Kredi borçlusunun bankadan mal kaçırmasının da af kapsamına alınmasına itiraz eden Ziraat Bankası mahkemeye başvurdu
Af ve şartla salıverme kapsamının genişletilmesi başvuruları peşpeşe yapılırken, bankacılık davalarında aksine kapsam daraltma dilekçesi verildi.Kredi borçlularının, bankaların kredi alacaklarına karşılık mal kaçırmalarını düzenleyen İcra - İflas kanununun 331`inci maddesinin af yasası kapsamından çıkartılmak üzere Anayasa Mahkemesine götürülmesi için Ziraat Bankası`nın yüzde 97.5 hissesine sahip olduğu Deutsche Türkische Bank avukatı mahkemeye başvurdu. Söz konusu başvuru, Deutsche Türkische Bank AG`nin 1993 yılında Hasan Altış ve sekiz arkadaşının sahibi ve ortağı oldukları, İnteks Tekstil Pazarlama ve Ticaret AŞ`ye kullandırdığı 4 milyon mark tutarındaki kredi alacağına yönelik dava kapsamında yapıldı. Başvuruda, bilirkişi raporlarında da sahip ve ortaklarının aynı kişiler oldukları saptanan İnteks ve İnmoda şirketlerinin karşılıklı muvazaa yoluyla varlıklarını, borç ve alacaklarını birbirlerine devir yoluyla bankadan kaçırdıklarına dikkat çekildi. İki şirket arasında yapılan usulsüz işlemlerle mal kaçırılması sonucunda bankanın alacaklarını tahsil edemediği mağdur duruma düştüğü kaydedildi.
Parlamento borçluyu affedemez:
Bankanın avukatı Selim Sarıibrahimoğlu Şişli 9. Asliye Ceza Mahkemesi`ne verdiği dilekçede, İcra İflas Kanunu`nun alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mal kaçırmak, varlığını eksiltmek, muvazaa yoluyla alacaklıyı zarara sokmak hükmünü düzenleyen 331. maddesinin ihlal edildiğine değinildi. Hukuki bir işlemden dolayı, doğan cezai yaptırımın, Şartla Salıverilme Yasası kapsamında affedildiğine dikkat çekilen dilekçede, söz konusu yasanın bir af yasası olmadığını belirterek, şöyle denildi:
İcra İflas Kanunu`nun öngördüğü cezai müeyyide yasa ile kaldırılıyor ise o zaman tüm vatandaşlar arasındaki hukuki ihtilafları, alacak - verecek davalarını da kaldırmak, gerekir. Alacakları bu yolla affederek zaafa uğratmak devlete, karşılayamayacağı bir yükü üstlendirmek demektir. Parlamentonun vatandaşlar arasındaki alacak verecek davalarını affetmek yetkisi yoktur. Bu yetki yargıya aittir.
Dilekçede, kanunun cezai yaptırımını ayırıp, hukuki yaptırımını af kapsamına almanın Anayasa`ya aykırı olduğu savunuldu. Sarıibrahimoğlu`nun verdiği dilekçede, konunun Anayasa Mahkemesi`ne götürülerek, bankaların kredi alacaklarını tahsil etmelerini önlemek için, kötü niyetli borçluların muvazaa yoluyla varlık azaltma ve mal kaçırma uygulamalarının yasa kapsamından çıkartılması, bu yöndeki af maddesinin iptali istendi. Şişli Asliye Ceza Mahkemesi, dilekçe üzerinde yapacağı incelemeden sonra, talepleri ciddi bulduğu takdirde konuyu Anayasa Mahkemesi`ne götürecek. (MİLLİYET)