2019’a fiyatlanmış şekilde giriyoruz

Zor bir yılı geride bırakıyoruz. Ve pek çok piyasa uzmanına göre yine zor bir yıla giriyoruz. Çok düşük bir kısım 2019 yılının gelişmekte olan ülkeler için daha iyi bir yıl olabileceğini düşünüyor. Bende bu küçük kısımda olan kişilerden birisiyim.

Haberin Devamı

2018 yılında Borsa İstanbul BIST100 endeksi yaklaşık yüzde 22 değer kaybetti. Bu kayıp yıl içerisinde çok daha fazla seviyelere kadar yükseldi, sonrasında gelen tepki yükselişleri ile değer kaybı yüzde 22 seviyelerinde oluşacak görünüyor. TL yüzde 40’a yakın değer kaybetti. Yine yıl içinde bu değer kaybı çok daha yüksek seviyelere kadar yükseldi.

Yıla yüzde 10 seviyelerinde tahvil faizleri ile başlarken, şu anda yüzde 20 seviyelerinde bulunuyor. Doğal olarak TL ve faizlerde bu derece değişimlere Borsa da tepkisini gösterdi. Sonuç olarak 2019 yılına, pek çok olumsuz gelişmeyi fiyatlamış olarak girmekteyiz. Mevcut seviyeler bundan 5-6 ay öncesine göre daha dengelenmiş seviyeler diyebiliriz. Bu durumun 2019 yılı için varlık fiyatlarında bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

UCUZ OLMAK YÜKSELİŞ İÇİN YETERLİ Mİ?

Fiyatların düşmüş olması elbette alım yapmayı gerektirmez. Alım yapmayı gerektiren gelecekte fiyatların yükseleceği beklentisinin algısının güçlenmesidir. Bu beklentiyi yaratacak ise yeni bir hikâye olup olmadığıdır. Piyasaları canlandıracak gelişmeler ya içeriden ya da dışarıdan gelebilir.

İçeriye baktığımızda ekonomik gelişmeler konusunda yeni bir beklenti yaratacak gelişmeler şimdilik görünmüyor. Enflasyonda kalıcı düşüş, faizlerin gerilemesi, ekonomik göstergelerin yeniden canlanmaya başlaması gibi gelişmeler içeride oluşması gereken yeni hikâyelerimiz olacak. Bu konuda bu hafta açıklanması beklenen Aralık ayı TÜFE verisinin negatif gelmesi bekleniyor ve yılı yüzde 20 seviyesine yakın bir enflasyonla kapatacağımızı düşünüyorum. Yapılan son indirimlerle birlikte ocak ayı enflasyonununda negatif gelmesi beklentisi oluşmuş durumda.

2018 yılında oluşan yüksek baz etkisi ile birlikte yıllık enflasyonda herkesin tahmin ettiği gibi yüzde 16 seviyelerine gerileme değil, daha düşük seviyelere mesela yüzde 13 gibi seviyelere oluşacak bir gerileme bekliyorum. Ekonomide zayıflık ile birlikte enflasyondaki düşüşünde etkisiyle faizlerde gerilemenin olması hisse senedi değerlemeleri için olumlu etkiler yaratacak. Ancak burada hisse değerlemelerini yükseltecek tek konunun faiz olmadığını, asıl ve ana meselenin açıklanacak kar rakamları olacağını belirtmek isterim. Bu nedenle piyasalar büyük ihtimalle gelecek 4. Çeyrek 18 ve 1. Çeyrek 19 bilançolarını büyük bir merakla bekleyecek.

Haberin Devamı

Özellikle sanayi bilançolarında şuana kadar yapılan olumsuz fiyatlamaların fazla olduğu algısını yaratacak sonuçlar gelmesi durumunda sanayi hisselerinde o fazlalığı geri alacak yükselişlerle karşılaşabiliriz. Aksi takdirde piyasalar bilançoların düzelmesini beklemeye devam edecektir. Böyle bir durum Borsa endeksinde uzun bir süre yatay seyirlerin devamını getirebilir.

MART SEÇİMLERİ

İçerideki bir diğer gelişme ise yaklaşan Mart seçimleri olacak. Seçim sonuçlarından mevcut siyasi görünümün fazla etkilenmeden devam edeceği algısı çıkarsa piyasalar Mart ayından sonra belirsizlik ortadan kalkması nedeni ile daha olumlu olabilir. Buna karşın büyük illerde oluşabilecek yönetim değişikliği olması ve ardından iktidarın güç kaybettiğine ilişkin bir algı oluşması durumunda piyasalarda yeni bir belirsizlik oluşabilir. Bu durum ise piyasalar için olumsuz olacaktır. Şimdilik bu konu piyasalarda fazla fiyatlanmıyor. Ancak zaman yaklaştıkça ve anket sonuçları açıklanmaya başladıkça etkileri hissedilmeye başlanacaktır.

Haberin Devamı

FED 2 FAİZ ARTIRIMI BİLE YAPAMAZ İSE

Dışarıda ise Fed’in 2 faiz artırımını bile yapamayacak algısının oluşması, Avrupa Merkez Bankası’nın faizlerini düşük seviyede tutmaya devam etmesi Gelişmekte olan piyasalar için güzel hareketler getirebilir. Gelişmekte olan ülke (GOÜ) endekslerinin, ABD piyasalarından negatif ayrıştığını biliyoruz. Buna ek olarak BIST100 endeksinin ise GOÜ endeksleri içerisinde de negatif ayrıştığını biliyoruz. Bu rüzgârın değişmesi durumunda BIST100 endeksine büyük avantaj sağlayabilir.

BORSA

Borsa endeksi 90 bin seviyesi üzerinde tutunmayı ısrarlı bir şekilde sürdürdü. ABD S&P endeksi yüzde 20 değer kaybederken, Avrupa borsalarında da ciddi düşüşler oluştu. Fed toplantısını yaptı ve mesajlarını verdi. Çin-ABD arasındaki ticari savaşlar şiddetli şekilde yaşandı ve devam ediyor. Tüm bu gelişmeler oldu ve endeks 90 bin seviyesinin altına düşmedi. Buradan olağanüstü gelişmeler yaşanmaz ise 90 bin seviyesinin BIST100 endeksi için bir taban seviyesi olduğu sonucu çıkarılabilir. Ancak henüz fiyatlanmayan ve şu anda düşünemediğimiz yeni olağanüstü gelişmeler oluşursa işte o zaman yeni fiyatlamalar yaşanabilir ve borsa endeksinde daha aşağı seviyeleri görme riskimiz oluşabilir. Bunu zaman gösterecek.

Haberin Devamı

Teknik olarak 93 bin seviyesindeki 50-günlük ortalamanın üzerine yerleşmesi durumunda Borsa endeksinde uzun soluklu ve güçlü bir yukarı yönlü süreçten bahsedebiliriz. Bu olmadığı sürece mevcut zayıf ve yatay süreç devam edecek görünüyor. Ancak borsa endeksinin giderek sıkışmaya başladığını ve yakın bir zamanda bu sıkışmadan hızlı bir şekilde çıkabileceğini söylemek mümkün. Sıkışma hangi yönde bozulursa o yöne doğru harekette hızlı olacak görünüyor. Çünkü borsa endeksi dört aydır yatay bir süreç yaşıyor ve bu durum birikmiş bir stres oluşmasına neden oldu. Bu stresin boşalması sert hareketlere neden olacaktır.

2019 yılında şimdilik havacılık, telekomünikasyon, gıda ve perakende şirketleri ile yurtdışı müteahhitlik firmaları ve yüksek ihracat yapan şirketler ön planda olacak görünüyor. Bununla ilgili olarak TTKOM, TCELL, THYAO, PGSUS, MGROS, SOKM, ENKAI, TKFEN, ARCLK, TOASO gibi firmaları büyükler arasında sayabiliriz. Sanayi firmalarında ise özellikle demir çelik ve cam sektöründe, fiyatlar ciddi oranda iskontolu seviyede bulunuyor. Ancak harekete geçmesi için bilançolarda güçlü veriler görmemiz gerekiyor. Bilançolarda görülecek olumlu veriler olması durumunda bu hisselerde büyük fırsatlar oluşmuş durumda. Ancak tekrar altını çizmek gerekirse sanayi şirketlerinde bilançoları görüp ondan sonra değerlendirme yapmakta fayda var.

DOLAR

Haberin Devamı

Dolar/TL kurunda ise olağanüstü gelişmeler oluşmaz ise 2018 yılına kıyasla daha sakin bir yıl geçireceğiz görünüyor. En azından yeni yılın ilk yarısında. Cari açığımız düşüyor. Dış ticaret ve petrol fiyatlarındaki gelişmelere bakarsak cari açığımız düşmeye ve cari fazla vermeye gelecek birkaç ayda daha devam edeceğiz görünüyor. Dolar/TL kurunda yukarı yönlü bir baskı yaratacak içeride güçlü bir ekonomi görünmüyor. Dışarıda güçlü bir Fed oluşmaz ise ABD doları sakin bir yıl geçirebilir ve bu durum içeride Doların 5.00 TL - 5.50 TL arasında seyir göstermesine neden olabilir. Fed’den daha fazla güvercin mesajlar gelmesi durumunda ise 5.00 TL seviyesinin altını yıl içerisinde görebiliriz.

Dolar kurunda iç unsurlarda seçim sonuçlarının önemi olacak görünüyor. Belirsizlik yaratan bir sonuçla karşılaşırsak Dolar/TL kurunda yine yukarı yönlü hareketlenmeler görebiliriz. Ancak sonuç olarak dolar yatırımcısı için fırsat 2018 yılındaydı ve o fırsat geçti görünüyor. 2019 yılında büyük olağanüstü gelişme olmadıkça 2018 yılındaki gibi hareketler beklemiyorum.

Bu hafta içeride perşembe günü aralık enflasyonunu alacağız. Negatif gelmesi beklenen veride, çekirdek enflasyon verisinde de düşüşler alırsak olumlu etkiler olabilir. Cuma günü ise ABD kanadında tarım dışı istihdam verisi haftanın önemli verisi arasında olacak. Suriye ile ilgili gelişmelerde yine piyasaların takibinde olabilir. Piyasalar tatil modunda kalırsa işlem hacmi yine düşük olabilir bu durum ise cuma günkü seyir gibi oynaklığa neden olabilir. Yine ABD borsalarının seyri önemli olmaya devam edecek. Hem içeride hem dışarıda piyasalarda günlük toparlanmalar olsa bile güven unsurunun zayıf olması nedeni ile bu toparlanmalar kalıcı olamıyor.

Yazarın Tüm Yazıları