Çavuşoğlu, AB Bakanı Ömer Çelik, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn; Ankara'daki "Türkiye-AB Üst Düzey Siyasi Diyalog Toplantısı"nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, vize serbestisi konusunda Avrupa Birliği ile somut bir yol haritası üzerinde anlaşılması gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu ayrıca, AB'nin Türkiye'deki yaklaşık 3 milyon Suriyeli için söz verdiği insani yardımı gönderme sürecini hızlandırmasını talep etti.
AB Bakanı Çelik, geçen dönemde 17'inci ve 33'üncü fasılların açıldığını hatırlatarak, "Yeni dönemde müzakerelerin kalbini oluşturan basın özgürlüğü, temel haklar ve hürriyetler gibi konular içeren fasılların (23 ve 24'üncü fasıllar) açılmasını bekliyoruz. Bu konularda çok fazla eleştiri dile getiriliyor. Bu eleştiriler gerçekten demokrasi ve insan hakları konusunda bir ilerleme amacı taşıyorsa o zaman buyrun bu fasılları açalım diyoruz" dedi.
“VATANDAŞLARIMIZIN TALEPLERİ BİR AN ÖNCE KARŞILANMALI”
Geri kabul ve vize serbestisi anlaşmalarının 18 Mart mutabakatıyla ilişkilendirildiğini, yani üç anlaşmanın birlikte uygulanacağını hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki süreçte somut bir yol haritası konusunda anlaşmamız lazım ve bunların hepsinin bir an evvel uygulanması ve vatandaşlarımızın taleplerinin bir an önce karşılanması gerekiyor. Bugün Suriye konusunu da değerlendirdik. Nasıl bir Suriye istiyoruz, nasıl bir çözüm istiyoruz. Siyasi çözüm, ateşkesin sağlanması, siyasi dönüşüm, Suriye'nin toprak bütünlüğü, kapsayıcı bir Suriye'de yeni süreç, siyasi çözüm istiyoruz. Ateşkesin sağlanması dahil tüm sürece Türkiye ciddi katkı veriyor ve vermeye devam edecektir.
Türkiye'deki darbe girişimi ve bu girişimin arkasındaki FETÖ örgütünü de değerlendirme fırsatı bulduk. Daha önce diğer yetkililerle de paylaşmıştık. FETÖ'ye yönelik adımlarımız ve bu süreçte Avrupa Konseyi ile işbirliğimizi vurguladık. Ama Türkiye bugün FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ, DHKP-C, PKK'nın içine katılan diğer 12-13 terör örgütü ile aynı anda mücadele etmektedir ve bu mücadelesini de sürdürecektir. Ve böyle bir dönemde de AB'den destek bekliyoruz. Özellikle PKK ve yandaşlarının AB kurumları ve şehirlerinde propaganda, faaliyet, gösteri yapmasına da izin verilmemesi gerekiyor. Daha önce burada söylediğimiz gibi DAEŞ'in bunu yapması nasıl kabul edilemezse, PKK'nın da bu tür faaliyetlerde bulunmasına izin verilmemesi gerekiyor. PKK ile aynı ideolojiyi paylaşan siyasi grupların buna ön ayak olduğunu görüyoruz. O zaman da AB yöneticileri ve merkez siyasetçilerinin daha iyi bir duruş sergilemelerini beklemek bizim en doğal hakkımızdır. Terör konusunda da AB'den beklentilerimizi vurguladık."
“ORTAK SİYASİ VİZYON”
Bakan Çavuşoğlu, bölgede ve Avrupa'da yaşanan sorunların devam ettiğini ve bu ortak sorunların üstesinden gelebilmek için ortak siyasi vizyona sahip olmak gerektiğini dile getirdi.
"Biz AB'nin tekrar yumuşak güç hüviyetini kazanmasını istiyoruz. Tüm mekanizmaları ve uzmanlıklarını ortaya koyarak ve Türkiye olarak da bu vizyonun canlanması ve Türkiye'nin de bunun içinde yer almasını arzu ediyoruz" diyen Çavuşoğlu, taraflar arasındaki ilişkilerin iyi olmasının sadece iki tarafın yararına değil, aynı zamanda bölgenin güvenliği, istikrarı ve refahı için de çok önemli olacağını kaydetti.
"ZAMANLAMA TÜRKİYE'YE BAĞLI"
Toplantıda konuşan Mogherini ise Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanması için sürdürülen çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Hahn, bu soruna bir çözüm bulunacağına inandığını ve zamanlamanın Türkiye'ye bağlı olduğunu ifade etti.
Hahn ayrıca, "(Türkiye'deki Suriyeliler için AB'nin vadettiği yardım) 2016 ve 2017 için 3 milyar euro bahsettiğimiz miktardı ve şu ana kadar 2,2 milyar euro'dan daha fazlası için taahhütte bulunduk. Ay sonuna kadar 600 milyon euro'dan daha fazlasını verebileceğimizi ve yaklaşık 1 milyar euro'ya ulaşabileceğimizi düşünüyoruz" dedi.
'SİYASİ SÜREÇ' MESAJI
Konuşmasında terör konusuna da değinen Mogherini, PKK ile mücadelede siyasi süreç başlatılması gerektiğini belirtti.