Savaş Euro/Dolar Paritesini Nasıl Etkiler?

Rusya – Ukrayna arasındaki savaş küresel çapta tüm ekonomileri etkiliyor. Bu etkilerin arkasındaki başlıca faktörler, artan petrol ve doğalgaz fiyatları sonucunda enerji maliyetlerinin yükselmesi ve küresel enflasyon riskinin düşme eğilimini kaybetmesi.

Haberin Devamı

Savaşın başlamasına kadar olan dönemde özellikle ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) varlık geri alım programlarını sonlandırmayı ve ardından da dolaşımda olan likidiyeti geri çekme planlarını tüm dünyaya duyururken şimdi bu politikalarını yeniden revize etmeye başladılar. Bu revizyon ECB tarafında Fed’e nazaran daha keskin bir dönüş şeklinde oldu. Fed’in mart ayındaki toplantısında 50 baz puan indirim yapması piyasalar tarafından nerdeyse kesin olarak beklenirken Fed Başkanı Powell’ın hafta içerisinde yaptığı sunumda mart ayında 25 baz puan indirim yapılmasını doğal karşılayacağı mesajını vermesi bize şunun sinyalini verdi: Aslında Fed mart ayında 50 baz puan indirimi masasında ciddi olarak değerlendiriyormuş. Dolayısıyla 25 baz puan indirimin Powell tarafından net mesaj olarak verilmesini Fed’in sıkılaşma politikasında biraz geri adım atma olarak nitelendirebiliriz.

Haberin Devamı

ECB Başkanı Lagarde tarafında ise bugüne kadar gördüğümüz şahin tutum yerini daha ılıman söylemlere bıraktı. Bunun sonucunda da piyasada ECB’nin bu yıl iki faiz artışı yapması yönündeki beklenti de büyük ölçüde rafa kalktı diyebiliriz. Şubat ayında Euro Bölgesi enflasyonu yıllık bazda yüzde 5.8 artarak yeni bir rekora imza atmış olsa da Rusya – Ukrayna arasında yaşanan savaşın enerji fiyatlarını yukarı yönde tetiklemesi ile önümüzdeki aylarda enflasyon beklentileri halen yukarı yönde olsa da Euro Bölgesi’nin şu anda parasal sıkılaşmaya geçebilmesi pek mümkün görülmüyor. Çünkü savaş, dünyadaki tüm küresel ekonomiler ele alındığında en çok Euro Bölgesi ekonomilerini olumsuz yönde etkileyecek görülüyor. Dolayısıyla ECB’nin bundan sonraki politikasındaki öncelik yine enflasyonu dizginlemek değil Euro Bölgesi ekonomilerini desteklemek şeklinde olacaktır.

Bu durum ise Euro/dolar paritesinin Euro aleyhine gelişmesi şeklinde bir sonuç doğurabilir. ABD Dolar Endeksi son günlerde oldukça yüksek seviyelere 98’li seviyeleri test eder hale gelmişken ve Fed’in de mart ayı ile birlikte sıkı para politikasına geçeceği beklentisi nerdeyse kesin hale dönmüş iken küresel çapta daha değerlenmiş bir ABD Doları göreceğiz diye şimdiden net bir öngörüde bulunmak mümkün. Hatta mevcut görünüme baktığımızda da 2020 yılının mayıs ayından bugüne kadar olan dönemde euro/dolar paritesinin en düşük seviyelerde olduğunu görüyoruz.

Haberin Devamı

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın enerji maliyetlerini artırması sonucunda hammadde maliyetlerinin de sürekli nerdeyse günlük olarak yukarı yönde hareket etmesi Euro Bölgesi’nin ticaretini de kısıtlar nitelikte olacak. Bu ticaret hacminin daralmasından belki de Euro Bölgesi zayıf Euro ile bir şekilde fayda sağlayabilir. Hem ticaret daralsa hem de Euro değerlense bu durum Euro Bölgesi ekonomileri için daha da zorlu bir görüntü ortaya çıkarabilirdi. Şimdi bu durumdan en çok fayda sağlayan da en fazla zarar görme ihtimali de Euro Bölgesi’nin en önde gelen ekonomisi Almanya olarak karşımıza çıkıyor diye düşünüyorum. Bu durumu yurtiçi ekonomi ve ticaret açısından değerlendirdiğimiz vakit Euro/dolar paritesi ve Almanya ile yapılan ticaret planlarına dair aksiyonlar da Alman şirketleri ile ticaret partnerleri olan ülkemizdeki firmalar açısından ciddi şekilde değerlendirilmeli.

Haberin Devamı

Genel fotoğrafa baktığımızda dünyadaki etkin güçler arasında denge değişimi sözkonusu olurken Euro Bölgesi ekonomilerinde kendi içlerinde de dengelerde değişimler gündemde olabilir. 

Yazarın Tüm Yazıları