Paylaş
Bu hafta için endekste bu kadar güçlü alımların nedenlerine bakıldığında, aslında net olarak bir gelişmenin olmadığını gözlemliyorum. Yıl içerisinde endeks çok ciddi düşüş göstermiş ve çok ucuzlamıştı. Aynı şekilde, en kötüyü de fiyatladığını düşünüyorum.
* Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik dilinin yumuşamaya başlaması,
* ABD ile Türkiye arasında yapılan görüşme sonrası her ne kadar çözüme kavuşturulmasa bile yine de ABD’den gelebilecek olası yaptırım tehdidinin şimdilik rafa kalkması,
* Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) aktif bir şekilde piyasada rol oynaması,
* Enflasyondaki düşüş,
* Dördüncü çeyreğe yönelik büyüme beklentilerinin toparlanmaya başlaması,
* Dövizdeki sakinlik.
Yukarıda saydığım gelişmeler aslında yurt içi piyasaların yıl sonuna doğru rahatlamasına oldukça destekleyici oldu. Dolayısıyla endeks yönünü sert bir şekilde yukarı çevirerek 108 bin bölgesine ulaşmış oldu. Aslında teknik olarak biraz yorulması ve yerini kar satışlarına bırakması normal. Dolayısıyla yazıyı yazdığım saatlerde endekste 106 bin 400 bölgesini izliyoruz. Yaklaşık 300 puan ekside. Bankacılık endeksi ise 260 puan ekside seyrediyor. Bu eksilere rağmen yine de yıl sonuna kadar endekste 110 bin ve üzerine doğru bir tepkinin gelebileceğini düşünüyorum.
Teknik olarak da eklersek, 22 ve 50 günlük ortalamalarının üzerinde seyreden endeks için 22 günlük ortalama 102 bin 700 seviyesinden geçiyor. Şu sıralarda bu noktadan uzaktayız ama olası satışların devamı durumunda en kötü senaryoda bu seviyeye kadar satışların karşılanıp karşılanmaması önemli olacaktır. Karşılandığı sürece yukarıda belirttiğim gibi hedefim 110 bin ve üzerine doğru.
Endeks için cidden oynaklığı yüksek bir yıldı. En kötü ve en iyinin fiyatlandığını düşünürsek, 2020 yılında 2018 yılında görülen rekor seviyesine ulaşabileceğimizi de düşünüyorum. TCMB 12 Aralık günü beklentiler doğrultusunda 100-150 baz puan faiz indirimi yapmasının ardından 2020 yılında biraz mola verip piyasayı izlemeyi tercih edecektir. Bu doğrultuda, algılarda ciddi bir bozulma olmadıkça aslında 2020 yılında yurt içi piyasalarda daha olumlu senaryoları izlemeye başlayabiliriz.
2018 yılındaki döviz şokunun ardından 2019 yılında dolar/TL daha sakin bir yıl geçirdi. En basit örneği açıklanan üçüncü çeyrek finansallarında dövizdeki sakinliğin etkisiyle borçluluk rasyosunu azaltan şirketler görülmeye başlandı. Dolayısıyla bu açıdan oldukça olumlu. Dolar için teknik olarak çok sıkıştığını gözlemliyorum. Özellikle son günlerde, 5.70 TL - 5.80 TL aralığını konuşmaktan oldukça sıkıldık. Yeni bir hareketten bahsedemiyoruz. Zaman zaman 5.70 TL seviyesinin altına doğru hareketini yapmaya başlasa bile yine de çok güçlü bir gevşeme oluşamıyor. Bu duruma aslında en büyük etkinin dışarısı olduğunu düşünüyorum. ABD ile Çin kaynaklı belirsizliklerin sürüyor olması nedeniyle gelişmekte olan ülke piyasalarında baskı sürüyor. Bu durumda dolar/TL’nin geri çekilmesini zorlaştırıyor. Dolayısıyla kurda çok ciddi bir rahatlama görülmüyor. Yıl içerisinde dolarda 5.15 TL seviyesine kadar ocak ayında en düşük seviyeleri görmemize karşın, teknik hatalardan dolayı Asya saatleri içerisinde 6.30 TL seviyesine kadarda hızlı bir yükselişte görmüştük.
Aslında makas aralığı oldukça fazla ama geçen seneye kıyasladığımız için dolar için sakin bir yıldı. Sonuçta az önce bahsettiğim iki noktanın altında veya üzerinde yeni bir alan oluşturamadığı için işlemler daha çok 5.50 TL - 5.80 TL aralığında yoğunlaşmış oldu. Yılın sonuna kadarda dolarda yeni bir beklentim bulunmuyor. Açıkçası 5.70 TL -5.80 TL aralığındaki seyrini korumasını bekliyorum. Kısacası dolar için sürpriz beklenmiyor.
ABD ile Çin konusu hala sıcaklığını koruyor. ABD Başkanı D. Trump’ın Çin ile anlaşmaya sıcak bakmasını belirtmesine karşın yine de anlaşılmazsa Çin’e yönelik tarifeleri arttırmaya yönelik olduğu için bu durum aslında piyasaları belirsizliğe itiyor. Dolayısıyla küresel borsalarda risk iştahı hala güçlenemiyor. Yıl sonuna kadar sürpriz yapmazlarsa açıkçası borsalarda risk iştahının tam olarak toparlanmasını beklemiyorum. Bu doğrultuda güvenli limanlara olan talep geçtiğimiz aylara kıyasla zayıf kalsa bile yine de devam edebilir.
Güvenli liman demişken ilk sırada ons altın olduğu için ona da değinmeden olmaz diye düşünüyorum. Ons altın için teknik olarak yılın sonuna doğru gevşeme eğilimi görülmesine karşın 1445 dolar seviyesinden aldığı destekle yönünü yukarı çevirmeye başladı. Bu durum tabii yatırımcıları telaşlandırıyor. 1445 dolar bölgesini kaçırdıklarını mı düşünüyor bile olabilirler. Teknik olarak baktığımda ciddi bir güçlenmeden bahsedemiyorum. Altın açısından hala net bir yönden bahsetmenin zor olabileceğini düşünüyorum. Bu süreçte yatay ve zayıf kalabilir. Şimdilik ons altın için direnç olarak 1480-1490 dolar bölgesini izlemeye devam edebiliriz. Açıkçası bu direnç noktaları aşılmadığı sürece altında 1500 dolar üzeri zor gibi duruyor. Buna karşın zaman zaman görülen geri çekilmelerde de 1445 dolar en yakın destek olarak izlenebilir. Sonuçta yakın zamanda bu desteği kıramadığı için bunu baz alabiliriz. Dolayısıyla bu destek noktasına kadar satışların karşılanması durumunda ons altında ciddi bir satış baskısından bahsetmenin zor olabileceğinin de altını çizmek isterim.
O zaman şimdiden sizlere mutlu, huzurlu bir hafta sonu diliyorum.
Paylaş