Paylaş
30 Nisan’da yürürlüğe girecek olan yönetmelik sektörün gelişimine olumlu katkı sağlayacaktır. Düzenlenmiş bir kripto para piyasası, sektördeki kuralların ve sınırların netleşmesiyle beraber piyasaya duyulan güvenin artması anlamına gelir. Özellikle kripto para alım satımlarının gerçekleştiği borsaların düzenlenmesi yatırımcıların korunması açısından çok kritik olduğundan, düzenleyici kurumların ilgisinin öncelikle bu alanda yoğunlaşmasını bekliyorum. Düzenlemeler, kendilerini daha güvende hisseden bireysel ve kurumsal yatırımcıların sektöre ilgisinin artmasını da sağlayacaktır.
Fintech ve girişim ekosistemi yönünden baktığımızda da yatırımcıların düzenlemelerin hayata geçirildiği ülkelerde iş yapmayı tercih ettiğini görüyoruz. Bugün bazı iş modellerinin önü kapanmış gibi görünse de yönetmelikler geliştirildiğinde birçok yeni iş modelinin yaratılabileceğini göreceğiz. Söz konusu iş modellerinin potansiyeli ve ülkemize yapabilecekleri katkılar göz önünde bulundurulduğunda gerekli hukuki altyapı değişikliklerinin kısa vadede yapılacağını tahmin ediyorum.
Yönetmelik ile ilgili fazla konuşulmayan önemli bir detay, kripto paraları “gayri maddi varlık” şeklinde tanımlamış olmasıdır. Kripto varlıkların daha fazla insan tarafından benimsenmesi önündeki en büyük engellerden biri, birçok ülkede yasal tanımı olmamasıdır. Bu açıdan baktığımızda yasal bir tanımlamanın yapılmış olmasını umut verici bir ilk adım olarak değerlendirmek gerekir.
Sonuç olarak, büyük resmi değerlendirdiğimizde, düzenlemelerin sektöre olumlu katkıları olacağı şüphesiz. Bu noktada bize düşen sorumluluk, Türkiye blockchain ekosistemi olarak birlikte çalışmak, dünyadaki süreçleri takip etmek ve düzenleyiciler için şeffaf ve net bir çalışma ortamı sunmaktır.
DÜNYA’DA NELER OLUYOR?
Yurt dışındaki örnekleri incelediğimizde dikkatimi üç ülke çekiyor: İsviçre, Singapur ve ABD.
İsviçre, düzenlemeleri en hızlı devreye alan ülkelerden biri olarak kripto para sektöründe önemli avantajlar yakaladı. “Kripto para sektörünün Silikon Vadisi” haline gelen Zug şehri, dünyanın her yerinden yatırımcı ve yetenek çekmeyi başardı. Finans dünyasının geleceğinde önemli bir yere sahip olacak kripto para bankaların ilk ikisi (Sygnum ve SEBA) İsviçre’de kuruldu. Bunların yanında, devlet kurumları da kripto paraları gündelik hayata dahil ederek Bitcoin ve Ether ile vergi ödemelerini kabul etmeye başladı.
Singapur ise sektördeki önemli oyuncuları bir araya getirerek ortak akıl ile doğru modeli kurma yolunu seçti. Fintech alanında dünyanın önemli merkezlerinden biri haline gelen Singapur’da para otoriteleri, düzenleyiciler ve kripto sektörü oyuncuları MAS (Money Authority of Singapore) tarafından hayata geçirilen bir sandbox kapsamında iş modellerini güvenli bir düzenleme altyapısı altında geliştiriyorlar. Singapur’da kripto paralar bir varlık olarak tanımlanıyor ve vergilendirme süreçleri işliyor. MAS, kripto para alanında iş yapmak isteyen şirketlere sağladığı lisans ile süreçleri kontrol altında tutuyor.
ABD’de ise yönetimin kripto paralara bakış açısının biraz daha temkinli olduğunu görüyoruz. SEC kripto para sektörünü yakından izliyor olsa da kripto para ile ilgili iş modellerini engelleyecek bir düzenleme oluşturulmamış olması geçen hafta 85 milyar dolar değerleme ile halka arz edilen Coinbase gibi başarı hikayelerinin ortaya çıkmasını mümkün kılıyor. İsviçre’den sonra ABD’de de yaygınlaşmaya başlayan kripto para bankacılığının temsilcilerinden Anchorage, bugün geleneksel bankalar ile DeFi arasındaki köprü kurmak için önemli adımlar atıyor.
NELER YAPMALIYIZ?
Ülkemizin genç nüfusu ve potansiyel yatırımcı sayısı, hızla gelişen blockchain teknolojileri ve kripto para sektörü için bir avantaj. Yürürlüğe giren yönetmelik, sektörün büyümesi için olumlu bir adım ve İstanbul’un dünyanın sayılı finans merkezlerinden biri olması hedefine giden yolda elimizi güçlendirecek koz olacaktır.
Bu noktada sektörün tüm paydaşları olarak bir araya gelmeli, hükümet ve düzenleyicilerle çalışmaya hazır olduğumuzu dile getirmeliyiz. İş modellerimizi FATF gibi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele eden kuruluşların oluşturduğu standartlara uygun olarak geliştirmek için bir sandbox ortamı yaratmalıyız. Bu tedbirler hayata geçirilirse düzenleyici altyapımız şekillenecek ve dünyanın dört bir yanındaki insanlar ülkemize yönelecek. Düzenlemelerin yürürlüğe girmesinden sonra bunun önemli yatırımları ve yatırımcıları ülkemize çekeceğine şüphe yok.
Son olarak mevcut bankacılık sistemimizi blockchain ve kripto para hizmetleriyle daha da güçlendirip, Merkez Bankası dijital para birimimize ek olarak uluslararası standartta iş modellerini tasarlamalı ve hayata geçirmeliyiz.
Paylaş