu ki; bir teknik adamın asıl değerini eldeki malzemenin potansiyelini ne kadar sahaya yansıttığı, hatta bu potansiyeli aşıp aşmadığı ile değerlendirmek gerekmektedir. Bunun yanında ellerindeki bütçeyi yönetme kabiliyetlerini de buna eklemek gerekiyor. Rekabetçi bir ortamda başarı için şart olan özgüven zaman zaman kibir çizgisini ihlal edebiliyor. Futbol gibi en üst düzey rekabetçi bir ortamda özgüven başarı ile harmanlandıkça, en olgun karakterlerin bile başarı geldikçe, kendine güveni pekişir. Doğru yapıldığına, doğru düşünüldüğüne yönelik inançlar tavan yapar ve fazlasıyla ego şişer. Yapılan yanlış transferler, sistem hataları, kötü, sistemsiz futbol ve başarısızlık peşi sıra geliverir..

Galatasaray'da 2011'in Mayıs ayında başlayan Ünal Aysal dönemi, birçoklarına göre son dönemin en önemli gelişmesi oldu. Hem başarı hem de başarısızlığın harmanlandığı ve çok tartışmalı kararların alındığı bir dönem olduğuna tüm futbolseverler hemfikirdir. Taraftarların mutlu olduğu; tüm branşlarda 40 aya sığan 27 kupa, ancak daha da bozulan bir mali yapı.. 

Haberin Devamı

Ünal Aysal 2998 oy alarak kulüp tarihinin en çok oy alan başkanı oldu. Aysal döneminde yaşanan başarıların yanı sıra akıllarda kalan hiç kuşkusuz yaptığı transferler oldu. Didier Drogba, Wesley Sneijder transferleri ile dünyaca ünlü yıldızların çok da uzak olmadığını gösteren Aysal, Arda Turan’ı da 12 milyon Euro karşılığında Atletico Madrid'e başkan seçildikten kısa bir süre sonra satmıştı. Ancak 2012-13 sezonunun tamamlanmasının ardından Galatasaray yönetiminde çatırdamalar başlamıştı. 25 Mayıs'ta başkan Ünal Aysal'ın istifasını açıklamasının ardından sarı kırmızılılarda seçime gidildi. 22 Haziran'daki seçimde adaylığını koyan Ünal Aysal, yeni yönetim kuruluyla yeniden başkan seçildi. Bu seçimde en çok dikkat çeken durum ise, yöneticilerden Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst'ün yeni listede yer almamasıydı. Fatih Terim ile maksimum uyum içerisinde çalışan, futbolcuların çok sevdiği bu iki yöneticinin listede olmaması bazı sıkıntıların habercisi gibiydi. 2013-2014 sezonuna yeni yönetimle girilmesinin ardından bu kez futbol takımında sıkıntılar baş gösterdi. Galatasaray başkanı, teknik direktör Terim ile yaşadığı anlaşmazlık sonrası tecrübeli teknik adam ile yolları ayırdı. Ancak akıllarda sadece ve sadece ayrılık biçimi kaldı... Terim'in ardından göreve gelen Roberto Mancini ile kritik Juventus maçını kazanarak Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkan sarı kırmızılılar, oynanan futbol ve ara transfer sezonunda adeta sınıfta kalmıştı. 2013/14 sezonu ara transfer döneminde Galatasaray, sözleşme imzaladığı 9 futbolcuya bonservis ve sabit ücret dahil toplam 141 milyon lira civarında ödemeyi taahhüt etmişti. Bu oyunculardan alınan düşük verim de en fazla eleştiri hak eden konuların başında gelmektedir.

Haberin Devamı

Galatasaray'da Aysal döneminin en çok konuşulan olaylardan biri de potada yaşandı. Başkan Ünal Aysal ve yönetimi Türkiye Basketbol Federasyonu'nun Fenerbahçe Ülker'e seyircisiz oynama cezası vermemesi üzerine sahaya çıkmama kararı aldı. Camia genel olarak kararı onaylasa da, Aysal'ın bu hamlesinin muhalefetten tepki gördüğü de biliniyor. Diğer yandan kadın basketbolunda ise çok büyük başarılar elde edildi. Kadın basketbolunda tarihinin en başarılı sezonlarından birini yaşayan Galatasaray, ulusal ve uluslararası alanda 3 şampiyonluk yaşarken, hepsinde ezeli rakibi Fenerbahçe'yi saf dışı bıraktı. Ama futbolda 4. yıldız hedefiyle girilen 2014-15 sezonu Galatasaray için iyi başlamamıştı. Prandelli'ye emanet edilen futbol takımı Süper Kupa'yı Fenerbahçe'ye kaptırdı, Süper Lig'e ve Şampiyonlar Ligi'ne de puan kayıplarıyla başladı. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, 18-25 Ekim'de yapılacak olan seçimli olağanüstü genel kurulda aday olmayacağını açıkladı. Daha sonra seçilen Duygun Yarsuvat göreve geldiği 6 aylık dönemde takımın başına Hamza Hamzaoğlu’nu getirdi. 6 Haziran 2015 tarihinde yapılan uzlaşma ile Cesare Prandelli ve yardımcılarına toplam 2.990.000 Euro ödenmesi konusunda anlaşma sağlandığını da belirtelim.

Haberin Devamı

Galatasaray hiçbir zaman sadece futbol kulübü olmamıştır, bu nedenle kulüp halen birçok branşta mücadele vermektedir. Ünal Aysal döneminde 40 ayda kazanılan 27 kupa ile bu dönemde maddi dengeler bozulmasına rağmen, başarının zirve yaptığı bir dönem oldu. Diğer branşlara haksızlık olsa da, kulübün futbol takımının bu denli ön planda olması, bizim de onunla ilgili bazı rakamları irdelememize neden oldu..

Öncelikle kulübün Aysal dönemi ile hareketlilik kazanan transfer gelir giderlerine bir bakalım. 2015-16 giderleri 7.917.500 €, gelirleri ise 10.900.000 €. 2014-15 sezonunda ise giderler 14.320.000 € iken, gelirler 2.380.000 € olmuştu. 2013-14 döneminde ise dengesizliğin epeyce bozulduğu görülüyor, giderler 41.620.000 €, gelirler ise sadece 3.470.000 €. Çilek transferlerin takıma katıldığı 2012-13 sezonunda ise giderler 30.000.000 € olmuşken,  gelirler 3.625.000 € olarak kalmıştı. Ünal Aysal’ın ilk sezonu olan 2011-12’de ise yeni kurulan takım ile giderler 20.600.000 € olmuştu, ancak Arda Turan’ın transfer olması ile 12.000.000 € gelir kısmına kaydedilmişti.. Son 5 sezonda transfer gelirlerinin toplam 32.375.000 € olduğunu görüyoruz. Buna karşın; transfer giderleri toplamı ise 114.457.500 € olmuştur. Gelir gider arasındaki fark 82 milyon Euro’yu geçiyor, güncel kur(3.38) ile 277 milyon TL!

Haberin Devamı

Burada şu soru akıllara gelebilir, Galatasaray diğer büyük dünya kulüpleri gibi harcama yapabilir ve dolayısıyla Porto, Arsenal ve Atletico Madrid dışında bu işlerden kar elde eden kulüp neredeyse yok denecek kadar az. Bu noktada diğer büyük kulüplerin muazzam gelirleri Galatasaray’ı aşıyor ve bu transfer başarısızlığı bugün gelinen noktada çok daha fazla ön plana çıkmaktadır. 2015-16 yaz transfer döneminde en fazla para harcayan 10 kulüp şöyle;  Manchester City -  203,38 milyon Euro, Valencia -142 milyon Euro, Manchester United -  139,64 milyon Euro,  Atletico Madrid - 139,5 milyon Euro, Juventus -127,4 milyon Euro, Paris Saint Germain - 116,1 milyon Euro, Liverpool - 111,91 milyon Euro, Milan - 90,97 milyon Euro, Real Madrid - 89,5 milyon Euro,  İnter - 86,45 milyon Euro. 

Diğer taraftan, 2015-16 yaz transfer döneminde cebini en fazla dolduran takımlara da bir göz atalım. Monaco’nun kasasına 160,4 milyon Euro girerken, Monaco’yu transferden 120,9 milyon Euro kazanan Porto ve kasasına 104 milyon Euro koyan Atletico Madrid izledi. Küresel çaptaki bu büyük endüstrinin içinde Galatasaray’ın yetersiz kalan transferlerinin yanında maliyet düşürme amaçlı bazı önemli oyuncularını da göndermesi doğal bir şekilde taraftar eleştirilerinin ilk sırasında yer aldı. 

Kısa bir es verdikten sonra Galatasaray’ın 2011-12 sezonundan günümüze sporcu giderlerine de değinelim. Son dönemin popüler konularından oyuncu maaşlarına bakıldığında, 2011-12 sezonu 41.263.268 €, 2012-13 sezonu 53.863.819 €, 2013-14 sezonu 66.175.085 €, 2014-15 sezonu ise 64.465.318 €. Bu sezon ise 42.855.000 € olan sporcu giderleri göze çarparken, 7.917.500 € bonservis ve sözleşme fesih giderlerinde ödenmiştir. Finansal fair play kuralları çerçevesinde en fazla dikkat edilen konuların başında oyuncu maaşları geldiğini biliyoruz. Bu bağlamda kadrodaki oyuncu sayısı azaltılarak, maaş yükünde de düşüşler gözlemlenmiştir. 

Peki ya gelirler? Tüm bu karamsar tabloya rağmen, 2014-15 sezonunda 106.874.552 €, 2013-14’te 84.072.886 €, 2012-13 sezonunda 75.913.267 €, 2011-12’de ise 69.707.252 € gelir elde edilmiştir. Son 4 sezonda toplam 336 milyon € gibi önemli bir rakamın elde edildiğini görüyoruz. Geçtiğimiz sezona detaylı bir bakalım;  sponsorluk, isim hakkı ve reklam gelirleri 101.648.001 TL, yayın hakkı gelirleri 100.886.827 TL, Loca, Kombine ve VIP satış geliri 54.434.712 TL, UEFA Şampiyonlar Ligi gelirleri 52.336.351 TL, Galatasaray Mağazacılık'a devredilen Türk Telekom Arena kombine ve VIP haklarından elde edilen gelirler  34.606.695 TL, sporcu kira ve yetiştirme gelirleri 5.687.684 TL olurken, toplamda 349.600.270 TL’lik bir kazanım göze çarpmaktadır.

Gider kısmı ise şu şekilde oldu; 2011’den bu sezona kadar geçen 4 yıllık dönemde toplam 402 milyon € değerinde bir gider kalemi göze çarpıyor. Bu giderler içinde sporcu ücretleri, amortisman ve itfa payı giderleri, loca, vip ve kombine devir giderleri, teknik direktör ve antrenör ücretleri, personel ve müsabaka giderleri, sporcu, teknik kadro ve menajer giderleri, deplasman ve kamp giderleri, spor malzemesi giderleri, futbolcu yetiştirme tazminatları ile diğer giderler yer almaktadır. Galatasaray Mayıs 2015 itibariyle 349 lisanslı futbolcu, 34 teknik kadro, 15 sağlık personeli ve 147 diğer personel ile 545 kişilik bir çalışan kadrosuna sahipti. 

Son 4 sezonda üst üste şampiyonlar liginden hatırı sayılır bir gelir elde eden, buna loca, kombine, yayın hakları, forma ve sponsorluk gelirleri eklendiğinde ortalama üstü bir rakama ulaşan Galatasaray’ın geçmiş dönemlerden gelen borç yükünü bir türlü azaltamaması, sırtındaki kamburu git gide büyütmüştür. 2015-16 sezonu için halen bir formasına göğüs reklamı için sponsor bulamayan sarı kırmızılılarda, futbol takımı bu kadar ön planda iken, diğer branşların da unutulmaması gerekir. En basit örneği ile, Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, geçtiğimiz sezonu 18 galibiyet ile yenilgisiz tamamladı ve üst üste dokuzuncu kez ligde şampiyon oldu. Erkek basketbol takımı da yaraları sarmaya çalışıyor, daha bu takım 2014 Nisan ayında Euroleague organizasyonunda çeyrek finale kalma başarısı göstermişti, ayrıca kadın basketbolda da son 2 sezonun şampiyonu ve 2013-14 sezonun kadınlar Euroleague şampiyonu olduğunu da unutmamak gerekir.. 

Galatasaray taraftarının son dönemde kalbinin kırıldığı, beklentilerinin karşılanmadığı açıkça ortada. Melo’nun takımdan ayrılması ile homurdanmalar daha sesli olarak duyulmaya başlandı bile.. Ancak, mali düzenin sağlanması için gizli bir feda sezonu yapıldığını da anlamak çok zor olmamalı. Son yıllarda müşteri olarak görülen taraftarın da başarı ve transfer görmek istemesi futbol endüstrisinin geldiği noktada normal bir sonuç. Şu anki şartlarda en verimli, en iyi sonuç veren oynanış biçimi, ana strateji bu sezon isimlerin, transferlerin ve borçların önüne geçebilecek tek gerçektir.

DESTEK MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI EMRE ÖZGÜVEN

Yazarın Tüm Yazıları