Paylaş
Bunun için bazı koşullar şimdiden oluşmaya başladı. Özellikle ABD Merkez Bankası (Fed)’nın bir sonraki faiz artırımı için temkinli davranacağı ve üyelerin yıl içerisinde faiz artırımı için beklentilerini 4 defadan 2 defaya düşürmesi, yatırımcıların Dolar tercihlerinden vazgeçmesine neden oldu. Dolar yatırımından çıkan sermaye gelişmekte olan ülke borsa ve para birimlerine geçiş yaptı. Dış piyasada koşullar bu yönde gelişirken, Türkiye ekonomisinde kayda değer adımlar hem büyüme hem de enflasyon cephesinden geldi.
Merkez bankası gerek sadeleşme adımı gerekse sıkı ortamı biraz daha yumuşatıp ekonomiyi canlandırma adına adım atması için beklediği ortam, enflasyonun özellikle de gıda enflasyonunun düşüşüyle elde edilmiş oldu. Mart toplantısında üst bant ve gecelik borçlanma faizinde 25 baz puan indirim yapan TCMB’nin 20 Nisan tarihli toplantısı için beklentiler üst bantta 50 baz puanlık bir indirim yapılması yönünde oluştu. Bu beklenti aslında Türk Lirasında önemli bir değer kaybı yaratmadı ne de olsa paranın değeri faiz ile ölçülür ancak Ekonomi Bakanının faiz hakkında radikal bir indirim istediğini sarf etmesi fiyatlamalarda oynaklık yarattı. Çünkü döviz sepeti daha öncesinde TCMB ve siyasi cephe arasında geçen faiz tartışmalarından nasibini almış ve Türk Lirası hem Euro hem de Dolar karşısında değer kaybetmişti.
Buna ek olarak BDDK’nın günlük raporlarında yer alan bilgiye göre Yabancı para cinsinden mevduatlarda artış görülmeye başlandı. Dolar/Türk lirasının son dönemde izlediği düşük seyrine rağmen, düşük maliyetli Dolar alımının başladığı görülüyor. Vadeli ve vadesiz mevduatlarda yabancı para cinsinden artış görülmesini ‘Dolarizasyon’ olarak tanımlıyoruz.
DOLAR/TL’DE STRATEJİ NE OLMALI?
Dolar/Türk Lirası paritesinde eşik seviye olarak gördüğüm 2.8330 seviyesi aşıldı. Fakat kurun bu seviye üzerine çıkma süresi oldukça ani oldu ve bu da gösteriyor ki kurda bir miktar huzursuzluk ortaya çıkmaya başladı. Bu rahatsızlığı artışa geçen Türk Lirası opsiyon volatilitesinden de görebiliyoruz. Bu süre zarfından sonra Dolar/TL 2.8330 seviyesine yerleşebilir. Bu süreçte Türk Lirasını olumsuz etkileyebilecek etmenleri sıraladığımızda;
*Türkiye Mart ayı manşet enflasyonu ve çekirdek enflasyonda düzelme yönlü eğilim hız kazanmıştır. TCMB’nin faiz indiriminde elini kolaylaştıran enflasyon gelişmesi karşısında siyasi cepheden daha fazla indirim(radikal) söylemlerinin başlamasıyla beraber Türk Lirası değer kayıplarına karşı hassaslaştı.
*Yabancı yatırımcılar Mart ayında 9,592 milyon dolar alış ve 8,570 milyon dolar satış işlemi gerçekleştirdi. Yabancılar Mart ayında Borsa İstanbul’da net 950 milyon dolar alış yaptı. Ancak Nisan ayının ilk haftası 209.4 milyon Dolar DİBS satışı yapan yabancıların bunu trend haline getirmesi durumunda hem TL hem Endeks hem de faizler adına olumlu olmayacaktır.
BU SÜRE ZARFINDA YATIRIMCILAR DOLAR’DA NASIL BİR STRATEJİ İZLEYEBİLİR?
Tarihsel değerlere bakıldığında Dolar/TL’yi son 6-7 ay boyunca genellikle 2.90 ve üzeri seviyelerde izledik. Tekrardan 2.80 seviyesine gerileyen Dolar/TL kuru için bu seviyelerin orta ve uzun vadeler için alım yapılabilir seviyeler olduğundan bahsedebiliriz. Orta ve uzun vade diyorum çünkü maliyetin düşük olması, yatırımların daha uzun bir süreç için bekletilmesine izin veriyor. Dolar/Türk Lirasında 2.8330 ve altına doğru oluşacak geri çekilmeler alım için uygun olabilir. Bu nedenle halen daha alçalan kanal içerisinde bulunan Dolar/TL için düşeceği yönünde pozisyon almak yerine geri çekilmelerinde alım yönlü pozisyon almayı düşünebilirsiniz.
Paylaş