Paylaş
15 Temmuz darbe girişiminin ardından görülen ve yeni rekor seviyeler olarak değerlendirdiğimiz 3.10 seviyelerini bir hayli geride bıraktık. Gerek kendi iç dinamiklerimiz gerekse küresel dalgalanmadan aldığımız rüzgâr ile Liranın kırılganlığı bir o kadar arttı.
Yurt içi piyasalarda siyasi gelişmeler halen önemini koruyor. Darbe girişimi ardından FETÖ adı altında yapılan operasyonlar gündemdeki tansiyonun yüksek kalmasını sağladı. Diğer yandan kasım ayında siyasi cephede yaşanan gelişmeler, artan jeopolitik riskler ve devam eden Fırat kalkanı operasyonu Türk Lirasının Dolar karşısındaki direncini koruyamamasına neden oldu. Ayrıca ABD’de 8 Kasım başkanlık seçimlerinde adaylardan Trump&Clinton’a yönelik çıkan haberler Dolar cephesinde volatil hareketlerin oluşmasını sağladı. Seçimleri Trump’ın kazanmasından sonra Dolar/TL görmediği rekorlar test etti ve o seviyelerden aldığı destekle test etmeye de devam ediyor.
Küresel dalgalanmalar deniliyor peki bu dalgalanma nereye kadar sürecek
Hükümet cephesinde yetkili ağızlardan kurda yaşanan bu oynaklığın küresel bir dalgalanma olduğu söyleniyor. Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek gibi üst mevkilerden gelen ılımlı mesajlar TL cephesindeki stresi yumuşattığı görülüyor. Fakat bunlar şimdilik sınırlı kalmakta ve yeterli değil. Çünkü Trump’ın ardından piyasada oluşan hızlı faiz artırım beklentileri Dolar cephesini bir hayli güçlü tutuyor. Bu durumda öncelikle TL üzerinde doğrudan etkisi bulunan TCMB’nin 24 Kasım günü yapacağı PPK toplantısından çıkacak kararı önemli olacak. Bu sürece kadar geçtiğimiz haftadan bu yana bir kez Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplandı. Bugün akşam saatlerinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde yeniden toplanması bekleniyor. Kurulun toplantısından bir karar çıkmasa da piyasalarda yarattığı beklenti ile DolarTL’de sınırlı gevşemeler sağlıyor. Yurtiçi piyasalarda tansiyonun düşmesi için, faizlerde değişikliğe gidilmemesi ya da politika faizinde artırıma gidilmesi piyasa beklentileri arasında. Zaten bunun haricinde bankanın piyasaya direkt ve keskin bir etki yapabilecek elinde başka bir silah bulunmuyor. Zira ağustos ayından bu yana zorunlu karşılıklar oranında yaptığı revizeler kurdaki yükseliş üzerinde fazla etkili olmamıştı.
Burada şunu belirtelim ki, yarın merkez bankasından TL cephesine pozitif yansıyacak bir karar çıksa bile 2017 yılında hem kendi iç dinamiklerimiz hem de ABD cephesinde gündem o kadar sakin kalmayacak. Türkiye’de yeni anayasa referandumu yetkili ağızlardan net bir şekilde ifade ediliyor. Dolayısıyla bu durum zaten bizdeki sıcaklığın canlı kalmasını sağlayacaktır. ABD cephesinde ise Trump’ın politikalarının; Fed’i hızlı faiz artırım sürecine sokması halinde Doların zayıf bir dönem yaşamasını beklemek biraz yanlış olur. Tabi bunu söyleyebilmek için 20 Ocak’ta Trump’ın koltuğa oturmasını ve harekete geçmesini beklemek gerekebilir. Bu nedenle Dolar/TL cephesinde tansiyon halen daha yüksek bu nedenle yaşanacak her yeni zirvede alımdan ziyade paritede oluşacak geri çekilmelerde kademeli alımlar düşünülebilir.
Paylaş